Ortadoğu’da İstihbaratlar Kime Çalışıyor?
Bildiğimiz tarihi tabloda...Ortadoğu’da öteden beri CIA ittifakında MOSSAD, MİT, MI6 istihbaratlarının ortak çalışması var.
Bu çalışmanın odak noktasında olan başlıca faaliyetler terörle mücadeledir.
İyi güzel sözümüz yok.
Ne var ki sömürü adına işgale uğrayan ülkeler nezdinde ki terör anlayışı ile ABD’nin terör listesine dahil ettikleri pek farklı. Senin terörün onun terörü… ABD kime terör diyor, kime demiyor?
Gazze şehrini canı istediği anda bombalayan.
Sürekli katliamlar yapan.
Müslümanların kutsal mekanlarının en başında gelen Mescid-i Aksa’yı köpeklerle işgal altına alan İsrail, ABD’ye göre terörist değil. Aksine, İsrail ABD’nin listesinde kendini savunan olarak geçiyor.
Ve de Batı ittifakı İsrail’e her türlü yardımı yapıyor.
Aynı şekilde demokrasi götüreceğim diye ABD tarafından Irak’ın işgali.
Arakasından akıl ve vicdanlara sığmayacak şekilde halka zülüm yapılması da terör sayılmıyor.
Afganistan’ın işgali öyle…
Suriye’yi harabeye çevirerek yüz binlerce insanı katleden Esed de terörist değil!
Türkiye’yi bölmek isteyen örgütler de…
PKK ABD’nin listesinde sözde terör örgütü.
El altından en çok yardım ettiği örgütler PYD ile PKK.
Hele de Kobani olayı çıkalı ABD ile İsrail açıktan bu örgütlere yardım ediyor.
ABD’nin başı dertte olduğu El Kaide ile IŞİD var…
Her iki örgütün yapılanmasında parmağı olduğunu dünya alem biliyor.
Hem kur hem de karşı karşıya gel!
Cevabi gayet basit.
Bir süre kullandıktan sonra imha et metodu, veya çıkar çatışması.
Çıkar çatışmasının en barizi Saddam örneğidir.
ABD bu diktatörü 10 yıl kullandıktan sonra nükleer tehlike iftiraları ile bağımsız devlet olan Irak’ı işgal ederek petrol üzerinde ki hakimiyetini sağlamlaştırdı.
IŞİD petrol olayında ABD’ye istediği gibi kul olmayınca karşı karşıya geldiler.
Sömürü zihniyetidir, bu gün kapıştığı ile yarın bakarsın müttefik olurlar…
Benim anlayamadığım, Türkiye istihbaratının bu arenada ki fonksiyonu.
ABD ile müttefikleri Türkiye aleyhine çalışan terör örgütlerini yağla balla beslerken bizim istihbarat da ABD aleyhine olan örgüt elemanlarını yakalayıp CIA’ye teslim ediyor.
Bir nevi kendi elimizle ayağımıza kurşun sıkıyoruz.
Daha yeni…
El Kaide’nin Libya lideri olduğu iddia edilen El Basset Azzeuz adında ki kişi Türkiye istihbaratı tarafından Yalova’da yakalanarak CIA’ya teslim edilmiştir. Yakalanma şekli üstü başı perişan bir halde.
Bu kişinin suçu, 2012 tarihinde Libya ABD Büyük Elçisi Chris Stevens’i öldürmek.
Aynı şekilde, El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in damadı Ebu Geytin.
Geytin CIA, MİT işbirliğinde Ankara’da yakalanarak ABD istihbaratına teslim edilmiştir. Bu kişinin de suçu El Kaide sözcüsü olmak.
Aynı şekilde Kobani kolonisini bozmaya çalışan IŞİD örgütünün üyeleri yakalanırken PYD örgütüne ait olanlar rahatlıkla girip çıkıyor. Tedavi esnasında polis nezaretinde olmalarına rağmen bir el bunları buharlaştırıyor.
Gözden kayboluyorlar.
İttifak karşılıklı hakça olduğunda sözümüz yok.
Ama senin teröristin iyi; yakalanmaz, teslim edilmez...
Bize sıra gelince... Sana karşı kim varsa hepsi terörist.
Anında yakalanır, teslim edilir…
Mondros’tan kalma bu yanılgıya bir neşter vurmak lazım.
Madem dış politika çıkar ilişkilerine dayanıyor, o halde bu arenada duygusallığa yer yok. Türkiye’de gereğini yapmalıdır.
Uluslararası sularda Müslümanları katleden Terörist İsrail örgütünün üyelerini CIA ve MİT işbirliği yakalamıyor da, Türkiye ile bir meselesi olmayan EL Kaide ile IŞİD örgütü üyelerini hem neden sürekli yakalayıp teslim ediyoruz?
Mahallenin delisi biz miyiz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.