Paralel yapının dibini eşeledikçe ne sürprizler çıktığına inanamazsınız. Bazı gazetecilerle ilgili olarak zaman zaman paralel yapının medya organlarında bir takım haberlerle karşılaşıyorsunuzdur. Kiminin çok para aldığına dair, kiminin utanç veren bir takım ilişkilere girdiklerine dair.. Ya da bazı önemli yazarlarla ilgili olarak; ‘bir zamanlar şöyleydi, şimdilerde böyle’ gibi itibarsızlaştırma yazıları okuyorsunuzdur. Bütün bunların bir nedeni olduğu çıktı ortaya. Darbeye teşebbüs  suçlamasıyla tutuklanan İstanbul eski Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı, isim isim pek çok gazeteciyi hedef alan bir liste oluşturmuş meğer.. Kimler yok ki? Gazetemizin Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya başta olmak üzere Sabah’ın, Akşam’ın, Star’ın tepe yöneticileri genel yayın müdürleri, etkili yazarları, hepsi listede.. Elif Çakır, Nihal Bengisu Karaca, Hilal Kaplan, Abdülkadir Selvi.... Tüm bu isimler ve daha bir çokları, süreçte yıpratılacak isimler olarak listelenmiş. Kan donduran bir tabloyla karşı karşıyayız. Benzerlerine ancak darbe dönemlerinde rastlanır türden bir operasyon.. Ki neticelerini de gördük. Bu listede yer alan isimlerin  neredeyse tamamı hakkında bir internet taraması yapın, aslı astarı olmayan, kişilik suikastı ihtiva eden pek çok haber ya da yoruma rastlayacaksınız.. Son örneği biliyorsunuz Mustafa Karaalioğlu ile Ethem Sancak arasında geçtiği iddia edilen bir parasal içerikli kavga.. Öyle deli saçması ki, ‘bu kadar uyduruk bir iş nereden çıkmış olabilir?’ diye düşünürken Abdülkadir Selvi hatırlattı.. İşte bu  ‘yıpratılacaklar’ planının bir uygulamasıydı elbette.. 

••

Liste kısa.. Ama listedeki isimlerin bir ortak özelliği var. Tamamı paralel yapının ortaya çıkarılmasına katkıda bulunmuş saygın kalemler. Bu demek oluyor ki farklı farklı dairelerce takibe alınan başka isimler daha doğrusu başka listeler de var.. Örneğin Cem Küçük, Turgay Güler, Ben, Melih Altınok, Cemil Barlas gibi isimler yok bu listede.. Kim bilir hangi listeden çıkacak isimlerimiz.. Peki bu liste işi nasıl yürüyor. Gelin bir de ona bakalım.. Bu tip yapılar, kişiik suikastine doğrudan konvansiyonel medya üzerinden başlamıyorlar. Önceleri mikroblog ağlar üzerinden bir yemliyorlar ortalığı. Örneğin bir fotomontaj fotoğraf atıyorlar. Bir yazar kardeşimiz için yaptılar mesela.. PKK kamplarında gerilla kıyafetiyle çekilmiş bir resmi olduğunu iddia eden twitler atıldı önce.. Öyle ki o yazara sahiden çok benzeyen bir resim bulunmuş. Muhtemelen öldürülen PKK’lıların resimlerini yayınlıyor ya örgüt. Oradan buldular. Hatta belki de biraz üzerinde oynadılar. Yanına da yazarımızın resmini iliştirdiler.. ‘Bakın aslında PKK’lıymış’ diyerek twit attılar. Bir tane attılar, bin tane tekrarlattılar ve artık o ismi internette tarattığınızda karşınıza PKK’lı resminin gelmesini sağladılar.. Bereket ki meseleye bu alandayken müdahale edildi de işin yayılması önlendi. Zira bir sonraki aşama şu olacaktı. Bir yazar, ‘böyle bir resim dolanıyor ortalarda, bu resmin asıl sahibinin bununla ilgili birşeyler söylemesi lazım’ diyerek iddiayı konvansiyonel medyaya, yaygın basına taşıyacaktı.. Bu aşamadan sonra ise artık bir sonraki alıntıyı yapacak olan yazar, işi sosyal medya iddiası olmaktan çıkarıp, gazeteye ilk taşıyan kişiyi referans göstererek yayacaktı. O saatten sonra topla toplayabilirsen. Bu sadece bir örnek. Yine listedeki bir başka yazar kardeşimiz için, davalardan vazgeçin dediği karşılığında pazarlık yaptığı hatta bazı yazarların toptan özür dileyerek kendileri hakkında dava açılmasını önlediği yazılmadı mı paralel yapının medyasında. Kimsenin özür dilemediği çıkmadı mı ortaya?..  Listede adı olmayan ancak paralel yapının hedef aldığı isimlere bakacak olursak biryerlerde gizli başka listelerle karşılaşma olasılığımız var sanıyorum. Villalı Genel Yayın Yönetmeni, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın adayları TRT için kapışıyor gibi gibi onlarca aslı astarı olmayan haberin başka bir izahı olabilir mi? Kalın salğlıcakla.