PKK'nın Kobani'ye Koridor Talebi
Kobani, dört tarafı IŞİD kontrolünde toprakla sarılı bir ada gibi… Bölge PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin kontrolünde… PYD, PKK’nın kolu olmakla kalmıyor, aynı zamanda Beşar Esad’ın da Suriye’deki en önemli müttefikleri arasında… Biliyorsunuz Ankara Hükümeti, Esad’ı Türkiye’nin baş düşmanları arasında sayıyor.
PYD ve PKK, Türkiye’yi Kobani’ye yardım etmemekle ve yüzbinlerce Kürdü IŞİD elinde olası bir katliama terketmekle suçluyor. Diğer taraftan PYD’nin Türkiye’deki siyasi müttefiki olan HDP, Türkiye’nin Kobani de dâhil bölgeye askeri bir müdahalesine izin veren tezkereye şiddetle karşı çıktı. Aynı şekilde PKK/PYD de çeşitli vesilelerle Kobani’de Türk askeri istemediklerini ifade ettiler.
Başka bir deyişle, PKK/PYD Türkiye’nin Kobani’ye yardım etmesini istiyor, ancak bu yardımın Türk askeri şeklinde olmasına şiddetle karşı çıkıyor.
PKK’NIN KOBANİ’DEKİ İHTİYACI AĞIR SİLAHLAR
Peki, PKK’nın Kobani’de daha fazla Kürt gönüllü ‘savaşçı’ya ihtiyacı var mı? Hayır, yok… Bu durumu HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan çok öz bir şekilde özetledi, “IŞİD'e karşı yeterince savaşan insan var. Kobani'nin nüfusu çevresiyle birlikte dört yüz bin. Rojava'nın diğer bölgelerinde bir milyonun üzerinde Kürt var. Savaşcı sıkıntısı yok. Buradan gidecek insan orada yük olur” dedi.
Demek ki buradan Kobani’ye geçmek isteyenleri Türkiye engelliyor, bu nedenle Kobani düşecek propagandası da gerçekçi değil…
Bu durumda PKK Kobani’de ne istiyor. Altan Tan, “oranın ihtiyacı silah... Silah yok. IŞİD'in elinde tanklar var, toplar var, füzeler var... Direnişçilerin elinde ise sadece Kalaşnikof var” diyor…
Eee, Türkiye PKK’ya Kobani için silah mı verecek?
“TÜRKİYE SİLAHLANDIRSIN”
İşin doğrusu bunu dahi beklediler. HDP Eşbaşkanı Demirtaş, Eylül ayının başında, tüm Türkiye’yi şoke etti... Türk kamuoyu Çözüm Süreci sonunda örgütün silahsızlandırılmasını beklerken, Demirtaş şunları söylemişti:
“Orada daha çok PKK savaşıyor. Türkiye, PKK silah yardımı isterse ne diyecek, bunu düşünmeli. Madem barışacak, neden olmasın. Marjinal gibi geliyor olabilir ama IŞİD barbarlığına karşı PKK savaşıyor, Türkiye’de de barış olacak ve PKK, Türkiye’ye karşı silah bırakacaksa, silah yardımı neden olmasın”. (Hürriyet, 3 Eylül 2014)
Örgüt, HDP üzerinden dillendirdiği ağır silah talebinin gerçekleştirilmeyeceğini anlamış olmalı ki silah ve diğer ihtiyaçları için Türkiye toprakları üzerinden kendi kontrolündeki topraklara güvenli koridor istiyor...
Bu teklife göre örgüt, Türkiye sınırı boyunca ama Türk toprakları üzerinden Suriye’nin bir noktasından bir diğer noktasına ağır silahlar taşıyacak, bu silahların içinde füzeler, toplar vs. de olacak. Hatta bulabilirlerse tank bile taşımak istiyorlar…
Bunun anlamı PKK’nın silahlanmasına Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Jandarma, Polis ve MİT’in yardımcı olması…
İşin aslına bakarsak bu dahi mümkün olabilirdi belki ve Türkiye, Suriye’de PYD’nin silahlandırılması da dâhil olmak üzere bazı katkılar sağlayabilirdi. Ancak, Çözüm Süreci’ne rağmen Türkiye tarafı örgütün Türkiye’ye dönük tutumunu hiç de dostane bulmadı…
45 kişinin hayatını kaybettiği, binlerce işyeri, kamu binası ve arabanın yakıldığı olaylar ise Türkiye’yi örgüt konusunda büyük hayal kırıklığına uğrattı. PKK’nın havadan bombalanması ve polisin yetkilerinin arttırılması da bu ortamda gerçekleşti…
Şimdi sormak gerekiyor, Dağlıca’da örgüt militanlarını bombalayan TSK, aynı topraklarda PKK’ya güvenli bir silahlanma koridoru açabilir mi?
Özellikle son olaylardan sonra Türk kamuoyunun baskısı altındaki Hükümet herhangi bir gerekçeyle PKK’ya ağır silahların gönderilmesine izin verebilir mi? Hele hele örgüt sert açıklamalarına devam ederken…
BATI NEDEN SİLAHLANDIRMIYOR?
Diğer taraftan, Barzani de benzeri bir koridoru Ankara’dan talep etti. Buna göre Barzani güçleri Kobani’ye, yani PYD’ye Batı’dan temin ettiği silahları taşıyacak… Ankara şimdilik buna da soğuk bakıyor. Daha doğrusu açıktan bir kabul söz konusu değil…
PYD'nin ihtiyacı ağır silahlar olmasına ve Kobanİ'de savaşçı ihtiyacı bulunmamasına rağmen örgüt Türkiye'nin ablukası altında olduğu ve gönüllü savaşçıların Kobanİ'ye ulaşamadığı algısını yaymaya devame diyor. Nitekim HDP de buna kuvvetli destek veriyor. Demirtaş'ın "izin verilse IŞİD'i tükürüğümüzle boğarız" açıklaması bunu gösteriyor... Yani Demirtaş diyor ki Türkiye kapıları açmıyor, gönüllüler Kobani'ye bir türlü geçemiyor...
Resmi rakamlar ise HDP'yi doğrulamıyor. Buna göre 300 kadar PYD'li Türkiye'ye sığınmış ve bunlardan pek azı geri dönüp savaşa devam etmek istemiş. Başka bir deyişle devlet de diyor ki PYD'liler savaşmak istiyorlarsa biz sınırımızı kapatmıyoruz, kimseye engel olmuyoruz...
Türkiye’yi Kobani’de eleştirenlerden biri de Batı… Avrupa ve ABD basını Türkiye’yi Kürtlere yardımcı olmamakla, sınırları kapatıp Kobani’yi yalnız bırakmakla suçluyor. Oysa ki ABD ve müttefikleri PYD’yi başka yollardan silahlandırabilir. Örneğin havadan silah ve mühimmat atmaları mümkün. Bunun için Türkiye’yi bilgilendirmeye dahi ihtiyaç duymazlar. Ancak belli ki onların da acelesi yok. PYD/PKK’nın Türkiye’ye yüklenmesi, Kürtler ile Türkler arasında bir gerilimin yaşanması dış dünyanın işine yarıyor gibi…
Bu konuda Türkiye’nin en son teklifini Başbakan Ahmet Davutoğlu, El Cezire’ye verdiği röportajda dile getirdi ve Kobani’nin güvenli bölge ilan edilmesini talep etti. Böyle bir karar ise Batı’nın ve Türkiye’nin karadan Suriye’ye girmesi anlamına geliyor, buna ise hiç kimse en azından şimdilik sıcak bakmıyor. Dahası Sayın Davutoğlu'nun sözlerinden Türkiye'nin Kobani için Suriye'deki IŞİD-PKK savaşına dahil olmaktan kaçındığını anlıyoruz.
Davutoğlu, "Ayn-el Arab'ın (Kobani) düşmesi gerçekten bizi üzer ve düşmemesi için elimizden gelen katkıyı yaparız ama Rakka düşerken neredeydiler? Carablus düşerken neredeydiler? Musul düşerken neredeydiler?" diyor. Başka bir deyişle Başbakan, Kobani'nin Suriye'de IŞİD'in eline geçen diğer şehirlerden kendileri için herhangi bir farkının olmadığının altını çiziyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.