"5 Kasım gününü hatırla! Patlamayı, ihâneti ve komployu. Bu ihâneti unutmak için hiçbir neden bulamıyorum."

Geleceğin İngiltere'sinde, bir diktatöre karşı, İngiliz halkının uyanış hikâyesini anlatan, 2005 yılı yapımı “V For Vendetta” filmi böyle başlıyordu. Senaryosu, Matrix  ile meşhûr olan Wachowski kardeşlere âit. Alan Moore'un yazıp David Lloyd'un çizdiği aynı adlı çizgi romandan beyaz perdeye uyarlandı. Filmdeki maskenin mûcidi ise David Lloyd.

Neydi bu 5 Kasım günü olan ihânet?

5 Kasım 1605, Katolik İngiliz askeri olan Guy Fawkes ve arkadaşlarının, İngiliz Parlemento Binâsı’nı havaya uçurma teşebbüsünün târihi. Fawkes, "Barut komplosu" olarak da bilinen bu hâdiseyi planlayan on iki kişiden biriydi. Amacı, kraliyet âilesine ve protestan devlet adamlarına karşı bir isyân başlatmaktı. Ancak, ihânete uğradı ve yakalanarak asıldı.

Bu hâdiseyi anlatarak başlayan V For Vendetta, görünüşte İngiliz halkını uyandırmak için yapılan bir film. Filmde, baştan sona, öylesine bir isyân ve intikâm ruhu var ki her hangi ülkede vizyona girse derin tesirler bırakacağı muhakkaktı. Fakat, her ne hikmetse İngiliz halkını değil de bizim gezicileri uyandırdı. Filmin Birleşik Krallık’da seyredilme oranı, Türkiye’dekinin on katı. Buna rağmen, İngilizleri etkilememesi; bizim gezicileri ise filmdeki maskeyi direnişin sembolü yapacak kadar etkilemesinin sedebi neydi? Bunun cevâbını yazının sonuna saklayalım ve filmin Gezi isyânına tesirlerini hatırlayalım.

1-V ile Evey'nin ilk karşılaştığı gece V, kendisini şöyle tanıtır:"Voila, karşınızda basit bir vodvil gönüllüsü var. Vicdanın hem kurbanı hem de katili olarak savaşan bir gönüllü"

Gezi eyleminden önce, oynadığı vodvil ile seyredenleri; twitterda ise " Mesele ağaç değil..." sözleri ile takipçilerini  isyâna çağıran vodvil gönüllüsü sanatçıyı hatırlayın.

2- "Bu ülkede yolunda gitmeyen birşeyler var" Eylemlere giden gençlerin diline pelesenk etdiği, ama içini doldur deyince dolduramadığı bir cümle.

3- "Siyâsîler gerçeği örtmek, sanatçılar gerçeği ortaya çıkarmak için yalan söyler.” Eyleme katkı sağlayan ve halkı yanıltan sanatçıları hatırlayın.

4- Diktatör paranoyası. Filmdeki diktatör başbakan, dindar ve kolay sinirlenen bir lider. Bu özellikleri taşıyan dönemin Başbakanı Erdoğan’ın, filmdeki diktatör ile özdeşleşmesi çok kolaydı. Seçimle başa geldiği gerçeği unutularak hem de.

5- "Bu ülkenin, binâdan fazlasına ihtiyâcı var. Umut gibi.." Gezi eylemcilerin binâ yapımına güçlü itirâzlarını hatırlayın.

6-Filmde, adâlet sarayı ve parlemento binası bombalanıyor. Gezi isyânında atılan "Meclise yürüyoruz. Taş üstünde taş kalmayacak" türündeki twitleri ve avukatların adliyedeki eylemleri, bizde de iki binânın hedef alındığını gösteriyordu.

7- En mühim kısım burası. Filmde "5 Kasım'ı hatırla!" diyor. Elbetteki bu târihin bizim için anlamı yok. Eylemcilerin, seçtikleri târihin, kendi târihimiz açısından anlamı var. 27 Mayıs gününü seçmeleri tesâdüf değil. Artık unutulan 27 Mayıs ruhunu diriltmek için Gezi Parkı, iyi bir bahâne oldu. E-muhtıra târihini de hatırlayın. 27 Nisan, yâni, Sultan Abdülhamid Han'ın tahtdan indirildiği târih.

Evet, Taksim'i işgâl eden zihniyet, birşeylerin unutulmasını istemedi. Tekrârını istedi.

Filmin tahrik edici ve devrimci ruhu tetikleyici cümlelerinden bir misalvermek istiyorum.

"Bu maskenin altında etden daha fazlası var. Fikir var ve fikirlere kurşun işlemez."

Maskeyi takanlar etden daha fazla olmak zorunda yâni. Zîrâ, eylem ile maskeli balo arasında çok fark var.

Filmin senaristleri Wachowski kardeşlerin, Yahudi-Siyonist oldukları iddiâları da göz önüne alınırsa, filmin esas hedefinin İngiltere değil, anarşi ve terörle alt üst olması hedeflenen bizim gibi ülkeler olduğu daha iyi anlaşılır.

Gelelim, filmin İngilizleri niye isyâna teşvik etmediğinin cevâbına.

Çünkü, 5 Kasım 1605 Barut Komplosu’nun başarısız oluşu, her sene İngiltere’de, şenliklerle kutlanıyor ve Guy Fuwkes kuklası yakılıyor. Yâni, bu komplonun başarıya ulaşamaması, demokrasi için mühim bir adım kabul ediliyor. İngilizler için varsa yoksa kraliyet âilesi. Onlara karşı yapılan her eylem, demokrasiye ihânet gibi görülüyor. Bizde ise tam tersi. Osmanlı’ya yapılan her ihânet, demokrasi şenliği....

Hadi, İngilizler, İngiliz olduğu için diyelim. İskoçlar, referandumda İngiltere’den ayrılmama kararı verdi. Yâni bu film, onları da etkilemedi. Bizde ise V maskesi takanlar, demokrasiye ihânet günü olan 27 Mayıs’da parka giderek yeni bir ihânet istediler.

Peki Gezi isyânı, filmdeki gibi mutlu sona niye ulaşamadı? Çünkü, maskeyi takanlar, etden daha fazla değildi. Maalesef sanatçılar, filmde söylenenin aksine, gerçeği örtmek için yalan söylediler.

Acaba geziciler, 5 Kasım Guy Fuwkws Gecesi’nin nasıl kutlandığını; yâni V maskesinin arkasındaki Guy Fuwkes ile İngilizler’in dalga geçtiğini biliyorlar mı?

Eylemde başı çeken Mehmet Ali Alabora’nın, İngiliz vatandaşlığına geçtiği söyleniyor. Eğer doğru ise kraliçesine bağlılığını ispât ettiği için bunu haketti. Hattâbugün, İngiltere’deki kutlamalara katılıp Guy Fuwkes kuklasını ateşe verirse şaşırmam.