Kemal Belgin

Kemal Belgin

Bittik mi?

Bittik mi?

TRABZONSPOR’UN Napoli’ye Avni Aker’de 4-0 yenilmesi hiç tartışmasız, Napoli kupadan çekilmezse, kupaya veda demektir. Beşiktaş ise, bitime az bir zaman kalaya kadar rövanşı tek golle bile kazanarak tur atlama fırsatıyla yaşadı.

Perşembe’nin net özeti budur. Peki, Trabzonspor bu hale nasıl gelmiştir? Ersun Yanal’a göre yenen erken gol takımı dağıtmış ve sonra da savunma hamlelerinin zafiyeti yüzünden fark atmıştır. Bence hiç de öyle değildir. Trabzonspor maçı başlamadan yine bizim Ömer Üründül’le yaptığım maç önü sohbetinde aynen şöyle dedim: “Ben bu maçta Trabzonspor hiç gol pozisyonuna girer mi, en çok onu merak ediyorum...” Gerçekten de bir İtalyan temsilcisi karşısında Meajani Soner ve Özer orta sahasıyla oynayıp, önde de kazık gibi duran Cardoso, çalım hastası Erkan’la bir şeyler yapmaya çalışırsanız bu maçta sadece santra yaparsınız... Sefa mı? O daha bir fırın ekmek yemeli... Trabzonspor’da sadece savunma ayakta kalmaya çalıştı. Direnebildiği kadar direndi. Ama rakip atakların hiçbirinde ne ileri uç, ne de orta alan takipçi olmadığından da ancak bu kadar yapabildi. Constant, Ekici, Deniz olsalardı en azından bir kaç defa gol pozisyonu heyecanı yaşardık ve belki de atardık da... Bence Trabzonspor bu Avrupa Kupası’nın rüyasından hemen kalkıp bir önceki lig maçında sahaya sürdüğü tertip üzerinde yoğunlaşarak bu sezonun sonunu hayırlı bitirmeli... Çok kişi, Napoli’nin Palermo’ya ligde 3-0 kaybettiği maça umut olarak yorumlamıştı. Yapmayın, etmeyin; İtalya ligi orası, bize hiç mi hiç benzemez...

Sonra İngiltere’ye dikkat kesildik. Beşiktaş takımı oturmuş, oyun felsefesi ezberlenmiş bir futbolcu topluluğu... Sahayı dikini de, enine de dönüşlerde iyi kapatabiliyor. Açılışta ise biraz ferdi kaldığından boş deparlar atıyor, topu kaptırıldığında da boşuna koşular yaparak yorulabiliyor. Gökhan Töre ve Olcay hiç mi hiç batamadılar. Belli ki, Benitez gibi kurnaz bir hoca bu ikiliyi mercek altında uzun süre tutmuş. Atiba ile Veli’nin çıkışlarına da sanki kasten izin verir gibi bir hali vardı. Bunu da, Beşiktaş savunması erken dağılsın diye yapmıştı. Ama öne doğru iyi olmayan Gökhan ve Olcay arkaya yardımda hemen hemen kusur işlemediler. Beşiktaş, bildiğimiz takım gibiydi. Pozisyon olarak Veli’nin kafası ile Demba Ba’nın plasesi aklımızda kaldı da, İngiliz liginin önemli firmalarından olan Livepool da öyle ahım şahım çok pozisyon bulmadı. Kaleci Cenk’in bir iki yaylanışı da ince işlerin büyük işlere dönüşmesini engelledi. Sosa’nın biraz donuk kalışı bence Beşiktaş’ın hücum aksiyonlarındaki en büyük sıkıntısı idi. Tempo yükselince Sosa yavan kaldı. Yerine giren Oğuzhan ise fizik olarak  bir İngiliz takımı ile mücadele edemezdi. Kerim’in oyuna girişi ise takımı hareketlendirdi. Livepool’u arka bloklarını düşünerek geriye itti bir süre... Hatta bir de gol gelecekti neredeyse...

Şöyle toparlarsak Beşiktaş, rövanşlı bir kupa oyununda sadece tek gol yiyerek umutlandı. Bu genel kanıdır. Ancak ne var ki bendeniz de bu kupa oyunlarında bu 1-0’ları hiç sevmem... Keşke yenileceksek 2-1 yenilseydik. Şimdi sanıyorum Olimpiyat Stadı’nda oynanacaktır ikinci maçta, Beşiktaş’ın yine eksiklerle sahaya çıkacak Livepool’un o kadrosuna balıklama dalmamalıdır. Kim bilir belki de tek gol bile tur yolunu açabilir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi