En parlak Perşembe!
Önce Trabzonspor, Belçika temsilcisi Lokeren’i 2-0, sonra Beşiktaş Sırbistan takımı Partizan’ı 4-0 yendi. Bu şu demek; İki takımımız da gruplarından çıkma yolunda çok değerli iki galibiyet aldılar. Devam edelim gecenin anlamına... Biri Belçika temsilcisi idi. Yani son Dünya Kupası’nın övgü alan ülkelerinden birinin takımı... Diğeri ise Demirperde yıkılmazdan önce Avrupa’nın önde gelen takımlarından bir zamanların koca Partizan’ı idi... Tamam, rejim batınca bu ülkelerde spor da geriledi ama son günlerdeki çıkışlarını da göz ardı etmeyelim. Bu arada bu iki galibiyetin ülke puanına yaptığı katkı da unutulmamalı. Hele hele Galatasaray’ın yaşadığı faciadan sonra...
Gelelim mi maçlara? Trabzonspor, hep söyledim, hep yazdım, yabancılarıyla donandığında bir takım gibi karşımıza çıkıyor. Hem de daha çok yeni bir topluluk olmasına rağmen... Lokeren karşısında savunmada sadece Zeki vardı bizden... Orta alanda da Mehmet Ekici... Hücum hattı ise üç yabancıdan oluşuyordu. Kalecimizi de sayarsak üç yerli, sekiz yabancı... Trabzonspor çok mu iyi oynadı? Hayır. Ancak ferdi yetenekler ortaya çıktı zaman zaman... Zaten çok da iyi oynaması pek mümkün değildi. Çünkü bu takım yarın bu sekizden üçünü kenarda oturtacak. Yani takımın neredeyse yüzde 30’u değişmek durumunda olacak. Bu, özellikle yeni bir takımın önündeki en ciddi engeldir. Mehmet Ekici yine kornerden, bu defa da Yatabare’nin kafasına oturttu topu. Ancak ne var ki bu oyuncunun yükselişi ve vuruşu nefisti. Sonra, yorgunluktan oyundan çıkmayı isteyen Constant klasını konuşturup skoru ilan etti. Son bir cümle ki burası çok önemli... Vahid hocanın bir an önce lig-Avrupa maçı arasındaki oyuncu benzerliklerine dayalı bir kadroda karar kılması gerektiğini bulması gerekir.
VE KARTAL
Sezon başından beri yazıp söylüyorum. Şu anda Türkiye’nin en iyi futbolunu oynayan takım Beşiktaş diye... Her şeyden önce dikine oynamayı becerebiliyor. Toplu savunmaya geçerken öndeki iki kenar adamının katkısıyla dörtlüsünün önünü kolayca beşliyor. Atağa çıkarken de takım halinde hareket edebiliyor. Gökhan, Oğuzhan ve Olcay takım sıkıştığında sağlıklı driplingler atabilen oyuncular. Demba Ba zaten özellikle bizim futbol için derslik bir uç adamı... Savunmanın sağ kanadı aslı ve yedeği ile çok kişinin canını sıkıyor ama, benim için hiç de öyle değil... takım oyunu felsefesi içinde oynayabildikleri için Necip de, Serdar da iş yapıyor. Atılan gollerin hepsi alkış tutulacak cinstendi. Beşiktaş öyle kazandı ki, rakip kendi sahasında pozisyona bile giremedi dersek yeridir. Hem de ıslak zeminde, yağmur altında... Sık sık tek top, gerekirse al-ver, iş başa düşerse şık driplinglerle adam eksiltme... Alkış be alkış...
Şimdi son söz... Beşiktaş’ın, Seba sezonu olduğu için bazı güçler tarafından şampiyonluğa taşınacağını iddia eden gerizekalılar maç maç ders alıyorlar... Oh canıma değsin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.