Hoş geldin yüreğime!
Dün gece yine yapayalnız bir geceydi...
Gökyüzünün beni mest eden her durumuna kendimi usul usul bıraktım ve yıldızlara bakarken, senin de beni düşündüğünü düşünmekte teselli aradım...
öyle bir gece işte...
Tenha, terli ve yalnız!
Sana söylemiştim ya: Her gece, herkes kendi kendisiyle baş başadır; sadece orada yalan yoktur, riya yoktur ve gerçekte yalnız olup olmadığını sadece geceler fısıldar insana...
Gece bin kez yalnız olmadığımı fısıldadı nedense. Meğer insan inandığını ne çabuk yaşarmış bilmeden, beklemeden.
Tasavvur ediş bir oluşun gölgesinden ne çabuk ayırıyormuş kollarını.
Nasıl özlemişim içselliğini, anlatmama imkân yok.
İnan ki yok!
Sana karşı duygularımı sıralamayı her denememde, sana hissettiklerimin binde biri tükenmeden, kelime hazinem tükeniyor.
Yine de yüreğimi okuduğundan eminim. Yürek okunur mu diye sormazsın değil mi? Bilirsin, yürekler açılmamış kitaplardır. Sadece çok sevenler okuyabilir.
Adam sen de! Bazen susmak, en güzel cümleleri kurmaktan daha güzeldir.
Bazen de boğaz kilitlenir. Bir şeyler boğazında düğümlenir insanın. Sonra gözler dolar, eller terler, dudaklar titrer...
Ağlama halidir. Bilirsin ben rahat ağlarım. “Erkekler ağlamaz”mış, lâf! Ağlamayı bilmeyen erkek, ölmüş duygular mezarlığına dönüşmüş demektir. Cesaret sert görüntü vermekte değil, içinden ağlamak geldiğinde ağlayabilmektedir. öyle olmasaydı Allah erkeklere gözyaşı vermezdi.
Yine de çok, çok, çok özleyince, susmak en iyisi oluyor...
En derin cümleler en narin nefeslerde soluk alıyor.
çok özlemiştim seni gerçekten, çok!
Her gece, saat yirmidörtlerde gökyüzüne bakar, sana iyi geceler dilerim sessiz nefeslerde. Derinden özlerim o saatlerde yine seni...
Böyle içseller, seninle çimlerin üstünde oturmuş gibi yaparım.
Dün gece, yine buğulu bir ilahi sesi gibi aktın kulaklarıma, gecenin dingin sessizliğini yırta yırta. Dikkat edince fark ettim ki, sahur davulu vuruyor.
Her tokmak, “gafil” kafalara iner gibi!
O gürültüde bile sevgi fısıltılarını duydum derinden. Anladım ki, sen de beni seviyorsun. Benim seni sevdiğim gibi mahcup, ürkek, sessiz seviyorsun.
Mutluluk duydum. Sahur sonrasında tüm geceyi derin bir hasretle kollarıma alıp huzur içinde uyudum.
Nasıl kıymetlisin bilsen, nasıl sevilensin, özlenensin.
çok özlemiştim seni, çoook...
Bu kez sana ulaşamayacağımı düşünüp korkmuştum. çabucak gelsin diye dualar etmiştim.
Hoşgeldin, hoş geldin yüreğime! Artık isteyişlerimi suskunluklarıma emanet etmiyorum. Bağıra bağıra söylüyorum: “Ya Rabb, ramazan hürmetine!”
çok hürmetlisin çoook!
Hani geldiğinde yıllardan beri iftarına oturduğumuz eski yemek masası var ya, geçenlerde değiştirmek istediler yeni bir masayla, itiraz ettim. Yıllarla bütünleşmiş iftarlarımı “eski” diye sokağa attırır mıyım?
Ne eski ramazanlar eskir, ne eski iftarlar, ne de eski iftar sofraları! Her şey hep böyle kalır aslında, olduğu gibi. Sevgilerimiz, duygularımız eskimedikçe onlarla ilişkili olan hiçbir şey eskimez! Sen hiç eskimezsin. Kokun sinmiş yüreklere. Bu yüzden seninle yaşadığımız hiçbir anı değiştirmeyeceğim.
İyi ki geldin. İyi ki varsın. Yoksa günahlarımızla halimiz ne olurdu?
İş çıkışı epey bir yürüdüm dün. Birden yağmur başladı. Sırılsıklam ıslandım. Yalnız olduğumu düşünen dostlar, eşlik etmek istediler, sağolsunlar.
Kıs kıs güldüm.
Seni görememişlerdi. Oysa yanımdaydın. Birlikte ıslanıyorduk Rabbimin rahmet serpintilerinde.
Sonra yağmur dindi. Güneşe birlikte gülümsedik. O anda ne dualar ettim bilsen. Benden hoşnut olman için ne dualar ettim.
O zaman yine seni özledim. Meğer insan çok sever ve isterse, yanında olanı bile özlermiş. Bunu dün fark ettim: Dün iş çıkışı ıslandıktan sonra açan güneşe birlikte gülümserken...
Her hali her halimle özdeş sevgili, seni seviyorum. özlediğim, gözlediğim, özümsemeye çalıştığım dost, hoş geldin.
Kızdırsam bile kızma olur mu? Duygusal yazarın duygu dünyasıdır de, üstünde durma. Seni cihana haykırmadığıma da aldırma sakın!
Ben seni Allah'a anlattım. çünkü sen bana Allah’tan armağansın. Ben Allah’a söylediğimi, başka hiç kimseye söylemem. O bilsin yeter.
Şu âlemde her zerreye söylemek istediklerimi bile sadece Allah’a söylerim ben.
O anlasın yeter. Başkası umurumda bile değil!
Beni sadece O'nun tasdiki ilgilendiriyor.
Seni bana nasip eden de O.
İyi ki geldin ey ramazan, hoş geldin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.