Osmanlıca Bilseydi Kitabe Bozulmazdı
Orta öğretimde öğrencilere Osmanlı harflerinin öğretilmesine taraftar olanlar da var, karşı çıkanlar da.
Osmanlı harflerinin öğretilmemesini nelere yol açacağının bir örneğini vereceğim. Bir cami kitabesi bu. Yeğenim, “Dayıcığım, okuyup gönderebilir misi?” diye göndermiş. Kitabeyi görünce “Okuyamam ve gönderemem dayıcım.” diye cevap verdim.
Görünüşte,kitabe klasik bir Osmanlı kitabesi; yazı da sözde Osmanlı harfleri idi ama okumak mümkün değildi. İşte o kitabe.
Metinde göz âşinalığı ve metin alışkanlığıyla “sâhbü’l-hayrât, rahmetu’llahialeyhim” gibi bazı yerler okunuyor ama geri kalan kelimelerin okunması mümkün değil.
Niye?
Çünkü bu kitabe, tadilat-tamirat zamanlarında, boya-badana yapılırken, okuması daha da kolay olsun diye, güyâ yağlı boya ile boyanmış. Yapana sorsan “Allah rızası için boyadım.”der. Hikâyeyi bilirsiniz.
Bed sesli bir adam, bir duvar dibine oturmuş ve bağıra bağıra Kur’an-ı Kerim okuyormuş. Biri gelip “Ne yapıyorsun?” diye sormuş. Adam, “Allah rızası için Kur’an okuyorum.” demiş. Soruyu soran da “Allah rızası için okuma!...” demiş.
O hesap... Keşke o badanacı da bu kitabeyi boyamasaymış.
Kötü imlası olanlarla ilgili Fuzuli’nin şu kıt’ası meşhurdur:
Kalem olsun eli ol kâtib-i
bed-tahririn
Ki fesâd-ı rakamı sûrumuzu şûr eyler
Gâh bir harf sukutiyle kılar
nâdiri nâr
Gâh bir bir nokta kusûriyle
gözü kör eyler
Günümüzün dilinde şöyle demek bu: “Kötü yazı yazan kâtibin eli kalem olsun ki yazışındaki karışıklıkla ‘sûr’ (eğlence)mizi ‘şûr’ eyleyerek (tuzlayarak) bozar. Bazen de bir harfi yazmayıp (dal harfini yazmayıp) ‘nâdir’ kelimesini ‘nâr’ şeklinde yazar; bazen de bir nokta koymayarak ‘göz’ kelimesini ‘kör’ şekline sokar.” (Eski yazıda “göz” ve kör” kelimelerinin yazılışı birbirine benzer. “Göz” kelimesindeki ze harfinin noktazı yazılmazsa, o kelime “kör” olur.)
Bu kıt’ayı, “Fırça olsun eli ol boyacı-ı bed-tahririn kim” şeklinde okumak var da, uğraşmaya vakit yok.
Osmanlı harfleri gündemden çıkarılmasaydı; bu ve buna benzer binlerce kitabe bozulmayacaktı. Bu kitabeyi sözde “okunur hale” getiren kişinin etrafında osmanlı harflerini bilen birileri olsaydı veya en azından o boya-badanacı eski harfleri bilseydi; bu kitabe cinayeti işlenmeyecekti.
Orta öğretimde öğretilmesini istediğimiz Osmanlı harfleri, matematikteki 4 işlem ve çarpım tablosu gibi birşey. Yani temel bilgi. Bugün 4 işlemi bilmenin kime zararı var?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.