Terörizmin amacı, terörü yöntem olarak kullanarak güç ve otorite elde etmektir. Süreklilik haline gelen ve siyasi amaç taşıyan bu eylemlerin sonucunda terörizm doğar. 

Kısacası Türkiye’de terör değil, terörizm vardır.   

Parlamenter sistemli ülkelerde faaliyet gösteren terör örgütleri, eğer sistemi değiştiremiyorlarsa bir şekilde ona uyum sağlayarak siyasallaşma yoluna giderler.

Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi… 

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde etnik ırkçılık yaparak, sırtlarını PKK’ya vererek Meclis’e giren HDP’liler gibi… 

Vatandaşı öldürüp, yine vatandaşın parasıyla vekillik yapma skandalı dünyanın başka hangi ülkesinde olabilir, kabul görebilir bilinmez ama Türkiye’de yıllardır kabul ediliyor. Hatta bazıları medya figürü haline getirilip, allanıp, pullanıp Meclis’e taşınıyor.

NEREDE O ESKİ MECLİSLER!

1 Kasım seçimlerinden sonra yeni vekiller için Meclis’teki yemin töreninde yine Leyla Zana rezaleti yaşandı.

Zana yemine başlamadan önce anlamı anlaşılmayan bazı Kürtçe kelimeler söyledi. Sonrasında ise “Türk milleti” yerine “Türkiye milleti” ifadesini kullandı. 

Zana, şovunu ve propagandasını yaptıktan sonra çekti gitti. Yemin geçersiz sayıldı.

Bu sefer 1991’deki gibi milli bir meclis yoktu… Çünkü cılız 1-2 alkışlı tepki mi, destek mi olduğu anlaşılamayan sesler duyuldu.

Tabii politikacılar da kısmen haklı. Tepki gösterse, yarın öbür gün çözüm süreci başlayınca hazırlanacak “Keşke olmasaydı”, “Oradaydım” gibi abuk sabuk senaryolarla oluşturulmuş, devleti kötü gösteren sözde belgesellerin “kötü adamı” olacaklar.

O yüzden ses seda yok!

Hal böyle olunca meydan yine silahlı ırkçılara kalıyor.

24 yılda değişenlerin Türkiye aleyhine olması üzüntü verici. 

Peki bu durumun farklı bir versiyonu ABD’de, İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da yaşanabilir mi? Ülkelerini kana bulayan terör örgütünün temsilcileri meclislere gelebilir mi?

Gelemezler, getirtmezler!

Çünkü oralarda kanun var, nizam var, millet olma bilinci var. 

Düşünsenize arkasına IŞİD desteğini almış, yıllarca IŞİD için çalışmış bir kişi, ABD Meclisi’ne seçilecek, vatandaştan toplanan paralarla, vergilerle maaşı ödenecek, altına makam aracı verilecek, koruma verilecek, protokole girecek yetmeyecek ülkeyi bölmek için elinden geleni yapacak.

Bırakın o kişiyi, bağlı bulunduğu kişileri, yakınlarını bile ülkede barındırmazlar.

***

1991 yılından bugüne çok şey değişti… Yediğimiz yemekler bile farklılaştı… Terör belasına binlerce şehit verdik, yüzlerce insanımız sakat kaldı, yaralandı…

Gönül isterdi ki kökleri kazınsın, devlet üstesinden gelsin… Fakat yaşananlar öyle olmadığını gösteriyor.

Silvan’ı terk ettikleri sırada askerimize yapılan hakaretler ve saldırı girişimlerinden sonra Zana’nın bu yaptıkları, ilerleyen gün ve haftalarda PKK’nın yine etkin bir şekilde gündemin başköşesine oturacağını gösteriyor.

Şimdi günlerce Zana’nın yaptıkları tartışılacak, “yok efendim aslında Türkiyeli” denilebilir diyen “aydın, yazar, sanatçılar” ortalıkta dolaşacak. “Kürtlere baskı yapmayın, Kürtçe’den neden rahatsız oldunuz” diyen çok bilmişler konuşacak.

Olan yine Anadolu’nun mazlum çocuklarına, öz evlatlarına olacak.