Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Padişahlıktan Başkanlığa

Padişahlıktan Başkanlığa

Asıl az­maz bal kok­maz der­ler.Bi­zim asa­le­ti­miz bin yıl­lık geç­mi­şi­miz­de sak­lı­dır. Şim­di­ki­le­rin “Muh­te­şem Yüz Ya­la­n” di­ye uy­dur­duk­la­rı ta­rih de­ğil, şuu­ral­tı ha­yal­le­rin­de şe­kil­len­dir­dik­le­ri ken­di ya­şan­tı­la­rı­dır.

Dö­kü­le­lim, yı­kı­la­lım, asi­mi­le ola­lım di­ye bir ta­kım ya­ban­cı odak­la­rın kur­gu­la­dık­la­rı bu tip di­zi­le­rin alı­cı­la­rı biz de­ği­liz, bun­la­rı gün­dem­de tut­mak is­te­yen­ler Ana­do­lu top­rak­la­rı­na Yu­nan gi­bi bir ga­vu­ru mu­sal­lat eden Tan­zi­mat çı­kış­lı ka­ra kas­ket­li­ler­dir.

Bu top­rak­lar­dan İt­ti­hat­çı­lar di­ye bir ha­in sü­rü­sü gel­di geç­ti.

O yüz­den tam bir as­ra ya­kın­dır; ken­di de­ğer­le­ri­mi­zi, ken­di baş­lık­la­rı­mı­zı gün­dem yap­mak­tan alı­ko­nul­du­ğu­muz için dev­let ola­rak bir yer­den bir ye­re gel­me­dik, ge­ri­le­dik...

Os­man­lı­’nın pa­yi­taht edin­di­ği Or­ta­do­ğu se­fa­let­te, kan gö­lün­de, iş­gal­de, yağ­ma­lan­mak­ta, sö­mü­rül­mek­te. Si­yo­niz­m’­in kö­rük­le­di­ği kav­mi­yet­çi­ler ül­ke­yi bö­lüp sırt­lan­la­ra yem et­me­ye ça­lı­şır­ken bu aziz mil­let ara­yış içe­ri­sin­de­dir. İçi­miz­de­ki ha­in­le­ri kah­re­di­ci bir ara­yış...

 Hiç kim­se şu par­ti­nin ve­ya bu ki­şi­nin ka­ra­ka­şı ile si­yah gö­zü­ne he­ves­li de­ğil, ça­re­siz­lik­le­re ça­re ara­nı­yor.

Da­ha açık­ça­sı ay­rış­ma de­ğil to­par­lan­ma za­ma­nı­dır.

Gö­rü­yor­su­nuz, ta­ri­hi de­ğer­le­ri­mi­zi bi­le ko­ru­ya­mı­yo­ruz, hat­ta ad­la­rı­nı söy­le­mek­ten bi­le çe­ki­ni­yo­ruz. Sen “baş­kan­lı­k” de­din mi suç­muş gi­bi o da pa­di­şah­lık di­ye tut­tu­ru­yor.

Hal­bu­ki bu mil­let li­der­ler ön­cü­lü­ğün­de kı­ta­lar­dan kı­ta­la­ra at koş­tur­du, kül­tü­rü­nü yay­dı, ti­ran­la­rın zul­mün­de ka­lan in­san­la­ra mut­lu­luk­lar gö­tür­dü. Pa­di­şah düş­man­lı­ğı ay­nı za­man­da ta­rih düş­man­lı­ğı­dır.

He­ce­li­yo­rum: Pâ­ti(muk­te­dir) – Şah(hü­küm­dar).

Bir de­fa isim asa­let­li­… Şey kok­mu­yo­r…

Tür­kü, Ara­bı, Ace­mi ih­ti­va ede­cek şe­kil­de ta­rih ko­ku­yo­r…

Se­nin gi­bi mah­zen­de yıl­lan­mış şa­rap kok­mu­yor.

Di­ğer­le­ri­ni ne­re­ye asa­cak­san as da, bu is­mi gi­riş ka­pı­nı­zın eşi­ği­ne asın ki her gi­riş çı­kı­şın­da an­lı­na vur­du­ğun­da ru­hun se­rin­ler.

Pa­di­şah de­yin­ce be­nim ak­lı­ma ilk ge­len Sul­tan Fa­ti­h’­tir.

Ta­bi­dir ki Ba­tı­lı­laş­ma ile bir­lik­te cum­hu­ri­yet­le­şen­ler, ka­fa ya­pı­la­rı iti­ba­rı ile Fa­tih gi­bi bir de­ha­nın ça­ğın­da ki du­ruş şek­li­ni kav­ra­ya­maz­lar. Di­van­la­rı, şey­hü­lis­lam­lı­ğı, ule­ma­yı, en­de­run­la­rı bi­le­mez­ler.

İs­tan­bul feth edil­miş ol­ma­say­dı ki­li­se ta­hak­kü­mü­nü kı­ran Rö­ne­sans da ol­maz­dı. Or­ta­ça­ğın en za­lim ve de en ka­ran­lık gün­le­rin­de İs­tan­bul var­dı. Baş­pis­ko­pos­lar “a­ca­ba­” di­ye­rek­ten “ay­rı mah­ke­me, ay­rı ada­let is­ti­yo­ru­z” ta­lep­le­riy­le Sul­tan Fa­ti­h’­e mü­ra­ca­at et­tik­le­rin­de ha­yır de­me­miş­ti. Ama bir şar­tı var­dı:

“Ön­ce Os­man-ı Ali’­nin mah­ke­me­le­ri­ni bir gö­rün da on­dan son­ra ka­rar ve­re­lim.”

Ne gör­sün­ler, İs­tan­bu­l’­u fet­he­den ko­ca Hün­kar yar­gı­lan­mak üze­re sa­nık san­dal­ye­sin­de. İs­tan­bul ka­dı­sı ona hid­det­le­ni­yor, so­ru­lar so­ru­yor, ba­ğı­rı­yo­r… Üs­te­lik şi­kâ­yet­çi bir Er­me­ni­… So­nuç­ta ve­ri­len ka­rar Er­me­ni'nin le­hi­ne Hün­ka­r’­ın aley­hi­ne olun­ca da bu il­ginç man­za­ra baş­pis­ko­pos­la­rı şa­şır­tı­yor. Otu­rup ka­rar ve­ri­yor­lar:

“Os­man­lı­’nın yar­gı­sı pa­di­şa­hı­nı mah­kûm ede­bi­li­yor­sa biz de is­te­ği­miz­den vaz­geç­tik, var­sın bi­zi İs­lam mah­ke­me­le­ri yar­gı­la­sı­n…­”

Şim­di de ruh­lar as­lı­na dö­nü­yo­r… Baş­kan­lık sis­te­mi ta­bi ki pa­di­şah­lık de­ğil­se de dev­let ge­mi­si­ni yü­rüt­me­ye ta­lip tek baş­lı­lık­tır.

Bir gün Türk kav­mi­ne da­ya­lı Do­ma­niç yay­la­la­rın­dan bir gü­neş doğ­du. Ora­dan do­ğan İs­lam gü­ne­şi kı­ta­la­rı ay­dın­la­tır­ken Kürt kav­mi­ne men­sup olan Se­lah­had­din Ey­yü­bi gi­bi bir kah­ra­man Haç­lı sü­rü­le­ri­ni boz­gu­na uğ­rat­mış­tır. Acı­lar, za­fer­ler müş­te­rek­ti­r…

Yı­kı­lı­şın ve­ba­li­ni pa­di­şah­lı­ğa yük­lü­yor­lar.

Ne var ki bu mü­kem­mel ya­pı Tan­zi­mat de­ni­len Ba­tı­lı­laş­ma ile yı­kıl­dı git­ti. Ders ala­lım di­ye an­la­tır­lar: Kra­lın ül­ke­sin­de ku­zu ile kurt yan ya­na gi­der­miş.

Son­ra bir gün kurt­lar ku­zu­la­rı ye­me­ye baş­la­mış.

Ne ol­du ne git­ti di­ye araş­tır­mış­lar.

Bak­mış­lar ki kral ölen kar­de­şi­nin ço­cuk­la­rı­na dü­şen mi­ra­sı ver­me­di­ği gi­bi on­la­rın el­le­rin­de ne var­sa hep­si­ni gasp et­miş.

An­la­dı­lar, kral ada­let­ten sa­par­sa kurt­lar ku­zu­la­rı ne­den ye­me­sin.

Şim­di­ler­de kurt­lar ku­zu­la­rı da yi­yor, ko­yun­la­rı da­…

Çün­kü bu mil­le­tin ba­şı yok, Pa­ti-Şa­h’­ı yo­k… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi