“Peygamber Sevdalıları” kardeşlerimizin Diyarbakır’da yaşadıkları ve bize de ekran başında yaşattıkları sevinç ve mutluluktan ötürü Allah Teâlâ’nın lütuf ve keremine şüğkrediyor, emeği geçen bütün kardeşlerimi kutluyor, orada olanlara da teşekkürlerimi bildiriyorum. Allah hepisinden razı olsun. Ve bütün ümmeti de rızası istikametine, sıratı müstakime girdirsin.

Kim biri, kimlerin yüreklerine korku saldılar. Karanlık gecelerde karanlık kişiler karanlık mekanlarda toplanıyor ve bize, biz Müslümanlara ve Müslümanlığa tuzak kuruyor, yok edici plan programlar yapıyorlar. Kim bilir oluşan manzaradan ne kadar ürkmüşlerdir…

Kimdir bunlar? Nasıl topluyorlar on binlerce insanı! Tebrikler kardeşlerim.

Ve yine kimdir bunlar? Nerde toplanıyorlar? Ne tuzaklar, ne komplolar kuruyorlar müslümanlara?

Görüyor musunuz, herkes kendi cibiliyeti, karakteri, inancı ve davası için bir şeyler yapıyor?

Allah Teâlâ’nın bizleri rızası doğrultusunda, Peygamberini hoşnut edecek işlerde kullanmasını niyaz eyleriz. İslam’a tuzak kuranlara da amansız bir düşman kılmasını dileriz. İslam’a düşman olmayan, bizimle savaşmayan kafirlere de İslam’ı götürüp sunmada hisseci etmesine dua ederiz.

Bizim, bizimle savaşmayan, barış isteyen kafirlere bir düşmanlığımız yoktur. Aksine iyiliğimiz, ikramımız olur. Bizden omlara bir kötülük gelmez. Temel haklara saygı açısından onlar ile Müslümanlar arasında fark yoktur bizim için. Hak ve hukuka riayet ederiz. Kafir diye bir Müslümana karşı haksız yere ona zulmetmeyiz. Adaletten yana olur, Müslümandan onun hakkını alır, kendisine veririz. Bu anşamda dinsel ırkçılık da yoktur.

Bizimle savaşanlara, bizlere tuzak kuran kafirlere gelince, bir kısmını biliyoruz, ama çoğunu bilmiyoruz onların. Nerde bizim öyle güçlü istihbaratımız? Biz kendimiz istihbar ediliyoruz, fişleniyoruz, tasnif ediliyoruz, nerden bileceğiz onları? Allah şerlerinden emin eylesin.

Bazen bir üniversitede, bazen bir kulüpte, bazen bir locada, bazen bir karargahta, bazen bir parti binasında, bazen bir iş toplantısında, bazen diplomatik salonlarda tuzak kuruyorlar bizlere. Öyle ince ayar tuzaklar ki, bize kalsa kurtuluş mümkün değil…

İyi ama nasıl kurtuluyoruz? Bunun bir yolu olmalı herhalde?

Evet, var!
Nedir mi?
Tamam, yazalım, ama gelecek yazıda, olmaz mı?