“KÖPEKLERE MÜSAADE ETMEM” dedim; “AKŞAMCI”lardan
“Akşamcı kafa” yazımı manşete çekmiş…
Başlığa bak: “Benim hırsızım iyidir!..”
Güya; “Benim hırsızım iyidir!..” demişim!..
Ha ha haa!..
•
Bir de… “Vakit’teki ibretlik yazı” diyorlar!..
Haberi hazırlayan ekip, “Ramazan”mış, “mübarek gün”müş dinlemeksizin, “AKŞAMcı”lığa devam ediyor olmalı ki… “Önder Sav’ı ve Deniz Baykal’ı ne hallere düşürdüğümüzden” bahsetmiş!..
“İslâm’a hakaret eden” Önder Sav’ı ve Ergenekon Terör Örgütü’nün avukatı Deniz Baykal’ı “perişan etmiş” olmak, “eksi hanemize” yazarmış gibi!..
•
A, mazur görülesi “Akşamcı kafa!..”
Bu mevzu Vakit’in zaferi, CHP’nin ise açık hezimeti değil mi?..
Bu hezimeti, CHP’nin saçma sapan iddialarla ortalığı ayağa kaldırdığı günlerde, Vakit’e ve bana saldıran “dönek” bile kabullenmek mecburiyetinde kalıp… “Çuvalladık ey halkım!” demedi mi!..
Bir yandan; yazımda hiçbir şekilde yer almayan “Benim hırsızım iyidir!..” ifadesini bana yamamak suretiyle, güya “hırsızlığı savunuyor” pozisyonuna düşürmeye çalışacaksın!..
Diğer yandan da; Vakit’in zaferiyle bittiği dost-düşman tarafından kabullenilen bir haberi kullanacaksın!..
Önder Sav’ın başına gelen; Hazret-i Peygamber’e ve Hac ibadetine hakaretlerinin karşılığıydı!..
“Ramazan’da bile “AKŞAMcılık” yapıyorsan… Yine, Önder Sav isminin geçtiği bir “strateji hatasına” imza atarsın böyle!.. İlahi adalet!..
•
“O yazı”ya gelecek olursak… Diyorum ki; hedef aldıkları yazımdaki her cümleyi, her kelimeyi, her noktalama işaretini bütün kalbimle savunuyorum!..
Evet, ben buyum!..
O yazımda da işaret ettiğim gibi; medya dünyasının en fazla tekzip yemiş, “yalancılığı” binlerce kez mahkeme kararlarıyla belgelenmiş bir medya grubunun, Müslümanlara yönelik iddialarının üzerine “sazan” ya da “kefal” gibi atlayacak değilim!..
Ve yine o yazımda da ifade ettiğim gibi; herhangi bir “Müslüman”, benim değerlerimle ortaya çıkıp… “Olmadık işler” yapmışsa… Onu ben “ısırırım!..”
Lâkin; “köpeklerin” hele “tarassut köpeklerinin” yalamasına bile müsaade etmem!..
•
Tavrım bu… İnancım bu!..
Ben; “Yalancılıkları ve pornoculukları, mahkeme kararlarıyla tescilli olanların yazdıklarına itibar ederek, hüküm veremem!..”
Zira; buyurur ki Yüce Mevlam: "Durup gerçeği araştırın". Bunu yapmazsak başımıza geleceği de söylüyor: "Yoksa istemeden insanların hukukuna tecavüz eder ve sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız." (49.6)
“Ey iman edenler! Size bir fâsık bir haber getirdiğinde, o haberin doğru olup olmadığını araştırın!.. Aksi takdirde, farkında olmadan bir topluluğa zarar verir bundan dolayı da pişmanlık duyarsınız!..”
***
“Pozitif Hukuk” mu dediniz?..
İşte:
“Yargılanan, suç isnadı altında olan kişidir. Bu kişiye mahkûm denilemez!.. Yani, beraat-i zimmet esastır. Suçluluğu sabit olmayan kişi masumiyet karinesinden yararlanır!.. Suçluya uygulanan hükümler, yargılanan kişiye uygulanamaz!..”
•
Var mı itirazı olan?!.
“Efendim, Ergenekon terör örgütü iddianamesinde ismi sanık olarak geçenler için aynı prensipler geçerli değil mi?..”
Evet, aynı prensipler geçerli!..
Lakin; elimizde, hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak “delil”ler var!..
Bu adamların; “belli amaçlar için adam öldürme” antları içtiklerine dair görüntüleri kim inkar edebiliyor?!.
“Darbe günlüklerinin” varlığı, “mahkeme kararıyla” tescillenmedi mi?..
Ergenekon zihniyetinin Vakit gazetesini boğma, Genel Yayın Koordinatörümüz Mustafa Karahasanoğlu Ağabey’i katletme “planları”nı teker teker basmadık mı?..
Türkiye’deki Deniz Feneri Derneği, iddiaları yalanladı…
Peki; Vakit’in ortaya koyduğu belgeleri “yalanlayabilen” oldu mu?..
Bırakın onu bunu; Ergenekon Terör Örgütü’ne aylarca destek veren “Hiltoncu Medya grubu” bile “sonunda” teslim bayrağını çekmek… Ve “Terör Örgütü” faaliyetlerini konu alan bir “yazı dizisine” yer vermek mecburiyetinde kalmadı mı?.. Daha neyin tartışmasını yapıyorsunuz!..
•
Ergenekon Terör Örgütü ile Deniz Feneri adlı yardım kuruluşunun ne alakası var!..
Biri; Türkiye’yi darbe ortamına sürüklemek isteyen derin güçlerle, taşeronlarından oluşan bir “terör örgütü!..”
Diğeri ise, milyonlarca mağdura, felâketzedeye yardım götürmüş bir hayır kuruluşu…
Ha, bazı kişisel suiistimaller oldu mu?..
İnsanın bulunduğu her yerde bu mümkündür… Lâkin ben; hayatları iftiralarla, yalan haberlerle, büyük günahlarla ve büyük günah propagandasıyla örülmüş adamların “iddialarını” esas almam!..
Bu tür adamların, “şahitliği” de geçerli değil; “Benim İnancım”a göre!..
Bir yalancı!.. Bir şarapçı!.. Bir zâni!.. Bir; mukaddesat karşıtı!..
Karşınıza geçse ve bir grup ya da bir zat hakkında “yolsuzluk” iddiasında bulunsa… “Yalan söylediğini” ya da “iftira attığını” düşünmez misiniz?..
Hele hele, bu grup ya da zatın; hakkında “yolsuzluk” iddiaları ortaya attığı kişiden birtakım taleplerde bulunduğunu… Ve bu taleplerinin karşılanmamasından kaynaklanan bir “öfke”, bir “öç alma duygusu” içinde hareket ettiğini de bilseniz!.. İddialarının “iftira” niteliğinde olduğuna büsbütün kanaat getirmez misiniz?..
•
“AKŞAMcı”lar, “esas sebebini daha sonra açıklayacağım” bir “çarpıtma operasyonu” ile yazımın hiçbir yerinde geçmeyen ifadeleri bana mal etmeye çalışmışlar!..
Bana ait olmayanları, yazıdaki bazı ifadelerle birleştirmek suretiyle “iz bırakacak bir çamur” oluşturmaya çalışmışlar!..
Boşa gayret!.. Ne yazdımsa arkasındayım!.. Arkasında olamayacağım bir yazıyı da hiç yazmadım!..
Evet, o gün ifade ettiğim gibi; ben bir Müslümanı hele “fasık” saldırıyorken asla yıpratmam!..
“Belki kendim ısırırım Müslüman kardeşimi!..
Lakin, sırtlanların, köpeklerin yalamasına bile müsaade etmem!..”
İLGİLENEN OKUYUCULARIMA NOT
“Akşamcı”ların saptırarak manşete çektikleri yazımızı herhangi bir sebepten dolayı atlamışsanız eğer, “habervaktim” internet sitesinden okuyabilirsiniz.
Şöyle: www.habervaktim.com’ dan “yazarlar”a girip, bizim fotoğrafın üzerine tıklayın… Karşınıza çıkan makalenin alt tarafında; “Yazarın diğer yazıları için tıklayın” sekmesi var. Oradan, “Ben Isırırım Ama, ‘köpekler’in yalamasına bile müsaade etmem!” başlıklı yazıya ulaşırsınız.