Yaydan Çıkan Ok; 19 Ocak Kabine Toplantısı!
Hatırlarsınız; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanı AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Meclis'te sohbet ettiği bazı gazetecilere "Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Ocak’taki Bakanlar Kurulu’na başkanlık edecek" demişti… Yıldırım'ın bu sözleri için Başbakan Ahmet Davutoğlu "Cumhurbaşkanımızla beni ilgilendiren konular sadece Cumhurbaşkanımızın zatı ve benim tarafımdan açıklanır. Dolayısıyla 5 Ocak’ta böyle bir toplantı yok!” diyerek gelişmeyi reddetmişti.
Bilahare, Cumhurbaşkanı’nın 19 Ocak 2015’te Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceği açıklandı… Davutoğlu’nun Anayasal yetkisini kullanmak isteyen Cumhurbaşkanının Kabineye başkanlık etmesini; şahsı ve makamının karizması etrafında üretilmesi muhtemel tartışma ve spekülasyonlardan ötürü kat’i bir şekilde reddettiği ve pasif bir direnişle tavır aldığı bilinen bir gerçek. Hatta Başbakanlık kulislerinde Davutoğlu’nun birkaç gün öncesinden, 19 Ocak gecesi gerçekleşen İngiltere gezisini sabaha alıp toplantıya katıl(a)mayacağını önce “yukarıya” sonra kamuoyuna ileterek; “Cumhurbaşkanı Erdoğan Bakanlar Kurulu’na Başkanlık etmesinden vazgeçsin” mesajının üretildiği ama karşılık bulmadığı söyleniyor…
Neticede Bakanlar Kurulu sözcüsü Bülent Arınç’ın “mutabakatla” kabul ettiklerini belirttiği 19 Ocak Kabine Toplantısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında 9 saatlik bir oturumla gerçekleşti… Ama bir nüansla; geçmişte bu yetkiyi kullanan Cumhurbaşkanlarının “kabineye başkanlık etme mecburiyetleri ve gerekçelerini kamuoyuyla paylaşma” teamülüne uyulmadı! Bu konuda ne Cumhurbaşkanlığı sözcülüğü, ne Başbakanlık ne de Bakanlar Kurulu sözcülüğü bu teamülün gereğini yapmadı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesi Siyasi iktidar çevresinde, “partili cumhurbaşkanı” ve “başkanlık veya yarı başkanlık” gibi tartışma alanlarında değerlendirildi… Muhalefet cephesinde ise, “siyasi iktidarın nihai siyasi sorumluluğunu üstlenen ve tanzim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan” algısının gölgesinde kalan ve karizma zafiyetine uğrayan Davutoğlu merkezli değerlendirildi!
Ben âcizane bu gelişmeyi “Başkanlık Sistemi” paranoyası bağlamında değerlendirmiyorum… Çünkü Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından doğrudan seçilmesiyle ne mevcut Anayasal ve kurumsal yapı otomatikman değişti; ne de devletin nihai siyasi sorumluluğu Hükümet’ten Cumhurbaşkanı’na devredildi! Bu çerçevede gerçekleşen tartışmaları siyasette yaratılan sûni zeminlerden biri ve algı yönetimi olarak niteliyorum…
İşin Aslı Şu: Başkanlık tasavvuru çok sonraki iş! Cumhurbaşkanlık makamının maksimum yetkilendirilmiş olmasını arzu eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şeyden önce, güçlü siyasi parti bağına “yaslanarak” hayat-memat meselesi olarak gördüğü 2015 seçimlerine hazırlanıyor. Seçmen algısına yavaş yavaş yerleşen “karizmatik lider sonrası Ak Parti” dezavantajlarını, “ben hâlâ buradayım” mesajlarıyla ortadan kaldırmaya çalışıp, Ak Parti’nin en etkili “propaganda merkezi” olma misyonunu sürdürüyor! Önümüzdeki günlerde il il çıkacağı teşekkür mitinglerini seçim mitinglerine dönüştürüp bu niyetlerinin somutlaştığını net olarak göreceğiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bakanlar Kuruluna Başkanlık etmesindeki kısa vadeli asıl hedefi budur!
Hülasa
Başbakan Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı’nın siyasi iradesini reddinin gücü/derecesi düşüktür! Davutoğlu, kamuoyu önünde Cumhurbaşkanı’nın Anayasa madde 104’ü hangi neden/nedenlerle çalıştırdığının izahını isteseydi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da kullandığı yetkinin Anayasal gerekçesini açıklasaydı, olan biten her şey Davutoğlu’nun zorunluluğa riayeti ve Anayasal kurumsal mimariye sahip çıkma zemininde tartışılacaktı… Anlayacağınız süreç iyi yönetilemedi!
Ok yaydan çıkmıştır! Önceki Cumhurbaşkanı Gül’ün, Başbakan iken Erdoğan karşısında ‘siyaseten’ nasıl ‘ıskat’ olduğu hatırlardan çıkarılmamalıdır! Göreceksiniz! Ocak-Şubat Ak Parti kongreleri ertesinde milletvekili adaylıklarında Davutoğlu’nun “belirleyiciliğinin tam azalacağı” merkezinde tartışmalar yoğunlaşıp Başbakan için benzer sıkıntılar yaşanacaktır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.