Kemal Belgin

Kemal Belgin

Takım gibi takım Ve Ekici dersi...

Takım gibi takım Ve Ekici dersi...

Taaa sezon başından bu yana bu sütunlarda hep şu görüşü dile getirdim; Ligin takım gibi oynayan bir numaralı takımı Beşiktaş... O günlerden bugünlere geldik. Aradan üç ay gibi bir zaman dilimini geride bıraktık. Bu Beşiktaş adlı takım, Olimpiyat Stadı veya onun gibi çimli balçıklara rastladığında yukarıda sözünü ettiğim niteliklerinden kopmuş gibi göründü. Ama ne zaman ki ayaklarının altında halı buldu, Feyenoord, Arsenal ve Tottenham gibi takımlara bile kafa tuttu, futbol oynadı.
Evet, öteden beri yazlık takım olarak isimlendirdiğim Sivasspor karşısında da Beşiktaş futbol oynadı. Bu takımın sezon başından bu yana en çarpıcı özelliği, topa sahip olduğundan yüzde neredeyse 85-90’lara varan biçim öne doğru oynamasıdır. Yani bazı ismi büyüğe çıkmışların en son adamından kalecisine kadar geriye oynadığı gibi çağ dışı değil... Ankara’daki halı zeminde de bunu gördük. Veli-Atiba temel direklerinin üzerinden Gökhan, Olcay ve Kerim’in de çok yerinde gidiş gelişleriyle orta alanı betonlaşan Beşiktaş, ilerde de Demba Ba gibi futbolu bilen, bakın burası çok önemli, futbolu bilen bir son adamla futbol oynuyor dostlar. Yardımlaşma çok iyi... Savunma dörtlüsü sağlam... Beşiktaş’ın yediği gollere bakın; neredeyse hepsi yan top, ölü top... Avrupa maçları hariç tabii ki... Demek ki, şimdilik en ciddi arıza adam paylaşmada, zamanlamada ve de kalecinin yüksek topa çıkış hamlesinin eksikliği... Tolga’daki düşüş acaba, Çek maçının sebebi olarak görülüp Letonya maçında kesik yemesi mi? Bu, kalecilerde ciddi tahribat yapar. Neyse, Beşiktaş liderliğini hak ediyor. Serdar-Necip  değişikliği zorunluluktan ama Kerim-Oğuzhan ve Olcay-Franco değişiklikleri ise oyunun gidişindeki bazı düşüş ve zorunluluktandı. Ama tekrar edeyim, en önemlisi Beşiktaş’ın öne doğru çabuk ve hızlı oynama arzusu, isteği ve bunu büyük oranda gerçekleştirmesidir.

VE TRABZONSPOR
Yine en başından beri Trabzonspor’da en büyük sorunun yerli-yabancı maçlar değişiminde yaşanacağı olacağını yazdım, söyledim. Avrupa maçlarında bu Mersin maçında yedekte kalan Costant, Yatabare ve Papadopulos on bire giriyorlar ama bizim lig olunca bunlar veya başkaları kulübeye gidiyor. Hal böyle olunca da birlikte oynama koşulunda arızalar meydana geliyor. Bu maçta da Salih ve Soner savunma dörtlüsünün önünde idiler. Sizce ne çıkar? Mehmet Ekici ise Cardoso arkasında. Bu arada hemen şunun altını çizeyim; bu Ekici’yi milli takıma almamak milli takımın orta saha-ön blok arası etkili oluşunu önlemektir. Neyse, Mersin maçındaki arka dörtlü ise yabancı kontenjanın yarısından çoğunu yemişti. Yani oyunun yönetimi ve yönlenişi neredeyse yerli malına kalmıştı. Serdar henüz oturmadı. Cardoso bir Demba ba değil... Alıp da iş yapacağı toplar belli. Waris bu maçta rakibi en çok yoran, takımı öne çekebilen adamdı. Güzel kafa şutlarını Nihat kurtardı. Şimdi Trabzonspor’un bu takımına kulübede oturan üç adam da girecek. Sizce bu sekiz adamın Trabzon’da uyku saatleri hariç, hani neredeyse aynı masada altı kol iskambil oynamaları gerekiyor. Tabii bizim lig maçları için de aralarına Ekici, Soner, Mustafalar gibi isimleri de alarak. Bilmem derdimi anlatabildim mi?
Mersin’e gelince... On kişi kalmak Trabzon’da kolay iş değildi. Penaltı ile maça tutundu ama kısa sürdü. Yenen yüksek top gollerinin hesabını Rıza hoca yapamazsa yarınlar için sıkıntılı günler gelir. Hem de içinde Servet’in bulunduğu bir geri dörtlüde…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Kemal Belgin Arşivi