Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Cami ve cemaat inşası

Cami ve cemaat inşası

Cami ve cemaat inşası
Önceki gün, Namaz Gönüllüleri Platformu’nun iftarındaydım. Ağustos 2006’dan bu yana namaz konusunda bütün Türkiye’yi karış karış gezerek, konferanslar ve seminerler veren platform gönüllüleri, iki yıllık çalışmalarını anlattılar.
Abdullah Yıldız, Ahmet Bulut ve Senai Demirci’nin öncülük ettiği Namaz Gönüllüleri Platformu’nun; iş adamı, sanayici, gazeteci, yazar, edebiyatçı, şair, sanatçı, esnaf, yayıncı ve STK temsilcilerinden oluşan gönüllüleri var. Gönüllülerin tek gayesi; sadece Allah’ın rızasını kazanmak ve namaz kılmak isteyen insanlara yardımcı olabilmek.
Hiçbir gönüllünün bu dünyaya ait beklentisi yok. Namaza gönül vermiş herkes ayrıca bu platformun birer gönüllüsü sayılıyor. Namaz konusunda yazan, konuşan ilim ve fıkıh adamlarımızın da tam destek verdiği Namaz Gönüllüleri Platformu’nun bu Ramazan’daki sosyal projesi ise “Haydin Camiye” adını taşıyor.
Bu projedeki en önemli soru şu; “Cami inşasına gerekli özeni gösteriyoruz ama cemaat inşasına aynı özeni gösterebiliyor muyuz?” İşte bu soruya cevap verebilmek için Namaz Gönüllüleri Platformu öncüleri işimizi kolaylaştırmış ve bizim yerimize soruyu cevaplandırmışlar. Platform üyelerinin hazırladığı broşürde soru şöyle cevaplandırılıyor:
“Canlı bir davet mektubudur cami. İşlerin ortasında, telaşları kesen, bayramları çoğaltan, hüzünleri ağırlayan uhrevi hatırlatıcıdır. Mahallemizin bir köşesinde, evimizin yanı başında, uykumuzun orta yerinde ezanlarca ötelere açar kalbimizi.
Bir şehrin siluetini minarelerce göklere yükselten zarafet abidesidir. Hayatın kalbi gibi bir boşalır, bir dolar. Temizler, öyle uğurlar uğrayanlarını. Kirlerine bakmaksızın karşılar kapısına gelenleri. Günde beş kez, ahirete ilikler dünyamızı. Zamanın başköşelerinde kutlu çağrılarla Rabbimizin huzuruna bitiştirir kalıplarımızı ve kalplerimizi;
Haydi Namaza!
Haydi Felaha!”
İnsan olmanın resmi camilerdir. Tabii bu ifade, cami ve namaza inananlar içindir, inanmayanlar için böyle bir ifadeyi kullanmak belki birilerini rahatsız edebilir. Hıristiyanlara göre insan olmanın resmi kilisedir, böyle inanabilirler. Diğerleri için Sinagog’tur, Havradır. Ateistler için insan olmanın resmi hiçbir yer değil, sadece cüzdanları ve mideleridir. Bütün bunları kabul etmeyenler için ise insan olmanın resmi olarak bir yer bilmiyorum.
Biz Müslüman kimlikli insanlardan söz ediyoruz ve “Ben de Müslümanım” diyenler için; “İnsan olmanın resmi camilerdir” diyoruz. İnsanlığın tarihi cami ile başlar; yeryüzünde yapılan ilk bina bir ibadet yeri olup, pek feyizli ve insanlar için hidayet rehberi olan Kabe’dir.
Efendiler Efendisi (s.a.v.) Efendimizin Medine’ye hicretinde ilk işi cami yapmak olmuştur. Bu, toplum hayatının kalbi camide atacak demektir. İslâm’ın ilk yıllarından itibaren cami, İslâm toplumunda merkezi rol oynamış; hem ibadet, hem eğitim, hem dayanışma, hem de idare yeri olmuştur.
Müslüman bir kimse, camilere yabancılaştıkça Rabbine, kendine ve topluma yabancılaşır. Yine Müslüman kimse, Allah’ın evleri olan camilerde kendini bulur ve yeniden dirilir. Bir Müslümanın camide bulunması, Peygamberimizin ifadesiyle; “Kişinin gurbetten bir yakınının eve dönmesiyle sevinmesi gibi Allah’ı hoşnut kılar.” (İbn Mace, Mesacid, 19)
Cami, kurtuluşun habercisi, Rab’le buluşmanın merkezidir. İslâm medeniyeti cami medeniyetidir. Müslümanların kurdukları şehirlerin merkezinde cami, caminin merkezinde de namaz vardır. Camiler Müslümanları toplayıp bir araya getiren ve kuşatan mekanlardır.
Camiler, Allah’ın adının anılması için, ibadet için vardır. İbadetin odağı ise namazdır. Camiler, İslâm’ın sembolüdür, imzasıdır; Müslümanların güvencesidir. Camiler yeryüzüne vurulan İslâm mührüdür. Camiler, “Allah’ın evi” Kabe’nin şubeleridir. Camiler, Allah’ı anma adacıkları, Rabbimizle baş başa kalma vahaları, kendi içimize döndüğümüz serin pınarlardır.
Kısacası, cami kültürü bir insanın doğumuyla başlar, ölümüyle biter. Her Müslüman bu dünyadaki son gösterisini orada yapar. Toprağa girmeden camiyle işi bitmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi