Onlara sorularım var
Onlara bazı sorularım olacak? Siz yalana, dolana, sahtekarlığa kanıksadınız da, onları tabiî mi görüyorsunuz?.. Siz haram yenmesine alıştınız da, bunu tabiî mi buluyorsunuz?.. Siz Japonyanın Türkiyeden niçin çok daha ileride olduğunu sorgulamak istemiyor musunuz?.. Siz hayatınızda bir kere olsun, Güney Kore cumhurbaşkanı Kore otomobiline biniyor da, Türkiye devlet başkanı niçin Türk otomobiline binmiyor diye sordunuz mu?... Siz bugünkü çılgın yapılaşmanın, betonlaşmanın normal ve tabiî olduğunu mu sanıyorsunuz ki, bunu hiç protesto etmiyorsunuz?.. Siz, her yıl dışarıdan üç milyon tondan fazla buğday ithal eden Türkiyenin günde beş milyon ekmeği çöpe atmasını tabiî mi buluyorsunuz ki, bu israf nankörlüğü faciasını feryad ü figan protesto etmiyorsunuz?.. Siz güneydoğu Anadolu elden giderken niçin acı içinde haykırıp gömleğinizi yırtmıyorsunuz?.. Bütün gün aç dolaşan Suriyeli çocuğun, fast food lokantasında bir müşteriden artan patatesleri yemek istemesi üzerine feci şekilde dayak yemesi hadisesi duyulunca sizin vicdanınız hangi buz dolabında idi?.. Birtakım gazeteler ve tv’ler yoğun rezil müstehcen yayınlar yaparken niçin, elinizde hürriyet ve fırsat olduğu halde, siz bu kötülüğe ve çirkinliğe tepki göstermiyorsunuz?...
Ah soracak ne kadar çok sual var!.. Bir iki soru da Müslümanlara sorayım: Sen, iki kere hacca, yedi kere umreye gitmiş musalli Hacı bey, Cuma ezanı okununca niçin dükkanını kapatmıyor da, Kur’anın emrini çiğniyorsun? Cuma ezanı okunduktan, namaz bitinceye kadar yapılan ticaretten, alım satımdan sana fayda değil, zarar geleceğini aklın idrak etmiyor mu?..
Sen Süslüman bayan cevap ver: O şeytanî tesettürle ve deve hörgücü gibi saçlarınla dinin emrini yerine getirdiğini mi sanıyorsun?..
Sen imtihanda kopya çeken dindar genç, kopyanın bir tür hırsızlık ve başkalarının hakkına tecavüz olduğunu ne zaman anlayacaksın?
Sen, sadece resmî işlerde kullanılması gereken devlet vasıtasını niçin özel işlerinde kullanıyorsun?
Sen, sahte düzmece sağlık raporuyla işine gelmeyen sahtekar, bu yaptığının haram olduğunu ne zaman anlayacaksın?
Sen dünün eski sahte genç mücahidi, bugün nasıl kart ve hilekar bir müteahhit oldun, şu mâcerayı bir anlatsana.
Sen müseccel obur, yedi kişiye yetecek o kadar yemeği bir oturuşta midene nasıl sığdırıyorsun?
Sen sözde çok hassas Kuşkonmaz Dinibütün bey, Ayasofya müzesinin önünden geçerken niçin fenalık geçirmiyor, sarsılmıyorsun, gözlerin niçin yaşarmıyor, vicdanın niçin titremiyor?
Sorular sorular sorular… İnsanlar kanıksamış, dinlemezler, duymazlar.
Ya ben?... Vah bana, eyvah bana, efsus bana, yazık bana!..