Fatih Erbakan, Erbakan Vakfı’nın   Genel Başkanı. Biliyorsunuz, Milli Görüş rahmetli Erbakan Hocamızın başlatmış olduğu milli bir hareket. Şu anda AK Parti tabanı bile bu çizgide.

Saadet Partisi (SP) ile vakıf arasında düşünce bakımından bir fark yoksa da kadrolar yönünden SP yönetiminden Vakıf yönetimine oldukça kaymaların olduğunu öğreniyoruz.

Hatta AK Parti’ye oy verenler bile vakıf toplantılarına iştirak ediyor.

Bu aşamada söylenmesi gereken, Milli Görüş madem tek bir vücuttur, vakıf da olsa parti de olsa fark etmemeli. 

Gönül ister ki bu vücut tek olsun, dağılmasın, bölünmesin.

Ne var ki Fatih Erbakan’ın AK Parti’ye davet edilmesi söylentileri ikinci bir Numan Kurtulmuş vakası olarak yorumlanmaktadır. Görüntü bir vefa olayı olsa da, gelecek açısından beklentileri olan için bu çağrılma işini salim kafa ile oturup iyice düşünmek lazım.

Görülen o dur ki bir yere kadar gelen gidiyor.

Giden de koltuğu rahat bulunca kapılarını kapatıyor.

Telefonları eski dostlara cevap vermiyor.

Sekreter ordusu bir türlü aşılmıyor...

AK Parti’ye bir alternatif olayını çok önceleri hep işlemişimdir. Alternatif parçalanmaktan ziyade tedbir mahiyetinde bir bütünleşmedir.

Daha açıkçası, sürekliliktir.

Bu devran hep böyle gitmez.

Siyaset her zaman aynı dalda oynamaz.

Bunun yarını da var.

O yarına yedek istetme gibi hazırlıklı olunmadığı takdirde ülke adına yapılanlar hep boşa gider, yarı yolda kalmak var. 

Birileri tepeden iner, bir gecede hazineyi kurutur.

Kurduğun kadroları iki saat içerisinde kaldırır atar.

Önde ben olsam alternatifi kendi elimle kurarım ve de yaşatırım...

Şöyle düşünelim, AK Parti en iyimser hali ile % 50 oy almış olsa, geride % 50 daha oy vardır. İyi bir alternatif, bunun % 20’sine talip olabilir.

Daha doğrusu, ne olur ne olmazı garanti altına alır.

Geçmişte biz bu aktiviteyi Numan Kurtulmuş Bey’den bekliyorduk.

Yazar kesiminde kendisini en çok destekleyenlerden birisi de bendim.

Bunu kendisi de biliyor.

Bu yüzden, Saadet Partisi’nin üst yönetimden bazıları ile hâlâ aramız açık.

Ne var ki beklediğimiz gibi olmadı.

Numan Bey’in önce SP’den ayrılması, sonra da HAS Parti’de kurmuş olduğu kadro kendisinden beklentisi olanları ilk başta hayal kırıklığına uğrattı.

Beklenti, Milli Görüş kadrolarının HAS Parti’de toplanması idi.

Ama olmadı. Anadolu’yu çokça gezdiğim için rast geldiğim HAS Partili il başkanlarının söyledikleri, “Numan Bey bizi yarı yolda koydu” şeklindedir.

Hatta Saadet Partisi’nden belediye başkan adayı olup da sonradan mağdur olanlara bile sahip çıkılmadı.

“Bekaroğlu kahrından CHP’li oldu” diyenler de var.

Numan Bey, AK Parti’ye katılınca da alternatif olayı rafa kaldırıldı.

Şimdi de Fatih Erbakan’ı sahnede görüyoruz.

AK Parti’ye katılma her zaman onun hakkı.

Bu sebeple de bir kısım Milli Görüş oyları AK Parti’de toplanmış olabilir. Bu tip bir hesaba yanlış diyemesek de sonuçta her olayın bir de arka planı var.

Sanki AK Parti; MHP, BBP, SP ittifakına karşı tedbirini alıyormuş gibi bir görüntü sergileniyor. 

Ama değil, bildiğimiz Bahçeli, oyu olmayanları sırtında kambur gibi taşımaz.

Ancak ilerisini görebilmenin kuralları farklı...

“İşte bir milletvekilliğine çekti gitti” dedirtmek de doğru bir şey değil.

Benim gönlümde yatan SP, çalışması ile kadrolaşması ile ilerinin alternatifi olsun.

Parçalanmasın, toparlansın, kendini eskitmesin yenilesin...

Ne olur olmaz...