Fuzulî’nin şah beytidir: Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil…

Yunanistan’ın yaramaz çocuğu Çipras liderliğindeki Radikal Sol Koalisyon (Syriza), seçimleri yüzde 36,34 ile kazandı. 1990’da, henüz 16 yaşında iken ‘Önlük Hareketi’ ile hükümete kök söktüren Çipras’ın AB karşıtı söylemleri ve aşırı ‘milliyetçi’ kampanyası ipi göğüslemesini sağladı.

Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü dibi görmek üzere olan Avrupa’da yükselen faşizm soslu sol hareketler, kıtanın başka bölgelerinde de önümüzdeki dönemde siyasete damga vuracak.

Hayret verici olan Çipras’ın başarısı değil, yüzde 36’lık sonucu 23 Nisan çocuksuluğu ve karnavalla kutlayan Türkiye’deki sol, marjinal, antik-faşist, ezik, yenik güruhun coşkusu.

“Asi çocuk iktidarda”, “umut tarih yazdı” manşetleri atan medya bir de…

CHP’den bir Çipras çıkar mı diye yeşillendiler hemen…

Eyvah, Atina’yı da ‘endişe’ sardı 

2011 seçimlerinde yüzde 26 oy alan CHP ile yüzde 13’le ipi göğüsleyen MHP 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hüsran yaşadı. Çatıya çıkardıkları Ekmeleddin İhsanoğlu’na ancak yüzde 38.44 oy toplayabildiler.

Türkiye’nin ‘asi’ çocuğu Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti kurulduktan sonra girdiği her yarışı kazandı, 2011 seçimlerinde de yüzde 49 oy aldı.

Millet, ‘Sağlam İrade’yi cumhurbaşkanlığı seçiminde de yüzde 52 ile devletin başına gönderdi.

Yunanistan’daki yüzde 36’ya sevinen, alkış tutanlar, Erdoğan’ın yüzde 52’sini küçümsüyor “ama geride yüzde 48 var daha” diyerek ‘siyaset’ yapmayı sürdürüyor.

Bu nasıl bir hesaptır efendiler!

O zaman, faşist-sosyalist AB karşıtı Çipras’a oy vermeyen yüzde 65’in hakkını kim koruyacak? Onların ‘endişe’lerini kim giderecek?

Yukarıda sormuştum ya, cevabını ben vereyim: “Şapkadan tavşan çıkar da, CHP’den bir Syriza, Kılıçdaroğlu’ndan da Çipras çıkmaz!” Nokta.

CHP ikinci el dükkanı gibi...

Nedenlerini sıralamaya gerek yok. Fotoğraf ortada.

Türkiye’nin ‘asi’ çocuğu dünyayı dolaşıyor. Afrika’nın en ücra köşelerinde ülkenin itibarını yükseltmek, ekonomisini büyütmek için çalışıyor.

Erdoğan da kendinden önceki cumhurbaşkanları gibi çekilirdi köşküne, yan gelip yatardı. Ama “Cumhurbaşkanlığı yan gelip yatma yeri değildir” diyerek çıktı yola ve gereğini de yapıyor.

Malum medyanın bir Çipras çıkarmaya çalıştığı Kılıçdaroğlu ise, ‘yeni siyaset’ adına yıllardır çiğnenmiş ve artık tükürülmüş deneyimlere, geleneklere, kazanımlara ve şahsiyetlere kendini teslim etmiş durumda.

Allah aşkına Abdüllatif Şener, Ali Müfit Gürtuna, Mehmet Bekaroğlu, Mansur Yavaş mı CHP’ye Syriza başarısı getirecek?

CHP, seçime sıkı (!) hazırlanıyor. Talimat şu: Evleri ziyaret edin. Hanımlar ayakkabıyla içeri girmesin. Doğum, ölüm, düğün, hastalık gibi durumlarda seçmenlerle bir araya gelin filan…

Bu aklı Kemal Bey’e kim veriyorsa, Allah razı olsun.

Yaşım 50’ye dayandı CHP’deki çadır tiyatrosu bitmedi. Kör atın kösteğine dolanması gibi habire dolanıp duruyorlar. Bir de ‘o kedi bu masaya gelecek’ efelenmeleri yok mu?

Bu gidiş yol değil. CHP’nin de, şak-şakçı, tak-takçı züğürtlerin de bunu anlaması gerekiyor.

Benden söylemesi…