Köprüden önce son çıkışta yetki-düzen değişimi
Oldukça kapsamlı olan “İç Güvenlik Paketi” taslak çalışmaları içerisinde yer alan “Mevcut anayasaya göre MGK’nın görüşü ve Bakanlar Kurulu’nun kararına bırakılmış OHAL ilan yetkisinin; illerde vali, toplumsal olayların birkaç ili kapsaması halinde ise içişleri bakanına devri” ile alakalı “sessiz sedasız” bir çalışma yürütüldüğüne dair, 24 Aralık 2014’te bu köşede yayınlanan “Carl Schmitt’in Hayaleti Ankara Koridorlarında!” başlıklı yazım aracılığıyla verdiğim“bilgi setleri”, kamuoyunda “ilk kez” gündeme gelmişti!
Bazı okuyucularım e-posta aracılığıyla “OHAL ilanı yetkisi konusunda değişiklik yapılmasının ne mahsuru?” olduğu merkezli sorular sordular. Önceki yazımda ve okuyucu mektuplarında cevabi olarak paylaştığım kaygı ve riskleri biraz daha açarak bu yazımın konusu yapıyorum:
2013 öncesinde birden fazla ilde cereyan edebilecek kamu düzen ihlallerine müdahaleleri İçişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı, tek başına ya da bir arada kararlaştırabilmekteydi... Daha sonra 2013 öncesi bu durum, sivilleşme-sivil denetim adına terk edilmek istendi. İstek yerinde, işletilme biçimi ise makuldü ve 2013’te yapılan değişiklikle, birden fazla ilde kamu düzen ihlallerine müdahale yetkisi İçişleri Bakanı-Genelkurmay Başkanı’ndan Bakanlar Kurulu’na transfer edildi. Bu değişikliğin yanı sıra, Kara Kuvvetleri’nin iç tehditlere müdahalesi kaldırılmış, güvenlik işlevleri de hudut güvenliğiyle sınırlanmıştı…
Yani anlayacağınız, hak ve özgürlüklere aykırı düzenlemeler getirdiği ile alakalı kaygıları artıran müstakbel “iç güvenlik paketi” içerisinde, arada kaynatılmak istenen bu değişikliğin, şu günlerde arkasına sığınılan demokrasi ve sivilleşmeyle hiçbir alakası yok!
Soru şu: Olağanüstü ve sıkıyönetim halleri, bunların nasıl devreye girecekleri, kararlaştırmanın kimlerce nasıl yürütüleceği, nasıl ilan edileceği, ne kadar süreyle ilan edilip nasıl uzatılacağı, tümü, mevcut Anayasa’da detaylı belirlenmiştir. Mevcut Anayasa, olağanüstüne dair herhangi tereddüt ve açıklık bırakmamışken ne diye sürekli bu konuda tamamlayıcı mevzuatlarla oynaklığa yol açılıyor? Niçin bu konuda zırt-pırt yetki ve otorite el değiştiriyor?
Birkaç görünür nedeni dışında, bu değişikliğin asıl nedenini; yeri geldiğinde red potansiyellerini kullanarak “iktidar üretmeye” çalışan Başbakan Davutoğlu ile Çözüm Süreci’ni yürüten siyasi ve bürokratik ekip ile arasındaki fikir ve duruş ayrılığına daha da ötesi “güvensizliğine” bağlıyorum!
Gerçektende Davutoğlu Hoca; Çözüm Süreci ile alakalı kamuoyu önünde söylem bazında “diğerlerinden” farklı bir politika üretmese de, arka planda MİT-Öcalan Müzakere Süreci’nin ağır-aksak işleyişine şerh koyuyor, “kamu düzeni” politik düzeltmesini sürekli dilinden düşürmüyor, sürecin “ellere yüzlere bulaştırıldığının farkında” olduğunu “farklı yöntemlerle” dışarıya vuruyordu… Hatta “6-11Ekim Ayaklanma ve Yağmalama Eylemleri” sırasında, polis-jandarmanın yetersizliği nedeniyle Çözüm Süreci zevale uğramasın diye “iç tehdit” de devre dışı bırakılan Kara Kuvvetleri’ni, Necdet Özel işbirliğiyle, “Jandarma kıyafetiyle” sahaya sürüp Diyarbakır’da ki olayların önünün alınmasında ciddi rol oynamıştı!
Hülasa
İşin özü şu: Başbakan Davutoğlu’nun MİT-Öcalan Çözüm Süreci ile direkt alakalı olan OHAL 2013 değişikliği dâhil, mevzuat-yetki düzenine güvenilmiyor!
OHAL’in nasıl ve kim tarafından tanımlanacağı, kimin OHAL’i başlatıp yönetimini kimin üstleneceği mevcut yasalarda- hem de kendi elleriyle tamamlayıcı mevzuatlarla değiştirilmiş yasalarda- apaçık ve sorunsuz ortadayken, yine iktidarın içerisinde birileri yetki ve otoriteyi değiştirmeye çalışıyorsa yönetim kapasitesi örseleniyor demektir!
Bu OHAL ilanı yetki devri tartışmaları, özneler arasında yetki ve otoritenin belli olduğu “iktidar ilişkisi” içerisinde belirsizliğin ve reddedilmeye tahammülsüzlüğünde alametidir. Bazı retler askıya alınıyor ve muhalefet de edilemiyorsa, ilişkilerde emir-itaat düzeni sıkıntılı yürüyorsa, artık yönetimde işler “olağanüstülüğün” sınırlarına dayanmış demektir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.