Şiddet ve Şirret
Diyorum ki, oturduğum semtte fikren ve de ruhen ayrı düştüğüm bir sürü aile var.
Hatta karşı görüşlerde olduğumuz halde.
Aynı yurtlarda, aynı yatakhanelerde yan yana yattık kalktık.
Halen de değişik düşüncede çokça insanla görüşürüz.
Sohbet ederiz, çay içeriz, karşılıklı atışırız, tartışırız...
Şiddet kullanarak şirret olmak ayrı bir meziyet...
Yapı ve gen meselesi...
Gezi’den kovarsınız, İslam Peygamberi’ne hakaret eden karikatürden çıkarlar.
Taksim’de çıkarlar, Kızılay’da çıkarlar...
Bize düşen şiddet kullananları, şirret olanları kınamak...
Yeni Akit Gazetesi’nin başına gelenleri görüyorsunuz...
Nereden gelip ne yapmak istediklerini bile bilemeyen bir grup çıkıyor ellerinde sopalarla, taşlarla gazete binasına saldırıyorlar... Gazete çalışanlarını yaralıyorlar...
Araçları tahrip ediyorlar. Muhabirleri rehin alıyorlar, tutuyorlar, dövüyorlar.
Evvela soralım, bu şehri İstanbul dağbaşı mıdır?..
Bu hareket isterse Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılsın, isterse Sözcü Gazetesi’ne. Şiddet ve şirret her zeminde her ortamda aynıdır.
İnsani ve İslami görevimiz bu tip hukuksuzlukları kınamaktır. Kendi adıma kınıyorum, hem de lanetliyorum...
Benim anlayamadığım, Zaman Gazetesi’nden Hidayet Karaca tutuklandı diye “basına darbe” diyerekten kol gezenler, kol kola gezenler, hatta “Türkiye laik çizgiden ayrılıyor” diye elin gavuruna şikayet edenler Akit saldırıya uğrayınca sus pus oldular.
Hani İsrailli bebeklere ağlarız da, Gazzeli bebekler için değmez mi?
İşte bu mantık... Ama niçin ve neden?
Kimler ve kimlerin hesabına kotarıyor tüm bu olanları?..
Gazete önüne gelenlerin pankartlarına dikkat ettiniz mi?
“Ya Türkçü İktidar Ya Kanlı İhtilal.”
Darbecilerin fışkı kokusu...
Yok ülkücüye, yok şuna buna bu hareketi kimseler mal etmesin.
Gerçek anlamında ki “ülkücü” bu sözü söylemez. Bu tip bir pankartın altında durmayı da kendine yedirmez. Takıştırma ve kapıştırma senaryoları...
Adamlar “Tanrı Tektir Ordusu Türktür” diyorlar.
Ben deniz de dahil 68 kuşağıyız...
Bu tip sloganların hangi tornadan çıktığını çok iyi biliriz...
Bu gazetede 12 yıl yazı yazdım.
Deneyimleri yerinde, başlarından benzerleri çok geçti...
Ayrıca şunu da söylemiş olayım (sorulduğu için), Vahdet Gazetemizin Akit Gazetesi ile organik hiçbir bağı ve bağlantısı yoktur. Ekipler farklı, yöntemler farklı...
Ne var ki burası çok çok önemli:
İlahi emir gereği, “Müminler ancak kardeştir.”
Bu olay nedeniyle yine bir noktaya dikkatleri çekmek isterim.
Derin Yapılanma dediğimiz canavar çok yönlüdür...
Bir gün bakarsın sana hak veriyor, gaz veriyor, bir başka gün bir başkasına.
Parmakları çok, oyunları karışık, hileleri şeytana pabucu ters giydirecek cinsinden.
Çatıştırma ile kapıştırmayı çok iyi biliyor... O yüzden soluk borumuza kaçamaması için suyu bile temkinli içmek zorundayız. Bu arenada heyecana, tehevvüre yer yok.
Allah(cc) istikameti doğru yolda olanların yardımcısıdır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.