Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

28 Ocak İsviçre Perinçek Davası

28 Ocak İsviçre Perinçek Davası

Aslında başlık öyle olmamalıydı. Madem ortada “Ermeni soykırımı” ile alakalı bir dava var. 

O zaman, bu devletin temsilcileri yok mu? 

Neden Türkiye İsviçre olmuyor da, Perinçek İsviçre oluyor?

Bu arenada Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in açıklamaları dikkat çekici.

Diyor ki Çiçek: “28 Ocak’taki duruşma tarihi önemde.

Büyük Daire’nin vereceği karar Ermeni soykırımı iddialarını tamamen bitirebilir.”

İyi ya, madem tarihi karar o halde Türkiye’yi temsil edenler nerede?

Şöyle sormuş olayım...

Ermeni soykırımı iddiaları Perinçek’in şahsi davası mı?

“3 siyasi parti temsilcisini izleyici olarak gönderiyoruz” demekle olmaz.

Kimin ne yaptığı belli değil, doğru mu?

Hem de bu konuda verilen bilgi yanlış.

28 Ocak’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Kurulu’nda görüşülecek dava “Ermeni soykırımı vardır veya yoktur” olayı ile alakalı değildir.

Suyunun suyunun suyu…

Açıkçası, görüşülecek dava İsviçre hükümetinin çıkarmış olduğu kanunla sınırlı.

Ne diyor bu kanun? “Kim ki Ermeni soy kırımı yoktur derse suç işlemiş olur.”

Yanı, Ermeni soykırımı iddiaları ile uzaktan yakından alakası yok. 

O zaman soralım. Garibe kanun, insan haklarına aykırı görüldüğü taktirde ne ocak?

Hiçbir şey olmayacak. 

İsviçre hükümeti karara uyması halinde kanunu yürürlükten kaldırmış olacak. 

Ermeni soykırımı iddiaları ise aynen Kürtçülük gibi başlı başına bir proje.

Hem bu proje sadece İsviçre hükümeti ile kaim değil. 

Bunun Fransa’sı, ABD’si, İngiltere’si var…

Bu proje, İngilizler’in maşası İttihatçılar’dan Yeni Türkiye’ye bir hatıra…

İşin doğrusu… Soykırımının Osmanlı devleti ile uzaktan yakından alakası yok.

Ermeniciler, Anadolu’da 1908 sonrası siyasi örgütlenmeye başladılar.

Hatta 1912 seçimlerine Hürriyet ve İtilâf Fırkası adı altında iştirak ettiler…

Ermeniciliğin kökü, ırkçı söylemlerin anayasası 1939 Tanzimat Fermanı’na dayanır.

İngilizler’in Anadolu’ya yönelik ayak oyunları.

Yüzyıllar bir arada yaşadığımız Ermeni halkı ile devlet-i alinin bir sorunu olmamıştır.

Şu anda bile Osmanlı’yı sorsanız diğer kavimler gibi Ermeniler de memnuniyetlerini ifade edeceklerdir… Osmanlı öyle Osmanlı idi…

Devlet olarak işin bu tarafını hiçte ele almış değiliz.

1912 yıllarında adaları Yunanlılar döverken ittihatçılar yine ketumdu.

Birinci Cihan Harbi’nde Almanlar’ın yanında yer alarak iki Alman gemisini boğazlardan Karadeniz’e salmaları sonucu her şey bitmişti. 

O gemiler Rus donanmasını yakınca onlar da bizim donanmamızı mahvettiler.

Bunları kimseler anlatmıyor…

İsviçre’nin çıkarmış olduğu bir kanun iptal edilecekmiş de, Ermeni soykırımı iddiaları sona erecekmiş. Efendiler, tarihi konuşturun tarihi…

Kaldı ki Anadolu üzerinde ki vesayet olayları henüz bitmemiştir.

Bir yandan örgütlerin oluşturduğu silah pazarları desteklenirken, diğer taraftan siyasi partilerin dizaynı ihmal edilmiyor. İşte CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, partisinin durduğu noktayı The İstanbul Forum’da anlatıyor. 

Diyor ki “ABD CHP’ye çok iyi bir partner olarak bakıyor.”

Yani gerdek meselesi. Hanımları birden fazla olan ağayı o gece yatağına beklemekte olan hanımın heyecanları gibi. Sıra bende, bu gece ağa bana gelecek…

Aydınlık Gazetesi Muhabiri Masum Gök partner demekle neyi kastettiği sorunca o da sıralıyor: “Artık ılımlı İslam projesi bitmiştir. Batı da bunu görmeli.

Zaten laikliğin önemini anladı. 

Türkiye’deki laik olan partiyle ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini kastettim.”

Biz de AİHM’den umut bekleriz..

Vay benim güzel memleketim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi