Selçuklu Sultanı Alparslan, mezarının aranması vesilesiyle gündeme geldi. Sultan Alparslan’ın kıymetini bilmek, hakkını teslim etmek için mezar yerini bilmek şart değil. Bilinir ve ihyâ edilirse elbette güzel olur. 

Sizlere zaman zaman, gerek Holywood tarafından gerek Yeşilçam ve diziler vâsıtasıyla Türk büyüklerinin isimlerinin karalanmasıyla ilgili misâller veriyorum. Son yıllarda yapılan bâzı Holywood filmlerinde, Selçuklu târihi ile ilgili çok çirkin iftirâlara rastladım. Bunları, ileride paylaşacağım.

Bilmem hatırlar mısınız, Gezi eylemleri esnâsında duvarlara, “Zulüm, 1453’de başladı.” yazan zihniyetin, Osmanlı’da durmayacağını Selçuklu’ya, Karahanlı’ya ve bütün Türk târihine düşmanlığını ortaya koyacağını yazmıştım. Bu yazımdan sonra, ODTÜ’lü bir genç, bir eyleme Bizans başlığı ile katılmıştı.

Bunun anlamı şudur: Zulüm 1071’de başladı.

Geçen sene, 1071 Malazgirt Bulvarı’ndan geçerken otobüs yolcularından birinin, bulvarın adını kastederek “Şu isme bak. Böyle kışkırtıcı isim konur mu?” dediğine bu kulaklar şâhittir. Bu isim, neye kışkırtıyor acaba? Kin ve nefrete mi yoksa bölücülüğe mi?

Hâl böyle olunca ecdâdımızın isimlerinin ve eserlerinin idrâk edilmesi daha bir önem kazanıyor. Bu konuda ilginç bir misâl vermek istiyorum.

Mâlûmunuz, Ağustos ismi, Roma İmparatoru Augustus’den gelir. Bizdeki  asıl adı Harman’dır.

Türkmenistan’da,  2002-2009 arasında kullanılan Türkmen takviminde, Ağustos ayının adı Alparslan’dı.

Malazgirt Zaferi’nin büyük komutanının isminin, zaferin kazanıldığı aya verilmesi çok güzel bir fikir. Maalesef, bu durum yedi yıl sürdü.

Düşünüyorum da hiçbir alâkamız olmayan Roma imparatorunun adı yerine, Anadolu kapılarını bize açan Sultan Alparslan’ın adı, Ağustos ayına verilemez mİ? Verilirse Romalılar’a ayıp etmiş olur muyuz?

SULTAN ALPARSLAN’IN KEFENİ

Ağustos ayında, Cumhurbaşkanımız bir konuşmasında, “Selçuklu Sultanı Alparslan gibi kefenimizi giyerek mücâdeleye soyunduk.” demişti. Sultan Alparslan, Malazgirt Savaşı’na,  beyaz bir kıyâfetle, yâni kefeni ile katılmıştı. Bu hâlinin, devlet büyüklerimize örnek olması pek güzel.

Sultan Alparslan’ın dünyâdan vazgeçmiş ve ölümden korkmayan hâlinin devâmı da var. Dilerim, bu hâli de devlet büyüklerimize örnek olur.

1072 yılında, esir olarak huzûruna getirilen Yusuf Harezmî tarafından şehid edilen Sultan, ölmeden önce şöyle dedi:

“Hangi düşman üzerine yürümek istesem dâimâ Allah’tan yardım dilerim. Dün bir tepeden orduma baktım. Askerlerimin adımlarından dolayı, altımda yer titriyordu. Kendi kendime, ‘Ben bütün dünyâya hükmeden biriyim; bana hiç kimsenin gücü yetmez.’ dedim. Bu yüzden, Allah Teâlâ beni âciz bir kulu ile cezâlandırdı. Allah’tan mağfiret diler ve bu düşüncemden dolayı beni affetmesini niyâz ederim.”

Sultan Alparslan, Merv’de, babası Çağrı Beğ’in yanına gömüldü. Moğol istilâsında, mezar yeri kayboldu.

YUSUF HALAÇOĞLU’NUN SUSMA HAKKI

Bir kaç gün önce, MHP Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu “Sultan Alparslan’ın mezar yerini biliyorum ama, söylemeyeceğim.” açıklamasını yaptı. 

Açıklamasında, 2008’de hükûmet yetkilileri ile tespit çalışmalarına katıldığını; daha sonra, MHP’den vekil olunca kendisine bir şey sorulmadığını ; meselenin siyâseten istismâr edilmemesi için asıl mezar yerini  açıklamayacağını ifâde etti.

Birincisi, Yusuf Halaçoğlu, eğer ulaştığı bilgilere kendi imkânları ile ulaşmış olsa bilgi saklama hakkı var. Ancak, devletin imkânları ile ulaştığı bilgiyi, devletten, milletten saklama hakkı yoktur.

İkincisi; mâdem meselenin siyâsete âlet edilme tehlikesi var, neden 2008’deki çalışmalara katıldı? O zaman da iktidârda aynı parti vardı.

Üçüncüsü;  diyelim ki Sultan’ın mezarı bulunamadı. Yusuf Halaçoğlu, açıklama yapmak için MHP’nin iktidâr olmasını mı bekleyecek? Eğer öyleyse ömrümüz vefa etmeyecek gibi görünüyor.

Dördüncüsü; ecdâdımızın mezarına sâhiplenmek niye siyâsî istismâr olsun? Eğer böyleyse bunu en çok istismâr eden parti MHP.  Sultan Alparaslan. hepimizin atası. Ak Parti sâhip çıkınca siyâsî istismâr, MHP sâhip çıkınca milliyetçilik mi oluyor?

Son olarak; eğer Yusuf Halaçoğlu, MHP milletvekili olduğu için meselenin dışına çıkarılmışsa bunu da TİKA’nın ayıbı olarak belitmek lâzım. Dediğim gibi Sultan Alparslan hepimizin atası.