Cahillerin Din Konusunda Tartışmaları Haramdır
TÜRKİYE Müslümanlarını sarsan, yere seren, parçalayan, zaafa düşüren, fitne ve fesat çıkartan, birlik ve beraberliği yıkan büyük kötülüklerden biri din konusunda çok tartışılmasıdır.
İslam tartışılmaz, doğru olarak öğrenilir ve doğru öğretilir. Sonra hükümleri hayata uygulanır.
Kenan Evren Paşalar rejimi bütün okullara mecburî din dersleri koydu. Bundan maksat=amaç çocuklara, genç nesillere İslam’ı doğru olarak öğretmek miydi? Hayır! Onlar Kemalizm’e ayarlanmış evcil bir İslam türetmek istiyorlardı. Onların koyduğu usûl üzere, din dersi kitaplarının başında günümüzde bile tam sayfa kalpaklı Paşa resmi, onun karşısında Gençliğe Beyanname metni bulunmaktadır.
Bütün İslam dünyasında ölmüş, taraftarı kalmamış olan Mutezile mezhebi bizde kasıtlı olarak müteammiden hortlatıldı, mensupları, taqiyye ve kitman yaparak kendi İslamlarını sinsice yaymaya, Ehl-i Sünneti yıkmaya çalışıyor.
Derin şer güçleri, Ümmet birliğini yıkmak, Müslümanları birbirine düşürmek için belli başlı elli çeşit İslam yorumu çıkarttılar, bunların az veya çok taraftarlarını oluşturdular ve müminleri birbirine düşürdüler.
Ramazan yaklaşıyor. Yine bir grup, İslam’da teravih yoktur, güneş batmadan önce oruç açılabilir, sabah güneş doğuncaya kadar sahur yenilebilir yaygaralarına başlayacaktır.
Televizyonlarda müzikli-çalgılı din programları yapılıyor, birtakım bid’atçi ilahiyatçılar ahkâm kesip duruyor. Dinsizler niçin din programı yapıyor. Dine hizmet etmek, müminleri aydınlatmak için mi? Yoksa fitne ve fesat çıkartmak için mi?
Son elli yıl içinde, Pakistan’dan, Arap âleminden Türkiye’mize hayli aktivist, vurucu kırıcı ateşli hararetli, hattâ bir kısmı terörizme yeşil ışık yakan İslam doktrini ithal edildi. Bilhassa gençliğin aklı allak bullak…
Pakistanlı meşhur bir İslamcının… Dinimizi anlatan kitapları Türkçeye çevrildi ve peynir ekmek gibi satıldı. Bu zat, imanın şartlarını beşe indiriyor, kadere imanı siliyor. Bu nasıl bir İslam yorumu ve anlatımıdır?
İranlı Ali Şeriati’nin kitapları da çevrilip yayınlandı. Bu kişi, İslam Şinasi adlı kitabında “Allah yek Janus-i hakikî est=Allah gerçek bir Janus’tur” diyor. Yani kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh Rabbülâlemîni iki çehreli bir Roma putuna benzetiyor.
Bin icazetli âlimin ve müftünün fetvalarıyla takbih edilen ve ülkesinden tard edilen Fazlurrahmanın ekolü; Türkiye’de Ehl-i Sünneti yıkıp, Kemalistlerin, Siyonistlerin, emperyalistlerin işine gelen ucuz, ılımlı, light, suya sabuna dokunmaz, cihadsız, tesettürsüz, fıkıhsız, Şeriatsız evcil bir İslam türetmek, Ehl-i Sünnetin yerine Tarihsellik mezhebini getirmek için gece gündüz çalışıyor.
Din adına, dinin kabul etmediği bir yığın sapıklık, bozukluk, bid’at sergileniyor. Bundan kurtulmanın tek çaresi şudur:
Bütün Ehl-i Sünnet mensupları İslamı, icazetli Ehl-i Sünnet hocalarından, ulemasından, fukahasından, kâmil mürşidlerinden öğrenmelidir.
Bu teklif ettiğim şey pratikte=uygulamada şöyle olur: Ülkemizde Hanefîler ve Şafiîler vardır. Hanefî olanlar dini Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali’nden, Hacı Zihni efendinin Nimetü’l-İslam’ından veya benzeri muteber ve sahih kitaplardan; Şafiî olanlar da yine sahih ve güvenli Şafiî ilmihallerinden okuyup öğrenirler.
Böyle yapıldığı takdirde Ehl-i Sünnet arasındaki ihtilaflar, çekişmeler, patırtılar asgarîye iner.
Peki, ötekiler ne olacak? O fitne fesat bitmez.
Ehl-i sünnet Müslümanlığında cahillerin din konusunda tartışmaları yasaktır… Müteşabihat konusunu gündeme getirip halkın zihnini karıştırmak, o da yasaktır… Kur’an’ı kendi kısır aklı, re’yi, hevasıyla yorumlamak yasak- tır… Tefsir icazeti olmayanların Kur’an tercüme, meali, tefsiri yazmaları yasaktır… Kaderi inkâr küfre gider… Müteşabih hadisleri inkâr küfürdür… Mezhepsizlik sapıklığa ve küfre götüren köprüdür…
İslam’ın sıfatlarından biri mübîn, besbelli açık bir din olmasıdır. Onu dosdoğru öğrenmek Ehli- Sünnet ulemasının kitaplarını okumakla olur. Ehl-i Sünnet birbirini tekfir etmez, dalaletle suçlamaz. Usûlde, temelde Ehl-i Sünnet arasında ihtilaf yoktur. Ehl-i Sünnet ana caddedir, Sevad-ı Âzamdır
Ümmet birliği, öncelikle Sünnî Müslümanların birleşmesiyle kurulur. Sünnîler birleşince, diğer fırkalarla ateş kes, mütareke anlaşması yapılır ve fitne fesat en aza indirilir.
İyi niyetli olsalar da cahil, icazetsiz Müslümanların din konusunda tartışmaları, çekişmeleri, tepişmeleri dinin ve Ümmetin yıkılmasına yol açar.
Dinimizi kendi ellerimizle dinamitlemeyelim.
Elifi mertek sananlar din konusunda yorum yapamaz, Ehl-i Sünneti tartışamaz.
İbn Sebe’lerin tuzaklarına düşmeyelim.
Dinimizi Allahın rızasına, Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) öğreti ve talimatına, Selef-i Sâlihînin anlatım ve uygulamasına, râsih ve muhlis ulema ve fukahaya, kâmil mürşidlere, evliyaurrahmanın açıklamalarına göre öğrenelim.
Din konusundaki bozuklukların ana sebebi, Medaris-i İslamiyenin kapatılmış ve icazetli Sünnî ulema ve fukaha yetiştirilmemiş olmasıdır.