Boğaziçi’nde PKK’nın Ne İşi Var?
Terör örgütü PKK, üniversiteli bir örgüt… Kurucu kadronun yapısı, ilk eylemler ve üniversitelere atfedilen önem örgütteki “üniversiteli” damarı hala canlı tutuyor.
Örgütün siyasallaşma alanında, dağ kadrosuna eleman temin etmede, propaganda gibi noktalarda üniversiteliler ön planda.
Örgütün üniversiteleri potansiyel eleman havuzu olarak değerlendirip, buralara yerleşme çabası her dönem olduğu gibi artarak devam ediyor.
90’lı yılların başında, birkaç kampüste Nevruz bahanesiyle yapılan örgüt propagandaları, günümüzde birçok üniversitede gövde gösterisi halinde gerçekleşiyor.
Hatta bazı üniversitelerde öğrenciler bu etkinliklere zorla davet ediliyor, katılmayanlar “yafta”lanıp, kara listeye alınıyor.
İşin ilginç yanı örgütün etkinlik gösterdiği kampüsler öyle kıyıda köşede kalmış, kaderine terk edilmiş yerler de değil. ODTÜ, Ankara, Boğaziçi, İTÜ, Ege gibi Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde, kampüslerinde PKK eylemleri, propagandalar gerçekleşiyor.
Geçtiğimiz hafta içerisinde birçok üniversitede PKK adına etkinlikler düzenlendi.
Boğaziçi de bu üniversitelerden biriydi. Garanti Kültür Merkezi Ayhan Şahenk Salonu’nda PKK’nın kuruluş yıldönümleri adı altında düzenlenen kutlamalarda; örgüt paçavraları altında, marşlar söylendi, sloganlar atıldı.
Yetmedi… O anların hepsi kameralara kaydedilip sosyal medyada dağıtılarak propagandası yapıldı.
Görüntüler dikkatlice incelendiğinde öğrencilerin, okul hayatlarının tehlikeye girmesinden, soruşturma geçirmekten endişe etmedikleri anlaşılıyor.
Kendi üniversite dönemimden çok iyi hatırlıyorum. Şehitlerle ilgili düzenlenen yürüyüşlerde birçok arkadaşımız “Bana milliyetçi derler mi, yürüyüşe katıldım diye fişlenir miyim” korkusuyla kameralardan yüzlerini gizledikleri oluyordu. Oysa taşıdıkları bayrak Türk bayrağı, attıkları slogan “Şehitler ölmez vatan bölünmez”di…
Durumun bir diğer önemli noktası da “Türkiye’nin sayılı üniversitelerinde PKK yandaşı öğrencilerin nasıl bu kadar çok olabildiği” sorusu...
Aslında bazılarının öğrenci olmadıkları, bazılarının ise yasa dışı yollardan bu okullara girdikleri biliniyor.
Doğu ve Güneydoğu illerinde yapılan üniversite sınavlarında döndürülen dolaplar, başkasının yerine sınava girenler, gözetmenlerin tehdit edildiği ortamlar oluşturuldu. Bu sınavlarla ODTÜ’ye, Boğaziçi’ne illegal yollardan yerleştiler.
2 sene evvel KCK’nın üniversite sınavında kopya çeken bir çetesi ortaya çıkarılmış, üniversitelere nasıl eleman yerleştirdikleri yüzlerce sayfalık iddianamelerde açık bir şekilde dile getirilmişti.
Hal böyle olunca üniversitelerdeki PKK yapılanmalarının sadece slogan ve marşlarla yetinmedikleri bir gerçek.
PKK yandaşlarının, devlet kadrolarından akademik camiaya, yargıdan basına kadar uzanan geniş bir yelpazede kadrolaşmalarına bir de bu açıdan bakmak gerekiyor.
Her geçen gün kampüsleri saran terör ağından kurtulabilmek için önce üniversite sınavlarına, sonra kampüslere sahip çıkmak zorundayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.