Taha Akyol

Taha Akyol

Alevi Mektupları

Alevi Mektupları

AKP hükümetinin Alevi vatandaşlarımıza açılımı konusunda yazdıklarım üzerine yüzlerce mektup aldım. Reha Çamuroğlu'nun girişimini ve AKP'nin açılımını destekleyenler var, eleştirilenler var.
Faks ve mail yoluyla aldığım bu mektuplarda, farklı modelleri savunan Alevi kuruluşlarının birbirine yönelik eleştirileri de yer alıyor.
Fakat Alevi kuruluşları arasındaki görüş farklarını ve karşılıklı eleştirileri yazacak değilim. Alevi kuruluşları arasındaki görüş farklarını derinleştirecek bir tavra girmek istemiyorum. Savunduğum iki genel ilke vardır:
Bir: Devlet 'Alevi İslam'ı da tanımalı, din hizmetlerini Alevi vatandaşlarımıza da sunmalıdır; devletin bütün din hizmetlerinden çekilmesi zamanla oluşacak bir husustur.
İki: Tartışmaların dili 'müzakereci' olmalıdır. Kırıcı ve kutuplaştırıcı dilden sakınılmalıdır. Her konuda savunduğum bir prensiptir bu...
Bu sebeple, falanca Alevi kuruluşları Reha Çamuroğlu'nu destekleyen mektuplar gönderdi, falanca Alevi kuruluşları da eleştirdi diye 'kutuplaştırıcı' bir tarza girmeyeceğim.

Teslim olmak?
Fakat, 148 kuruluşu temsil eden Alevi ve Bektaşi Federasyonu'nun 'cevap' niteliğindeki mektubundan bahsedeceğim. Ben ABF'nin adını vermeden, Çamuroğlu'na "hain" demenin, tartışmada böyle bir dil kullanmanın yanlış olduğunu yazmıştım. ABF adına Murtaza Demir, mektubunda bu konuda diyor ki:
"Reha Bey de çok iyi bilir, Türkmenin Kızılbaş damarı kolay teslim olmaz. Siz Bâtıni Türkmenin varlığını, hakkını, hukukunu tanımazsanız, o sizi hiç tanımaz. 'Çiftbozan' dağlara vurur. Yeniçeri'yi, Babailer'i yazan, Pir Sultan'ı, Şah Kalender'i, Şah Kulu'nu, hatta Baba İlyas'ı yazan Reha kardeşim bunları ne çabuk unuttu? Yoksa bunları inanmadan, 'laf olsun, beri gelsin' tiraj olsun diye mi yazdı? Türkmen, yemek yediği sofraya tükürmez. Hainlikten kasıt budur."
Bu satırları "hain" suçlamasındaki ölçüsüzlüğü hafifletmek için yazılmış sayıyorum, "kardeşim" sözü de güzel.
Fakat Çamuroğlu, "teslim olmak" şöyle dursun, cumhuriyet hükümetleri içinde en geniş açılımı AKP'nin gündeme getirmesini sağlamadı mı?
Murtaza Demir'in bahsettiği "Çiftbozan" meselesi önemlidir, ayrı bir yazıda ele alacağım.

Kendimiz çözmeliyiz
Cem Vakfı'nın protokol listesinde 600'e yakın Alevi ve Bektaşi kuruluşunun ismi var. Hepsinin aynı modeli benimsemesi beklenemez. Görüş farkları yapıcı bir dille konuşulmalıdır. Sayın Murtaza Demir'in mektubundaki şu satırlar yapıcı bir yaklaşımın ifadesidir:
"Birçok eksiği, yanlışı olan, fakat elinden geldiğince düzgün olmaya gayret eden bir federasyon yönetimi olarak, temsil etmeye çalıştığımız geleneksel Aleviliğin ulularının öğütleri, nefesleri ve deyişlerinin ışığında mütevazı çaba içindeyiz.
Derin bir yara olan bu sorunun tedavisi konusunda çaba göstermeye hazır olduğumuzu bir defa da sizin aracılığınızla ifade etme imkânı bulabilirsek, belki bir yararı olur. Gerçekten kompleksimiz ve önyargımız yoktur.
En azından bu konuda önyargılı değiliz. Biz bu sorunu burada kendi ülkemiz, devletimiz ve hükümetimizle çözmeye mecbur değil; mahkûmuz...
Bu ülkenin yurtseverleri olarak, hiç değilse bu sorunu emperyalistlerin kullanmasına izin vermemeliyiz..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi