YENİDEN SAHAYA İNEN RUSYA VE YENİ BİR ENERJİ POLİTİKASI İHTİYACI

YENİDEN SAHAYA İNEN RUSYA VE YENİ BİR ENERJİ POLİTİKASI İHTİYACI

Türkiye kullandığı doğalgaz’ın yüzde altmış’ını Rusya’dan alıyor.
Bu rakam, enerjide Rusya’ya ne kadar bağımlı olduğumuzu gösteriyor.Rusya ile ticaretimiz sadece enerji ithalatından ibaret değil elbette.
Başta otomotiv olmak üzere,tekstil, çeşitli gıda ürünleri, yaş sebze ve meyveden oluşan milyar dolarları bulan hacimde bir ihracatımız var.Buna turizm ve müteahhitlik hizmetleri de eklenince ortaya Türkiye’nin vazgeçemeyeceği bir tablo çıkıyor.
İki ülke arasında muhtemel bir krizde her iki tarafın da büyük miktarda zarar göreceği muhakkak.Ancak özellikle enerji alanındaki bağımlılık, böyle bir krizde –hemen her sektörün enerji ihtiyacı - dikkate alındığında Türkiye’nin daha çok kayba uğrayacağını gösteriyor.
1997 yılında Rus doğalgazını Türkiye’ye taşıyacak mavi akım projesi imzaladığında büyük gürültü kopmuş, proje ile Türkiye’nin Rusya’ya bağımlı hale geleceği,alternatif enerji projelerine yönelmek gerektiği ifade edilmişti.1200 kilometre uzunluğundaki bu hattan Türkiye 2002 yılından beri Doğalgaz alıyor.Anlaşmaya göre 25 yıl süreyle Türkiye’nin bu hattan yılda 16 milyar metre küp doğal gaz satın alması öngörülüyor.
Rusya son zamanlarda elindeki Ekonomik imkanları bir dış politika estrumanı olarak kullanıyor..2006-2007 yıllarında kış ortasında doğal gaz vanalarının kapatarak, Ukrayna ile Gürcistan’a karşı elindeki doğalgazı bir silah gibi kullanmaktan çekinmemişti.Dolayısıyla, Rusya’ya bu oranda bir bağımlılık özellikle kriz dönemlerinde büyük risk taşıyor.Nitekim, Gürcistan krizinden sonra Türk TIR’larına gümrüklerini kapatılması da aynı refleksin bir sonucudur.Türk-Rus ilişkileri gerildikçe bu ekonomik ambargonun boyutları da büyüyecektir.
Daha önce ilaç kalıntısı olduğu gerekçesiyle 5 tarım ürününün (Domates,patates, patlıcan,üzüm, limon) ithalatını durduran Rusya, şimdi gerekçe göstermeye gerek görmeden kapılarını Türk TIR’larına kapatabiliyor.Kaç gündür devlet bakanı Kürşat Tüzmen’in ısrarlı sorularına rağmen, Rusya cephesinden en küçük bir cevap bile gelmiyor.Bu, ekonomik kısıtlamalar yoluyla cezalandırma politikası,yeni pazarlar bulmanın,alternatif enerji kaynaklarına yönelmenin ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor.
Yeniden küresel bir oyuncu olmak için fırsat kollayan Rusya’nın, önümüzdeki yıllarda elindeki imkanları daha etkin bir şekilde kullanacağı tartışmasızdır..Bölgede kendi politikası ile var olmaya çalışan Türkiye’nin böyle bir Rusya’ya güvenmemesi gerektiği de gerçekçi bir politikanın gereğidir.Gürcistan’da orantısız güç kullanarak muhtemel rakiplerine sert bir mesaj veren Rusya, 1989’da çekildiği meydana yeniden dönmenin sinyallerini veriyor.Bu dönüşün, bölge ülkeleri içinde en çok Sovyetlerden ayrılan ülkelerle, Türkiye’yi etkileyeceği muhakkaktır.
Onun için Türkiye gecikmeden alternatif enerji kaynakları aramalı, İran’la yarım kalan Doğal gaz anlaşmasını gecikmeden imzalamalı, Türkmen doğal gazı ile ilgili olarak yarım kalan çalışmaları tamamlamalıdır. Rusya’nın sahaya dönmesi ABD’nin İran’la imzalanacak anlaşmaya muhalefetini de gevşetecektir.Hükümet bu fırsatı iyi değerlendirmeli, Mesut Yılmaz’ın Türkiye’yi mahkum ettiği Rus doğal gazına bağımlılıktan bizi kurtarmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi