Bir ihtimal daha var
Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi, dün Ergenekon Davası'nın sanığı olan emekli Org. Hurşit Tolon'u ve emekli Org. Şener Eruygur'u, tutuklu bulundukları Kandıra Cezaevi'nde ziyaret etti.
Başbakan Erdoğan'a bu konuda görüşü sorulduğunda, "Silahlı Kuvvetler, insani bir ziyaret yapmıştır" diye yorumladı.
Biz bu tip ziyaretlerin "insani amaçlı" olmadığını biliyoruz. Ya da bilmesek de, tahmin ediyoruz. Elbette "insani amaç hiç yoktur" diyemeyiz ama işin o yönü çok sonra gelir.
Hem yakın tarihimizi az buçuk okumak, hem de sivil olsun, askeri olsun, siyasi tavır alışların "yapılış biçimi" bize bunu düşündürüyor.
"Tavır alış" esas olarak iki biçimde yapılıyor: Sözle ve davranışla.
"Destekliyorum" lafını hiç kullanmadan, aynı fotoğraf karesinde yer almak, ya da tersine, "Karşı çıkıyorum" demeden birlikte görünmekten kaçınmak; davranış yoluyla tavrını ifade etmenin ta kendisi olabiliyor.
Sözle tavır almayı ise anlatmaya gerek yok. Bırakın uzun cümleler kurmayı, olay "harflere" kadar inmiş durumda.
Geçen yılki törende "Cumhurbaşkanım" yerine sadece "Cumhurbaşkanı" denmesi "m" harfi üzerinden "ciddi bir tavır" olarak yorumlanmadı mı?
Herhangi bir mesajı götürmek (ya da getirmek) için seçilen kişi de, herhalde "tavrını davranışla gösterme" kategorisine giriyordur.
Orduda çok sayıda üst rütbeli subay varken, Genelkurmay'ı temsil etmek üzere Korgeneral Galip Mendi'nin seçilmesi, ziyaretin "insani" boyutunun gerilerde kaldığının göstergesi olsa gerek.
Medyaya yansıyan bilgilere göre: 'Özel Kuvvetler' gibi kimi elemanlarının adı bazı nahoş olaylarda geçmiş bir grupta alay komutanlığı yapmış, Kıbrıs'taki görevi sırasında meydana gelen olaylar (gazeteci Kutlu Adalı'nın öldürülmesi) nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne konu olmuş bir subay Galip Mendi.
Belli ki Süleyman Demirel'in deyişiyle icabında "rutin dışına" çıkılabilen "gri" işlerin üstesinden gelmek gibi bir özelliği var.
"Öküz altında buzağı arama; Kocaeli'ndeki Kandıra Cezaevi'ne elbette oranın garnizon komutanı gider" denebilir tabii.
Ama biz bu tip seçimlerin, coğrafi yakınlık ölçütüyle değil, basbayağı "nokta atışıyla" yani ince eleyip sık dokunarak yapıldığını biliyoruz.
Kesinlikle zeki insanlar oldukları için, "Ergenekon dostu" dediğimiz kesim, belki de bunları düşünerek, ziyareti sevinç nidalarıyla karşıladı.
Öte yandan, "Ergenekon karşıtlarından" hayal kırıklığına işaret eden, buruk itirazlar yükseldi.
Tahmin edeceğiniz gibi, "Ergenekon karşıtı" kesime dahil bir yurttaş olarak, aynı burukluğu ben de tattım.
Yine de aceleci yorumlar yapmamak gerek.
Çünkü Türk siyasi tarihi, sağ gösterip sol vurmalarla, "güvercin politikasını, görünürde daha da şahinleşerek uygulama" biçimleriyle doludur.
Buradaki hamlenin "tam olarak ne anlama geldiğini" bu kadar az veriyle analiz etmek, yanıltıcı olabilir.
Belki de birileri, başka birilerine, "Sen sertsen, icabında ben daha da sertim, haddini bil, sözümü dinle" demekte.
Tabii bu ihtimalin bir hüsnükuruntudan ibaret kalma durumu var ki o zaman buyurun cenaze namazına.