Bir Eski Başbakan Başdanışmanı…
Aslında iki başbakan ve iki başdanışman var: Sayın Erdoğan ve Davutoğlu ile Prof. Bekir Karlığa ve Etyen Mahcupyan.
Çarşamba günkü yazımda, Bekir Karlığa’nın paralel yapının Dinlerarası Diyalog faaliyetini yürüten Kültürlerarası Diyalog Platformu’nun (KADİP) yönetim kurulu üyesi olduğunu yazdım. Karlığa, daha KADİP başkanı idi.
Sayın Erdoğan’ın, paralel yapı içinde bu derece önde olan ve İslam inanç ve itikadını bir çırpıda silip atan Karlığa gibi birisini başdanışman olarak almasını anlayamadığı söylemeliyim.
Karlığa, İslam inancını bakın nasıl silip atıyor.
2004’te gazeteci Sefa Kaplan’a verdiği bir röportajda şunları söyledi:
“İslam’ın temel anlayışı, Allah’ın varlığı ve birliğine dayanır. Birliği konusunda değişik spekülasyonlar (görüşler) olsa da, varlığını kabul ettikten sonra, gerisi üzerinde fazla durmaz İslam.”
Yani, “Allah var de yeter, Allah birdir demeye lüzum yok” demek istiyor.
Halbuki, aynı cümlede “İslamın temel anlayışının, Allah’ın varlığından başka, birliğine de inanmak”olduğunu söyleyen kendisi.
Allah’ın bir olduğunu kabul etmek o kadar mühim ki, İslama göre birden fazla ilah kabul etmek şirktir, şirk de en büyük kâfirliktir.
Ama “Allah’ın varlığını kabul etmenin yeterli olduğunu” söyleyen başdanışman, Allah’ın birliği üzerinde durmuyor…
Allah’ın bir olduğunu kabul etmenin şart olduğu söylenince, haliyle üç ilaha inanan hıristiyanların da kâfir olduğu söylenmiş olacak. Oysa Dinlerarası Diyalog erbabı hıristiyanların kâfir olduğunu söylemezler. Aksine, “Hepimiz İbrahîmî dinlerdeniz” derler.
Bu eski başdanışman, “Allah’ın varlığını kabul ettikten sonra, gerisi üzerinde fazla durmaz İslam” dese de, İslam imanın 6 şartının da yerine getirilmesi üzerinde israrla duruyor ve bu 6 şartın birini yerine getirmeyeni hiç birine iman etmemiş, yani imansız sayıyor.
Bunu Sayın Karlığa da biliyor da, ah ne yapsın serde diyalogculuk var.
Karlığa devam ediyor:
“Hatta, (İslam) Allah’ın varlığından da öte, Hz. Peygamber’i kabul etmeyenlere bile hoşgörülü davranır.”
Bay profesör kimi kandırmaya çalışıyor!
Peygamberlere inanmak imanın şartlarındandır ve, Peygamberimiz’e inanmamak imansızlığın taa kendisidir. İmansızların dinimiz nezdindeki sıfatı da bellidir: Kâfir.
Sayın Karlığa, hadis okuyarak, insanları doğru sözle yanlışa yönlendiriyor. Diyor ki:
“Nitekim bir hadiste, ‘Allah’tan başka ilah yoktur diyenler cennete girecektir’ denilir. Bu hadisten dolayı İslam bilginleri Hıristiyanların, Yahudilerin, Zerdüştilerin, hatta Budist gibi herhangi bir şekilde bir tanrıya inananların cennete gireceklerini kabul ederler.”
Kimmiş bu aklını peynir ekmekle yiyen İslam bilginleri!
Profesör, İslama uymayan ve bile bile yaptığı bu yanlış inancı kabul ettirebilmek için, İslam âlimlerine iftira ederken hiç tökezlemiyor.
Hiçbir İslam bilgini böyle bir şeyi kabul etmez, edemez ve etmemiştir.
Karlığa, İslam itikadını zedelemeye devam ediyor
“Her çağ, dini metinleri kendisine göre yorumlama yetkisine ve imkánına sahiptir.”
Bu sözün hiç bir ilmî dayanağı yoktur ve olamaz. Her çağda gelenler, dînî metinlerin bir önceki şeklini atıp kendime göre yeni bir şekil vereceklerse, o dinin ilâhîliği nerede kaldı?
Ezanla beraber çan sesini de duyunca gözlerinin yaşardığını söyleyen Karlığa yanılıyor. Yahudilerin eliyle şekilden şekle sokulan din, İslam değil hıristiyanlıktır.
İslam dinini hıristiyanlığa, Kur’an’ı da İncil’e benzetmeye kimsenin gücü yetmeyecektir…
Gelecek yazımızda inş.., BİR YENİ BAŞBAKAN BAŞDANIŞMANI’nı ele alalım.
BAHÇELİEVLER MÜFTÜLÜĞÜ’NÜN GÜZEL İCRAATI
Bahçelievler Müftülüğü tarafından, Kutlu Doğum haftası vesilesiyle lise öğrencileri arasında yarışma düzenlendi.
Yaklaşık 35 bin öğrenciye “Hz. Peygamberin İzinde” kitabı hediye edildi. Kitabı okuyanlardan 3500 kişi sınava katıldı. Batuhan AKSU, Mustafa ATMACA, Yusuf KÜÇÜKEFE, Burak ŞAPALOĞLU, Büşra ORUÇ isimli öğrenciler umre kazandı.
Ödül programında konuşan Bahçelievler Müftüsü Ömer Faruk Bilgili, Kutlu Doğum Haftası’nın kültürümüzün sağlam bir dayanağı olduğunu söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.