Derdimiz İslam’dır
İslam, Allah Teâlâ’nın gönderdiği ve benimseyip yaşamamızı istediği din olarak sadece biz Müslümanların değil, aynı zamanda bütün bir insanlığın da dinidir. Yani herkesindir. Kıyamete kadar gelecek her topluluğun dinidir İslam. Birey, toplum ve devletler için bitmez tükenmez yararları dahi herkes içindir. Bizim bütün derdimiz, davamız da bu hakikati insanlara duyurma çabasıdır.
İşte bu!
Sadece bu!
Başka bir sevdaya büsbütün bizi kapatan ve bütün varlığımızla derdini, tasasını, gamını çektiğimiz davamız budur.
Türkçe yazıyoruz. Daha açık, net, çıplak olarak nasıl anlatabiliriz?
Bizi particilikle itham edenler, iftiralarının vebalini taşıyacaklar, hesabını vereceklerdir. Neden üzüldüğümüzü bir önceki yazıda gerekçeleri ile anlatmıştık, tekrar etmeyelim. Ötesi artık bizi ilgilendirmez. Vicdanları ile baş başadırlar.
Evet, bizim bütün derdimiz, davamız, çabamız, sadece İslam’dır. Çünkü dünyanın da ahiretin de saadeti ancak İslam iledir. Bunun ötesinde beşeri dinler ve sistemler vardır. Her birinin başında insandan bir şeytan vardır ve onları cehenneme çağırmaktadır. Kim insanları küfre, şirke, zulme çağırırsa, biz ondan beriyiz ve bizarız. Kim de İslam’a davet ederse ve bunda samimimi olursa, o da bizim kardeşimizdir.
İnsan ve İslam arasında böyle bir irtibat varken, evet, hal böyleyken insanların birçoğu niçin merak edip, ilgi duyup da ona bir bakmaz, onu bir incelemez? Bu bizce hayret edilecek bir husustur işin doğrusu.
Ona inanmayanlar, ne acıdır ki, peşin bir hükümle “o Müslümanların dinidir” diyorlar ve bu bahane ile ona bîgâne kalıyorlar. Sanki kendileriyle bir alâkası yokmuş zannediyorlar. Bu bilinmeden verilen peşin hüküm, bu araştırılmadan varılan önyargı mahrum ediyor onları maalesef, hatta öldürüyor, mahvediyor, ama onlar farkında değiller.
İslam ile kendisi arasına koyduğu bu engeli insanlık nasıl aşar? İşte bu konu bizi çok düşündürüyor, derinden tasalandırıyor ve yaman üzüyor. İşte bu bize dert oluyor ve içimizi acıtıyor, yer yer ağlatıyor.
Onun için dünyanın neresinde bir insan topluluğu yaşıyorsa, bizim oralara kadar gidip anlatmamız, davet etmemiz lazımdır diye düşünüyoruz: “Ey insan kardeşlerimiz! İslam herkesindir, yani herkes kadar da sizindir, senindir. Hz. Muhammed (sav) herkesin peygamberidir, yani aynı zamanda herkes kadar senin de peygamberindir. Al ve zengin ol.”
Biz bu gerçekleri hem burada, hem de davet ve tebliğ üzerine yazdığımız kitaplarda söz konusu ettik. Ne var ki bugün bizim asıl derdimiz bundan daha artıktır maalesef. Bundan daha büyük, daha çok, daha acı ve ağlatıcıdır bizim derdimiz.
Nasıl mı?
Gelecek yazıda inşallah.