Ali Eren

Ali Eren

“Kaderi İnkâr”ın Tehlikesi...

“Kaderi İnkâr”ın Tehlikesi...

Zamanımızda bazıları kadere imanın şart olmadığını söylüyorlar. Bunlar kendileriyle beraber bu söze inananları da mânevî felâkete sürüklüyorlar. 

Kader, Allah’ın yarattıkları hakkında tayin ettiği hükümdür. 

Hayır-şer ne varsa hepsinin, Allah’ın takdiri ve bilgisi altında meydana gelmesidir. 

Kadere iman İslam inancının 6 esasından biridir, O olmayınca diğer beşine de inanılmamış olur. 

Kader akılla kavranılamayacak zor bir mesele olduğundan bu konuda akıl yürüterek ileri geri konuşmak insanı yanlışa Kadere imanın ehemmiyetine bakalım:

1- Bir gün ashabı kiramdan bazı kimseler kader üzerinde tartışıyorlardı. O sırada Resûlüllah (s.a.v.) geldi. Onların kader üzerinde münakaşa ettiklerini öğrenince öyle öfkelendi ki yüzü kıpkırmızı oldu. Ve şöyle buyurdu:

“(Bu meselede) münakaşa yapmakla mı emrolundunuz? 

Kur’an’ın âyetlerinin bazılarını bazılarıyla karşılaştırıp duruyorsunuz. Sizden önceki ümmetler işte böyle şeylerden dolayı helak oldular.” (Kütüb-i Sitte Muhtasarı c., 

2- Adiyy b. Hâtim radıyallâhü anh anlatıyor:

“Resûlüllah (s.a.v.) bana, “Ey Hâtim’in oğlu, Müslüman ol ki selâmete eresin” buyurdu. Ben: “ İslam nedir?” diye sordum. Resûlüllah şöyle buyurdu:

“Allah’tan başka ilah olmadığına, benim de onun resûlü olduğuma şehadet etmen ve hayır-şer, tatlı-acı her şeyiyle kadere iman etmendir.” 

3- Nezâl b. Sebre anlatıyor: Hazreti Ali’ye. “Ey mü’minlerin emiri! Şurada, Allah, olacak bir şey meydana gelinceye kadar bilmez, diyen bazı kimseler var, denilmişti. Hazreti Ali (r.a.): “Allah onları kahretsin. Neye dayanarak bunu söylüyorlar?” dedi. (Hayâtüs Sahâbe, c: 4) 

4- Peygamberimiz’in amcası Hazreti Abbas’ın oğlu Abdullah b. Abbas radıyallâhü anh, İslam âlimlerinin Kur’an müfessirlerinin piri ve üstazı kabul ettiği kimsedir. Bu zat yaşlanmış ve gözleri görmez olduğu bir zamanda anlatıyor:

“Bazıları bana, bir adamın kadere inanmadığını söylediler. “Onu bana getirin” dedim. 

“Onu ne yapacaksın?” dediler. 

“Kudret ve iradesiyle yaşadığım Allah’a yemin ederim ki, yapabilirsem burnunu koparacağım” dedim.”

5- Atâ b. Ebî Rebâh anlatıyor:

“İbni Abbas’a, bazıları kader hakkında ileri geri konuşuyorlar” dedim.

“Demek bunu da yaptılar ha!” dedi ve şöyle devam etti:

“Onlar bu ümmetin kötüleridir. Onların hastalarını ziyaret etmeyin. Cenaze namazlarını kılmayın. Onlardan birini görsem vallâhi şu iki parmağımla gözlerini oyarım.”

(Hayâtüs Sahâbe, c. 4) 

6- Ashabı kiramdan Ubâde b Sâmit Hazretlerinin oğlu Velid “Babam hastaydı. Ölmek üzere olduğunu düşünüyordum. 

“Babacığım, biraz gayret et de bana bir nasihatta bulun” Babam, “Beni doğrultun”dedi. 

Doğrulttum. Oturunca şunları söyledi:

“Oğlum! Kadere, hayra ve şerre (hayrın da şerrin yaratıcısının Allah olduğuna) inanmadıkça ne gerçekten inanmış ne de Allah’ı hakkıyla bilmiş olursun...

Yavrum, ben Resûlüllah’ın şöyle buyurduğunu işittim:

“Allah ilk olarak kalemi yarattı ve ona “Yaz!” buyurdu. 

İşte kalem o anda kıyamete kadar olacakları yazdı.” 

Yavrum, eğer bu inanç üzere ölmezsen, cehenneme girersin.” (Müsned-i Ahmed b. Hanbel, İbn-i Kesir tef. 4/268)

7- Nâfî (rah. a.) anlatıyor:

Bir adam İbni Ömer radıyallâhü anhümâya gelerek, “ Falan kimsenin sana selamı var” diyerek Şamlı bir adamdan selam İbni Ömer (r.a.) “Duyduğuma göre o kimse kaderi inkâr ediyormuş. Eğer gerçekten böyle bir fikre saplandıysa, benden ona selam söyleme” buyurdu.

HUSUSİ NOT: 

Berlin’den Sayın Ahmet Kayalık’a!

Sorduğunuz hadis-i şerifler, arapça asıllarıyla Prof. İbrahim Canan’ın tercüme ettiği Kütüb-i Sitte Muhtasarı’nın c. 15, s. 44-48’de ve c.17, s. 464. sahifelerinde mevcuttur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ali Eren Arşivi