Bahçeli, Mozart dinlemesin
2001’de İkiz Kuleler yıkılmadan evvel çekilen bir film girdi. Kod Adı Kılıçbalığı. "Gerekirse kendi gökdelenlerimizi kendimiz yıkarız." ifadesi vardı filmde. Sonra, filmde dediklerini yaptılar. Ama, İslâm dünyası suçlu bulundu. Bedeli ödetildi.
2013 yapımı Kod Adı Olimpos filminde ise Beyaz Saray’a saldıran ve Amerikan yaşam tarzını tehdit eden Kuzey Koreli teröristler vardı. “Kuzey Kore gibi ülkeler nükleer silahlara sâhip olduğu sürece terörizmin sonu gelmez; dünya barışı tesis edilemez.” tezine inandırmak için yapılmış bir filmdi. Nükleer silah Amerika’nın hakkıdır. Başka ülkeler elde ederse terörist olurlar.
Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim’in ne kadar psikopat olduğunu ve elinde nükleer silah olmaması gerektiğini anlatan başka bir filmde ise iki Amerikalı dünyayı bu diktatörden kurtardı.
Kısacası, Holywood, Amerika ile Kuzey Kore arasında yaşanması muhtemel bir gerilim için kendi halkına ve başka halklara, lüzûmlu telkini yapıyor.
Kuleler yıkıldığı zaman George Bush, dünyâyı “Bugün, ya bizim yanımızdasınız ya da terörün” diye tehdit etmişti. Sıkıysan saldırıyla ilgili şüphe et. Direk teröristsin. Hepisi Charli olanlar, o zaman ikiz kule olup terörist Müslümanların cezâlandırılmasından yana olmuştu. O gün, İkiz Kuleler’e, hiçbir Yahudinin gitmediği gibi söylentiler havaya uçup gitmişti.
Şimdi aynı süreç Kuzey Kore için başladı. Basında korkunç haberler çıkıyor. Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-Un’un, eniştesini köpeklere yedirdiği haberlerini biliyorsunuz. Belki doğru belki yalan.
Kuzey Kore’ye karşı öyle bir hava estiriliyor ki bu kamplaşmada, Amerika’nın tarafını tutmayan terörist îlân edilirse şaşmayın.
Devlet Başkanı Kim, çok genç yaşta ülkenin başına geçti. Başkanlığı babasından devraldı. Asker kökenli olmadığı hâlde general oldu vs. vs. Ülkedeki seçimler göstermelik. Tek aday, iki seçim sandığı var. Onaylayan bir sandığa; onaylamayan diğerine atıyor. Böyle bir sistemde sonuç, yüzde yüz “onaylıyorum” çıkar elbette.
Devlet Bahçeli, partisinin son grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Kuzey Kore’ye bakın. Erdoğan’ın aynısının tıpkısını göreceksiniz.” dedi. Hâlbûki, biz Kuzey Kore’ye bakınca, İsmet İnönü’yü ve 1946 seçimlerini görüyoruz. Hani, açık oy gizli tasnif kuralının uygulandığı seçimi.
Amerika’nın Kuzey Kore’yi hedefe koyduğu bir dönemde, Kim ile Cumhubaşkanı Erdoğan’ı aynı göstermeye çalışmak hiç de millî bir duruş değil. Çok talihsiz bir benzetme. Üstelik bu benzetme, daha önce, Washington Post karikatürüstü AnnTelnaes tarafından yapıldı.
Yok yok, Mozart, Bahçeli’ye iyi gelmedi. Ferdi Tayfur, daha iyiydi. Varsın arabesk olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.