Doyma nedir, Beyaz Adam ne diyor? 2
Geçen yazımızda ‘Beyaz Adam’ın öteki insana tüketmeyi teşvik ettiğini ve böylece kendi pazarını sürekli ve canlı tuttuğunu söylemiştik. DOYMA’nın tanımını bu yazımıza bırakmıştık. Beyaz adamın doyma tanımı da felsefesi doğrultusundadır. Ona göre doyma, insanın canı her ne çekiyorsa kendisini zorlayarak da olsa yemesidir. Yeme konusunda sadece beden ihtiyacının sınırlandırıcı olması söz konusu değildir. O sadece insanı içindeki isteğe bakar. Her ne zaman ve her ne istedi ise yer durur. Bu anlayış ve tanım insanı istenmeyen sonuçlara götürmüştür. İnsanın başına kilo ve obezite problemini çıkarmıştır. İnsan bedeni yiye yiye bir gün geliyor ki beden makinesi ‘doydum’ demeyi unutuyor ve insan yedikçe yer hale geliyor. Bu insanda doyma hissi artık yok olmuş, beden ‘doydum’ diyemez olmuştur. Yani insandaki DOYMA AYARI bozulmuş ve makine doymayı haber veremez olmuştur. Düşünün ki ABD’de bir insan yılda 120 kg et yiyor. Bu rakam Avrupa’da 100 kg. Türkiye’de 20 kg civarındadır. İnsanın yıllık 120 kg et yemesi demek günlük 2 defa duble kebap yemesi anlamına gelir. Üstelik bu sadece et tüketimidir. Yanısıra beyaz adam daha neler neler tüketiyor. Bu insanın vücudunda doyma hissini veren ayardan eser kalmış olabilir mi! Bir insan bu kadar şeyi nasıl yiyebilir! Yemesi doğru mu! Bu kadar gıda maddesini üretmek çevreye ne kadar zarar veriyor! Ne tuhaftır ki insan önce aşırı yiyor masraf yapıyor. Kilo alıyor, kiloyu atmak için ikinci bir masraf yapıyor. Çok yemenin doğurduğu hastalıkları tedavi ettirirken üçüncü bir masraf yapıyor. Halbuki birinci masrafı hesaplı yapsaydı sonrakilere gerek kalmayacaktı.
Öyleyse insanlığın hayrına doyma’yı yeniden tarif etmek, daha doğrusu var olan ideal tarifi hatırlatmak gerekiyor: İnsan ihtiyacı kadar yemeli, fazlasını canı çekse de yememelidir. Gece yatarken o gün ne yediğinizi listeleyin. Listeyi incelediğinizde göreceksiniz ki onların büyük çoğunluğunu psikolojik olarak almışsınız. Yani psikolojik açlık/biyolojik açlık veya psikolojik doyma/biyolojik doyma ifadeleri devreye girecektir. Onun için diyoruz ki psikolojik açlığa itibar etmeksizin sadece biyolojik doyma ile yetinelim. Yani biyolojik ihtiyacımızı karşıladıktan sonra canımız çektiği için veya adet yerini bulsun diye yemekten vaz geçelim. Biyolojik ihtiyaç için belirlenen günlük kalori mikdarı bile hesaba çekilmelidir. Çünkü beyaz adamın belirlediği kalori mikdarı, oruç ibadetini bilen insan için geçerli olmayacaktır. Yurt dışında sınıf arkadaşlarımdan Vietnamlı bir Budist günlük ne yediğimizi, ne kadar uyuduğumuzu, programımızı sormuştu. Cevabım karşısında şaşırmış ve insan bu kadarla yetinemez demişti.
Biz müslümanlar kendi kültürümüze göre farklı biyolojik ihtiyaç listesi çıkarmak durumundayız. Biyolojik ihtiyacımız olan gıdayı aldıktan sonra fazlasını ALMAMA konusunda ısrar etmeliyiz. Bu takdirde 2 milyara ancak yeten mevcut doğal gıda 5 milyar insana yeterli olacak, sanayi mamülü/katkılı gıda maddelerine çok az ihtiyaç duymuş olacağız. Helale ayarlı olan insanın, Yaradan’ın ona koyduğu AYARa uygun hareket etmesi gerekir. Herşeyden önce böyle hareket etmesi kendi menfaatinedir. Müslüman olarak ayrıca niyetin gücünü de artık keşfetmek durumundayız. Doymaya niyet etmek inanılmaz fayda sağlayacaktır. Dua ve selam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.