Süreyya Ciliv'in hayatını değiştiren gece...
Bu yazıyı 2007 yılında, Süreyya Ciliv, Turkcell'e CEO olunca yazmıştım. Hâlâ tazeliğini koruyor...
Süreyya Ciliv Turkcell'e CEO oldu ya... Herkes 'Niye o, nasıl oldu?' diye soruyor... Ben sizi daha gerilere götüreyim. Süreyya Ciliv'i bugüne taşıyan özelliğini kazandığı o uykusuz geceye...
Aslında her şey başarılı bir öğrencinin 12 Eylül öncesinin kaotik ortamına adım atmasıyla başladı. Ciliv, Ankara Fen Lisesi'nde okurken elektrik mühendisi olmaya karar veriyor. Almanya'dan burs kazanıyor; ama "Türkiye'de okuyacağım" diye gitmiyor. Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ne giriyor. İkinci aksilik burada karşısına çıkıyor. O günlerin alışılmış öğrenci olayları ve boykot. Yıl 1976...
Okul kapanınca geziyor, eğleniyor, basket oynuyor. Ama bu böyle yürümüyor... Almanya'ya gitmediğine pişman oluyor. Tekrar sınava girip bu defa Amerika bursu kazanıyor. Lisedeki idealinden farklı endüstri mühendisliğini tercih ediyor.
Amerika'ya varınca dünyadaki değişim ve farklı hayat dikkatini çekiyor. New York'ta bir iki ay geçirip okulunun olduğu Michigan'a gidiyor. Gece 7,5 dolarlık bir otelde kalıyor. Filmlerin etkisi ve ürkütücü ortam, uyumasına izin vermiyor. Korkuyu atmak için geleceği üzerine düşünüyor. "Ben ne yapmalıyım?" sorusuna cevap arıyor. New York'taki gözlemleriyle bilgisayara odaklanmaya karar veriyor.
Microsoft daha yeni kurulmuş; ama daha kimsenin haberi yok. Ciliv ile Microsoft'un kader birlikteliğinin başlaması böyle oluyor. Daha bir yaşında bir şirket ve bir yıl evvel okulunu bitirmiş parlak bir öğrenciyi Amerika'da buluşturan bir süreç bu...
Michigan'da endüstri mühendisliği okurken ikinci branşı seçmesinde bu korkutucu gecenin rolü büyük. İki diplomayla mezun oluyor. Mezuniyet sonrası Harvard Business School İş İdaresi bursuyla master yapıyor. Sonrasında Metagrafics'te başlayan iş yaşamını Novasoft'u kurarak geliştiriyor. O sırada hayalinde ise hep isteyip de okuyamadığı Türkiye'ye dönmek vardır. Bu yüzden Novasoft'u satıp Microsoft Türkiye genel müdürü oluyor. Sonrasını biliyorsunuz.
Tekrar Seattle'a dönüp Microsoft, beyin takımında yer aldı ve oradan Türkiye'nin en önemli şirketinin başına geldi.
Ciliv'in hayatında her 10 yılda bir devrim niteliğinde değişimler yaşanıyor. 1977'de üniversite boykotuyla Amerika yolu açılıyor. 1987'de Novasoft şirketini kuruyor. 1997'de Microsoft Türkiye genel müdürü oluyor. 2007'de ise Turkcell'de CEO olarak göreve başlıyor.
Kimsenin Ciliv'in liyakati konusunda şüphesi olmadı. Herkes şunu soruyor: Turkcell bir dev. Her ay 32 milyon hat sahibinin milyonlarca dolarını kasasına koyduğu bir finans merkezi. Pek çok ülkede iştirakleri olan bir yatırım şirketi. Milyonlarca kişinin verilerine sahip bilgi bankası. Bir finansçı, bir holding yöneticisi, iletişim uzmanı değil de niye yazılımcı?
Geçen hafta Vodafone-Telsim CEO'su Attila Vitai, basın açıklamasıyla stratejilerini paylaştı. Israrla üzerinde durduğu, "kaliteli şebeke altyapısıydı". Geçen ay Time 2006 toplantısında GSM sektörünün geleceğine dair projeksiyonlarda gündem farklıydı. Pazarlama, KOBİ'lere çözümler, güvenlik ve 3. nesil ve kablosuz ağlar öne çıkmıştı. Aslında Vitai'nin açıklamasında geleceğe yönelik işaretler de vardı: "3. nesil ve kablosuz sistemlere geçiş".
Artık cep telefonları konuşmadan öte bir anlam taşıyor. Hatta müzik indirme, kişisel özellikleri belirlemekten çok daha öte bir fonksiyonu var. Her ne kadar Numara taşınırlığı gündemde yer alsa da; GSM operatörlerinin, yöneticilerinin çalışma ağırlığı geleceğin mobil yaşamında.
Bilgisayar, telefon ve TV avucumuza sığıyor. Cep telefonları kurumlarla entegre olmuş bir mobil çalışma ortamı sunuyor ve sınırsız iletişim ağı vaat ediyor.
Türk Telekom'un varlığı Avea'yı güçlendiriyor. Vodafone'un uluslararası bir operatör olması avantaj ve bunu reklamlarında da kullanıyor. Turkcell de Türkiye'nin en büyük operatörü konumunda. Asıl rekabet şimdi başlıyor. Bu ortamda Süreyya Ciliv'in neden tercih edilmiş olduğunu bir kere daha düşünün.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.