Acaba?
Kulüpler Birliği son toplantısında önemli bir halt(!) etti. Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in ağzından, topluca Aziz Yıldırım’ın kınandığını açıkladı. Sebep, hakem odası baskınlarından söz edilmesi. Başkan Demirören açıklamasında, “Türk bayrağının dalgalandığı hiçbir yer basılamaz. Üstüne üstelik hakemlerimizin göğsünde ay-yıldız vardır. Bunu şiddetle kınıyoruz...” Pardon, galiba şiddet yoktu da, öylesine sıradan kınama idi sanki...
Şimdiii bir senaryo da benden... Acaba diyorum, başkanın bu açıklamalarından sonra o odada bulunan bazı başkanlar veya onların temsilcilerinden bazıları Aziz Bey’i arayıp, “Başkan, sen aldırma, öyle bir çıkış yaptık ama emrin olur yine de” demişler midir? Ben bu satırları yazarken Aziz Bey’in basın toplantısı henüz başlamamıştı. İster misiniz o toplantıda benim bu senaryonun bir yerine, “Beni arayanları bir açıklarsam yer yerinden oynar” demiş olsun. Der mi der. Nasıl ki yargılama süresince hep, “Bir açıklarsam, bir konuşursam yer yerinden oynar” deyip durmuş ve hâlâ tek satır açıklama yapmamıştır. Olsun, dersin havaya uçar olur biter.
Sonra aynı ekip, hemen hemen, yalnız fotoğrafta bir Fenerbahçeli yöneticiyi de gördüm masada, Ankara’ya bakanın toplantısına katılmış. Sonuç ve açıklama varsa, henüz haberim olmadan yazıyorum. Bir acaba da burada yatar mı? Hani, “Sayın bakanım dün bir kınama yaptık ama siz aldırmayın, öyle gerekiyordu, kamuoyuna narkoz olsun diye...” falan gibilerinden.
Vallahi artık senaryo yazmak işimiz olacak galiba... Bir acaba daha... Hani şu demokratik hakları açıkça ve net olarak, hatta kamuoyuna bilgi de verilerek ihlal edilen kombine sahipleri ile birebir görüşmeler yapılırken, “Bak bu son ihtarım. Bir daha değil stada girmek, çevresinde bile dolaştırmam” falan denir mi? Hatta hatta Kadıköy’den taşın falan gibi de olur mu? Olur mu olur! Savcı beyler hâlâ Kasım’daki Pastırma Yazı’nı yaşıyor ya... Haaa birileri gelip de müracaat etmemiş olabilir, ama bildiğim kadarı ile yayın organlarının haberleri ihbar kabul edilir. Eee bizim gazete okumak, televizyon dinlemek gibi bir âdetimiz yok da denebilir. O zaman ben özür dileyeyim bari...
Acaba, biter mi? Benim spor medyam hâlâ yaygaraya devam ediyor. Nasıl olur da Brezilya’dan dört yenirmiş. Üstelik de onca para verip buraya çağırmış olmamıza rağmen... Senin verdiğin o para, İstanbul’a yedi personeli ile gelen Neymar’ın sigorta taksiti bile olmaz be... Sen de bir Neymar yetiştir, çağrılığında fiyat bildir. Anlaşılan o ki kafalar değişmeyecek. Bu maçı Kazakistan maçı ile bağlantılı görmek, değerlendirmek bile yeter kafaların nerede olduğunu anlamak için... Burak, Gökhan Gönül, Gökhan Töre, Mehmet Ekici falan neden oynatılmadılar acaba?
Acaba, bu kadar... Şimdilik tabii ki...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.