Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Hayat meselesi

Hayat meselesi

Bun­dan kel­li, fık­ra­la­ra, “A­ma­an fık­ra iş­te..” di­ye gü­lüp ge­çen, fık­ra­dan be­ter ol­sun. 

Ho­ca Nas­red­din, câ­mi­de ka­dın­la­rın açık sa­çık giy­me­me­le­ri­ni na­si­hat edin­ce, ce­ma­at­ten bi­ri­si “A­ma ho­ca, se­nin kız açık gi­yi­ni­yor.” di­ye iti­râz et­miş. Ho­ca, “Be­nim kı­zı ka­rış­tır­ma­yın. Ke­ra­ta­ya ya­kı­şı­yor.” de­miş. Ne­re­dey­se darb-ı me­sel olan “Ke­ra­ta­ya ya­kı­şı­yor.” cüm­le­si, bir­kaç gün ön­ce, ay­niy­le vâ­ki ol­du.

Ka­dın­la­rın ça­lış­ma­sı­nı yük­sek doz­da eleş­ti­ren Tuğ­rul İnan­çe­r’­e, kı­zı­nın ça­lış­tı­ğı ha­tır­la­tı­lın­ca, öy­le bir sa­vun­ma yap­tı ki Nas­red­din Ho­ca­’yı sol­la­dı git­ti. Hoş, kı­zı­nın fo­toğ­ra­fı­nı gö­rün­ce, “Te­set­tür­den her bah­se­di­şin­de Nas­red­din Ho­ca­’nın du­ru­mu­na düş­müş­tür zâ­ten.” de­dim.

Açık­ça­sı, asıl şa­şır­dı­ğım me­se­le de bu. Bu hâ­di­se­ye ka­dar, İnan­çe­r’­in bir kı­zı ol­du­ğu­nu bil­mi­yor­dum. Bil­sem de na­sıl gi­yin­di­ği be­ni il­gi­len­dir­mez. Ama, ka­dın­lar­la il­gi­li o söz­le­ri sar­fe­den bi­ri­si­nin kı­zı­nı, fark­lı ta­hay­yül eder­dim doğ­ru­su.

“­lim­den, zâ­lim; zâ­lim­den, âlim do­ğar.” ata­sö­zün­ce, in­san­la­rı ço­cuk­la­rıy­la ve­ya ebe­veyn­le­ri ile de­ğer­len­dir­me­ye kar­şı­yım. Üs­te­lik, bir ho­ca, ço­luk ço­cu­ğu mil­le­te na­si­hat et­ti­ği gi­bi ya­şa­mı­yor­sa doğ­ru­la­rı söy­le­me­sin mi? Bir dok­tor, ken­di­si si­ga­ra içi­yor di­ye has­ta­la­rı­na, “Si­ga­ra za­rar­lı­dır.” de­me­sin mi?

Ba­sın­da ve in­ter­net âle­min­de ya­yı­lan söz­le­re, tem­kin­li yak­la­şı­rım. Zî­râ, yo­rum­la­na­rak su­nu­lan çok şey var. Ama, bir in­san, ağ­zın­dan çı­kan söz­ler or­ta­da do­la­şır­ken sı­ca­ğı sı­ca­ğı­na de­ğil de ken­di aya­ğı­na do­lan­dı­ğın­da “Yan­lış an­la­şıl­dım. Ben öy­le de­me­dim.” der­se bu­na da tem­kin­li yak­la­şı­rım. Yan­lış an­la­şıl­dı­ğın şim­di mi ak­lı­na gel­di? 

Be­nim ta­kıl­dı­ğım, ço­cuk­la­rın fark­lı olu­şu de­ğil. Böy­le ör­nek­ler, ku­şak ça­tış­ma­sın­dan do­la­yı çok var.

Be­nim ta­kıl­dı­ğım, öz­rün ka­ba­hat­ten bü­yük ol­ma­sı. Pa­di­şah, İn­ci­li Ça­vuş'a, "Öy­le bir ka­ba­hat iş­le ki öz­rün ka­ba­ha­tin­den bü­yük ol­sun." de­miş. İn­ci­li, pâ­di­şâh yü­rür­ken ar­ka­sın­dan bir şap­lak at­mış. Pâ­di­şâh hid­det­le dö­nün­ce:

“Af­fe­der­si­niz hün­kâ­rım, va­li­de sul­tan san­dım." de­miş.

İnan­çer, “Ben ka­dın ça­lı­şa­maz de­me­dim. Bir er­ke­ğin, ka­dı­nı­nı ça­lış­ma­ya mec­bûr bı­rak­ma­sı­nın er­kek­li­ği­ne ay­kı­rı ol­du­ğu­nu söy­le­dim.” şek­lin­de bir sa­vun­ma yap­mış. Şim­di, eşi ça­lı­şan er­kek­ler, “Ne yâ­ni, biz so­ğan er­ke­ği mi­yiz?” di­ye ayak­lan­sa hak­sız­lar mı? Özel­lik­le de dâ­mat bey...

Tuğ­rul İnan­çer, "Kı­zı­nız ken­di is­te­ği ile mi ça­lı­şı­yor" so­ru­su­na ise "Kı­zım da ol­sa kim­se­nin hay­si­ye­ti­ne ka­rış­mam. Yük­sek li­sans yap­mış, iki ço­cuk ana­sı, ev­li bark­lı ko­ca­man bir ka­dın. İs­ter ça­lı­şır, is­ter ça­lış­maz." ce­vâ­bı­nı ver­miş. De­mek ki bi­zim su­çu­muz, yük­sek li­sans yap­ma­mak. Ha­di ben bi­raz sı­yır­dım. Ev­li bark­lı­yım. Ço­luk ço­cu­ğa ka­rış­tım. Hem be­kâr hem ço­cuk­suz hem de yük­sek li­sans­sız ola­nın vay hâ­li­ne! 

Ne der­si­niz, özür ka­ba­hat­ten bü­yük de­ğil mi?

Bir de Tuğ­rul İnan­çe­r’­in, ev­len­me­den hâ­mi­le ka­lan ka­dı­na “o....” de­me­si­ne bo­zu­ğum. Ev­len­me­den hâ­mi­le ka­lan­lar toz­lan­ma ve­ya spor­la mı hâ­mi­le ka­lı­yor­lar? 

Ev­len­me­den hâ­mi­le bı­ra­kan er­ke­ğin bir adı ni­ye yok ho­cam?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kerime Yıldız Arşivi