Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

“Benim Adım Gültepe” Dizisi Senaristinin Zor Zamanları

“Benim Adım Gültepe” Dizisi Senaristinin Zor Zamanları

“Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinin reytingine  ve Ayça Bingöl’ün şöhretine güvenerek  yola çıkan “Benim Adım Gültepe” dizisi,  daha beşinci bölümde reytinge yenildi. Devâm edip etmeyeceği belli değilken, genç oyuncu Ekin Koç’un rol aldığı sahnelere ağırlık verilerek devâm karârı alındı.
 
İlk bölümden itibâren, bir yığın âile dramı ile seyirciyi âdeta hikâye bombardımanına tutan dizi, beklenen başarıyı yakalayamadı. Oyunculuk ve müzik açısından söylenecek birşey yok. Çok iyi. Hattâ, başrolde müzik var denebilir. 
 
Sağlam  bir senaryonun bir merkezi olmalı ve hikâye onun etrâfında dönmeli veya genişlemeli. Oysa, “Benim Adım  Gültepe” dizisinin senaryosundan  en az beş altı tâne senaryo çıkar. Seyirci bu kadar yükü kaldıramaz. Aynı sorun, “Yılanların Öcü” için de geçerli.
 
“Öyle Bir Geçer Zaman ki”nin Cemile’sine güvenerek Gülümser tiplemesine bel bağlamak büyük hatâ. Cemile, aldatılan, ezilen, çilekeş kadındı. Nâmusluydu. Çocukları söz konusu olunca pantere bağlıyordu. Bir tip olmaktan çıkıp bir karaktere dönüştü.
 
Oysa Gülümser, aldatan kadın. Boyunca oğlu var. Tenhâlarda menhâlarda fink atıyor. Cemile’yi tutan seyirciden, Gülümser’i tutmasını beklemek yanlış olur. 
 
Beşinci bölüm, öyle bir şekilde sona erdi ki dizi devâm ederse Gülümser yaşayacak; etmez ise ölecek. Açıkçası, devâm ederse senaristin  Gülümser’i  hayâta nasıl döndüreceğini merâk ettim. Benim aklıma, hemşirenin hasta yakınını karıştırmış olma ihtimâli geldi. Halil’in rüyâ görmesi daha iyi bir fikir. Her ne kadar, sevdiği kadın can çekişirken uykusunun gelmesi iyi bir fikir olmasa da..
 
İyi de diziye dönen Gülümser, mahalleye nasıl dönecek? Anlaşılan o ki  senariste “Ne yap yap, Gülümser’i mahalleye döndür.” emri verildi. Bu emir çok sert olmalı ki senarist, altıncı bölümde, saçmalamakta sınır tanımadı. Evi satılan ve  gidecek yeri olmayan Gülümser’e, arkadaşı Suna bir yer buldu. Kılık değiştiren Gülümser, gecenin bir yarısı, kimseler görmeden mahallede en son gidilecek eve gitti. Bekâr öğretmenin evine. En yanlış anlaşılacak eve.  Maksat, heyecan olsun.
 
Hadi, öğretmen itirâz etmeyecek tek kişiydi de o sebepten deyip geçelim. 
 
İşin asıl önemli kısmı, altıncı bölümün nasıl sonlanacağı idi. Öyle bir sonlanmalıydı ki yedinci bölümün reytingi garanti olsun. 
 
İşte burada, senaristin kafasına silah dayanmış olduğuna ihtimâl verdim. ”Ne yap yap, aldatan aldatılan ve yuva düşmanını bir araya getir. Lütfen silah da olsun.”
 
Kolay. Hem de çok kolay. Nasılsa senaristin, reyting uğruna saçmalama hürriyeti var. Refik hapisten kaçsın. Halil ile  sokakta karşılaşsın. O sırada, Gülümser de gelsin. 
 
Ama Gülümser, öğretmenin evinde. Nasıl olacak bu iş? 
 
O da kolay. Gülümser’in oğlu, evinde kaldığı arkadaşıyla birlikte  öğretmenin evinin önünden geçsin. Kadın, camdan oğlunu görsün. Kimin evinde olduğunu unutup sokağa fırlasın. Oğluna yetişip ”Sana yiyecek birşeyler hazırladım.”desin. Sanki oğlan lisede değil, ilkokul birinci sınıfta. Oğlan kaçsın. Gülümser, eşi ve yasak aşkıyla karşılaşsın. Üstelik eşiini elinde silah olsun.
 
Reytingi kurtarmak uğruna, bu kadar saçmalamaya pes doğrusu. Bu kadar zahmete ne gerek var? Senarist, Gülümser’in evini satmasa da kadın  kendi evinden dışarı fırlasaydı daha mantıklı değil miydi? 
 
Eşref’in, düğünde Suna ile zeybek oynamasına ne denir bilemiyorum. Kendisi de bir Gültepe çocuğu olan senarist Vural Yaşaroğlu, hikâyenin Gültepe’de geçtiğini unuttu.
 
Bu arada, son bölümde görünmeyen kötü polis Yavuz ile Takoz Mehmet’in, “Senarist bizi unuttu ya..” dediklerini duyar gibiyim.
 
Unutur tabi. Çok meşgûl.  Bence ses etmeyin. Reyting uğruna, Eşref’i ne hallere düşürdü. Size hiç acımaz.
 
Bu dizi, reyting birincisi olamaz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi