“Geç Bu Ayakları”
Adamlar “ekonomi kötüye gidiyor” diye dert yansalar, dinlerim. Ben ekonomiden pek anlamam ama kulak veririm. “Neden acaba?” derim, merak ederim.
Adamlar, “asgari ücret çok düşük. Çalışanlar arasında gelir dengesizliği isyan ettirecek safhada. Artık bir reformun zamanı çoktan geçti” deseler, kalıbımı basarım.
Adamlar, “terör yine baş kaldırdı, bunun nedenleri üzerinde durulmuyor, çareleri araştırılıp soruşturulmuyor” deseler, ne diyorlar, ne çözüm getiriyorlar diye üzerinde yoğunlaşırım. Ve de teşekkür ederim.
Adamlar, “yolsuzluklar aldı başını gidiyor” deseler, ürperir ve belgelere bakarım. Onca yoksulluğumuza rağmen bizden aldıkları vergilerin nereye gittiğini elbette önemserim.
Adamlar, “bürokratlar çalışmıyor, vatandaşa saygılı değiller, işler zamanında bitirilmiyor” deseler, pür dikkat nerede, ne, nasıl olmuş bakar ve gerçekten öyle ise onları alkışlar, iş yapmayanlara ve seyirci kalan sorumlulara ateş püskürürüm.
Adamlar, “atamalarda ehliyet yok siyaset var, adam kayırma var,” deseler, “eyvah, bu bir kıyamettir, bir millet böyle yıkılır” diyerek korkar, kendilerine destek veririm.
Adamlar, “ne olacak bu eğitimin hali? İlköğretimden üniversiteye kadar eğitim felç. Hangi tedbir getirdiniz?” deseler, ben de onlarla beraber bağırırım: “Doğru söylüyorlar. Hangi tedbiri aldınız?”
Adamlar, halk eğitiminden, okuma seviyesinden, basılan kitap ve gazete sayısından, kültürel kıtlıktan, sanatsal faaliyetlerin azlığından bahsetseler, “eyvallah” der, destek vermeye çalışırım.
Adamlar, haklardan ve özgürlüklerden, dini, etnik ve kültürel kimliklerin gelişiminden, bölgesel farklılıkların kaldırılmasından, yöresel gelişmenin denkliğinden… bahsetseler, sonuna kadar beraber olurum kendileriyle.
Adamlar, daha katılımcı, daha adil, daha özgür bir demokrasiden ve seçim sisteminden, halkın adaylarını bizzat seçmesinden, her düşüncenin mecliste özgürce temsilinden bahsetseler, severek birlikte mücadele veririz.
Adamları dinliyoruz, bağırıyorlar ama barış yok, özgürlük yok, adalet yok, bağımsızlık yok, eğitim yok, ekonomi yok, statükoya başkaldırı yok, jakobenliğe reddiye yok, halkın egemenliği yok haykırışlarında…
Adamların varsa yoksa bütün dertleri, rejimdir.
Ne diyorlar?
“Ülke tehlikede.”
“Rejim tehlikede.”
“Ülke geçiş dönemi yaşıyor.”
“Eğer bu iktidar durdurulmazsa, cumhuriyet bitecek, orta çağ karanlığı İslam Devleti gelecek.”
Peki, kim önleyecek bu tehlikeyi, kim durduracak bu iktidarı?
Halk mı?
“Geç onu. Zaten hala destek veriyorlar, görmüyor musunuz?”
Halkı geçersek, hangi cumhuriyetten, demokrasiden bahsedeceğiz?
“Geç bu ayakları.”
Geçtik diyelim. Kim durduracak bunları sahiden sence? Asker mi?
“Onu da geç. Onları da gördük…”
Yargı mı?
“Onu da geç. Onların da gülünü kokladık.”
Peki, derdiniz ne sizin?
Halkı geç, orduyu geç, yargıyı geç, demokrasiyi geç, hakkı hukuku geç; bu nasıl bir cumhuriyettir böyle?
Siz bir avuç insansınız. İktidar temelli sizde kalsın, sorun kalmaz öyle mi?
Siz de geçin beyler, siz de geçin artık bu safsataları!..
Hala mı “korkutma”? Hala mı “endişe” edebiyatı?
Kimseyi kandıramazsınız artık “rejim tehlikesi” diyerek.
“Türkiye bir geçiş döneminde, nereye sürükleneceği belli değil” korkutmaları geçmez akçedir artık.
Ya da “nereye sürükleneceği belli” diyerek İslam’ı tehdit ve tehlike görmeye kargalar bile gülüyor artık.
Takke düştü, kel göründü. Sizin mumunuz buraya kadar yanarmış. Ne halk umurunuzdadır sizin, ne cumhuriyet. Ne insana saygınız var sizin, ne de insan haklarına, özgürlüklerine. Çağdaşlık mağdaşlık hikaye size. Bütün derdiniz, kesintisiz iktidar.
Gelelim neticeye:
Adam gibi konuşacaksanız, söyleyin dinleyelim. Bir fikriniz varsa, buyurun kulak verelim. Bir derdiniz varsa, çare bulalım, olmazsa ortak olalım.
Yok, dinime, imanıma, örfüme, milletime, medeniyetime sövecekseniz, sizi asla dinlemeyiz. Hakkınızda söylediği ama bizim buraya almaya haya ettiğimiz o sözünde Engin Ardıç’ı haklı çıkaracaksanız, artık biz ne diyelim!
Size ancak dua ederiz. “Allah sizi ıslah eylesin! Allah size hidayet versin.”
Amin!
Kızmayın canım, kötü bir dua değil bu; Allah Teâlâ bizi de ıslah eylesin, bize de hidayet versin, başta sizin gibiler olmak üzere bizim de musibetlerimizi, sıkıntılarımızı gidersin.
Hadi siz de “amin” deyin!
https://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=6443