Dikkat Resim Gidiyor
Hasırcızâde Metin Hasırcı yazdığı Osmanlı Tarihinde II: Mahmut devrini anlatırken çok tuhaf işlerden bahseder. Bugün M. Kemalin heykeli önünde Batılıları çok güldüren merasime biz alıştığımız için gülmüyoruz. Geçen yılların birinde, trenle mi, gemiyle mi gelen büste kalabalıkların duruş ve selamı, “dünyanın en komik olayı” seçilmiş ve çok gülmüşler.
Doğrusu ben de okuduğum şu satırlar karşısında güldüm ama acı acı güldüm.
“Sultan 2. Mahmud'u ahali gözünde hoş göstermeyen hâllerin başında batı tarzında her şey kabul görüyor, an’ane ve yerleşmiş olan her şeyde bir değişime koşuluyordu.
Meselâ; askerî ve mülkî idareden bazılarına padişahın resmi gönderiliyor bunun asılması isteniyordu, ki devrin tâbiri ise resmin duvara talik olunmasıydı. Bu mevzuda Lütfi Târihinin, 5. sh. de şu tafsilat hayli dikkat-ı câlibdir:
"Yeni mülki ve askeri nizama itina edildiği sırada alafrangaya dâir bazı hususların yerine getirilmesi düşünülme ve faaliyeti ise görülmeğe başlanmıştı. Bu icraatın içinden sayılan padişahın resmi, askerî ve de mülkî dâirelerin duvarlarına asılması için gönderilmeye başlandı.
Resmin asılması için, görmeğe pek değer olan, büyük gösterişlerin sergilendiği resmi geçitler yapıldı. Komutanlar ve subaylar nişanlarını takmışlar sırmalı resmi elbiselerini giymişler, sabah erkenden de Hassa müşiri Fevzi Paşa silahhanesinde toplanarak, yeni çıkan sancaklı sandallarla gelen bir tabur bahriye askeri, iki tabur hassa askeri, üç'er kıta top ve mükemmel mızıka ile Beylerbeyi sarayı arkasında ve bir taburu Nuh kuyusu caddesinde ve iki taburu Mehmed paşa köşküne harbiye taburu içkışlaya ve altı kıta top ile bir alay süvari Haydarpaşa sahrası üstüne, bahriye taburu Bağlarbaşında mükemmel top ve mızıkalarıyla beraber iki sıralı saf halinde saygı selâmı ve saraydan kışlaya kadar, kırkar adım fasılalı süvari ve piyade karakolları resmi bekler oldukları halde, komutan ve subaylar ata binmiş ve altmış kadar nefer ve çavuşlar yürüyerek, önde olarak resmi taşıyan paytonun binek taşına yanaştırılmasıyla, konulacağı yere asmak üzere, hassa feriki Fethi paşa ile Haremeyn mutasarrıfı Nuri paşa, gerek hassa ordusu, gerekse Mansure-i Muhammedi ordusu müşirleri paytonun önünde, kurenadan İzzet bey ile serasker Hüsrev paşa arkasında olduğu halde Selimiye kışlasına gitmişlerdir.
Padişah merasim kıtasını seyretmek için, deniz yolundan kışlaya teşrif eylemişti.
Yolculuk sırasında, tabur ve alayların hizasına gelindiğinde, mızıkalar eşliğinde resmi selâm ve hürmet yapılarak, kışlaya yakınlaşıldığında vezirler ve komutanlar atlarından inerek padişah resmini alarak, hazırlanan yere konulduğunu ve kurbanlar kesildiğini, arkasından Aziz Mahmud Hüdayi tekkesi şeyhinin ellerini kaldırıp dua ederek, Sünbüliye tarikatından meşhur meşayihlerinden Yûnus efendi Fatiha çektiği görüldü. Hemen 21pare top atılmış ve ihtiram duruşunun nöbet atışı olarak, bir miktar tâlim yapıldıktan sonra da, resmin önünden mevcut asker geçirilmiş ve o akşam Selimiye kışlasının içi, dışı kandillerle donanarak, havaya da fişekler atılmıştır.
Bir kaç gün sonra babıâliye gönderilen resim alayı da, görülecek şeydi. Resmin asılması o devrin mutaassıp kimseleri nezdinde pek fena telakki edilmiş, her günden güne itirazların tevilâti, hâttâ Arabistan bölgesinde kötü tefsire sebep oldu.
Sultan Mahmud'un vefatından sonra bu resimler kaldırılmıştır.”
Darısı başımıza…