Türkiye’de gündem deyince aklımıza ne geliyor; terör, açılım, şiddet, kimlik tartışmaları… Sonu gelmeyen ve bir türlü sonuca ulaşılamayan sıradan gündem maddeleri, yani bize dayatılanlar…

Buzdağının belki de görünen yüzü…

Buzdağının bir de görünmeyen yüzüne baktığımızda daha vahim bir tablo karşımıza çıkıyor. Sessiz yığınların “basit” problemleri!

Bu problemlerden bir tanesi Konya’da yaşanıyor.

Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bir hastanın çekmiş olduğu video, Türkiye'de sağlık sisteminin nasıl işlediğini gözler önüne seriyor.  1 dakikalık video, hastane sisteminin gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor.

Nefes almanın bile güç olduğu ortamda, anlamsız bir şekilde sağa-sola giden onlarca insan, kaygılı gözler… İnsan pazarı gibi bir görüntü yansıyor kameraya... Çoğunluğu 50 yaşının üzerinde onlarca vatandaş sırada...  

Sıra öylesine uzun ki başından sonu, sonundan ise başı gözükmüyor. İnsanlar çaresiz bir şekilde bekliyor.

Görüntüler, söz konusu hastanedeki durumun hiç de iç açıcı olmadığını gözler önüne seriyor. 

Peki ya diğer hastaneler? 

Oralarda da durum aynı, vatandaşlar çaresiz bir şekilde bekliyorlar. Özel hastanede ise bir muayene parası 40 TL'den başlıyor, üzerine 2 tane de tahlil yaptırdınız mı 100 TL'den aşağı doktor yüzü göremiyorsunuz. Bin lira civarında emekli maaşı alan bir vatandaş çaresiz devlet hastanesine koşuyor. Sonrasında bu kuyruklar uzayıp gidiyor.

Türkiye’nin gerçek gündem maddelerini göz ardı eden medya; insanları, planlı yapılan siyasi programlarla, tartışmalarla, saatler süren TV programlarıyla, saçma sapan yarışmalarla özellikle de Batı özentili dizi ve filmlerle görüntü kirliliğini had safhada izleyicinin önüne sürüyor.

Türkiye’nin belki de en büyük sorunu; gündemi belirleyenler…  

Gündemin siyasilerin mesajları eşliğinde oluşturulması, giderek büyüyen sorunları geriye atıyor.

Birbirlerine yıllardır laf sokup gülümseyen, vatandaşı birbirine düşman edip, kutuplaştıran politikacılar bunun en güzel örneği…

Hal böyleyken bir de şunu hatırlayalım… Milletvekillerinin birlik ve beraberlik gösterdiği o ender tabloyu!

Milletvekili maaşlarında ve özlük haklarında hiç tartışma çıkmadan ellerin kalktığı meclis, söz konusu vatandaşın çaresizliği olunca çözüm üretemiyor, görmezden geliyor, birbirlerine saldırarak topu taca atıyorlar. 

Bu iş böyle olmaz.

Hele ki sosyal devlet bu şekilde olunmaz.

Hindistan bile uzaya uydu gönderip, bilimsel ciddi araştırmalar ortaya koyarken, elleri silahlı, yüzleri karanlık, bir örgütün artık Türkiye'nin gündeminden artık çıkarılması gerekiyor. 

Sessiz yığınların çığlıkları, iyice kabak tadı veren gündemle birlikte duyulmamaya devam ediyor.

Vatandaşın uzun kuyruklarda beklediği, hastalığına çare umuduyla daha da hasta olduğu bir ülkede, sağlık sisteminin 'sağlıklı' işlediğinden bahsedebilmek gerçekten zor. 

O bakımdan yaşanılanların, atılan adımların, yapılan tartışmaların vebal taşıdığı unutulmamalı.

Vatandaş, kavga değil çare bekliyor.

Konya örneğinden yola çıkarak, başta muayene ve tahlil ücretleri olmak üzere sosyal devletin gerekleri yerine getirilmeli.

Çoğu yaşlı denebilecek insanlarımızın hastane koridorlarında çaresiz gözlerle saatlerce beklemeleri bir ülke ayıbı olduğu kadar, insanlık ayıbıdır...