Balkanların Kırılgan Siyasi Fay Hatları!
Malumunuz geçtiğimiz hafta Makedonya’da Arnavut nüfusun yoğun olduğu Sırbistan-Kosova sınırındaki Kumanova kentinde silahlı bir grup ve polis arasında çıkan çatışmada, 8'i polis 22 kişi öldü. Gerçi bu rakamlarla alakalı tereddütler varsa da, bölgede etnik ve siyasi gerginlik artarak sürüyor.
Bu çatışma ve gerginliklerin nedeni olarak ileri sürülen spekülatif tespitleri bir kenara koyup gerçek nedene odaklanmalıyız. Sorunun kaynağı; zamanında Ortadoğu’da olduğu gibi, Balkanların BM ve müdahil oyun kurucu ülkeler tarafından boyna anlaşmazlık üretecek şekilde ‘etnik kompartıman’lara bölünerek dizayn edilmesidir…
Örnek vererek izah edelim: Kosova’nın içerisinde Mitrovica’nın kuzey kısmında her ne kadar Kosova sınırları içerisinde olsa da “de facto” Sırbistan’a bağlı etnik Sırp Bölgesi var, tıpkı Bosna'nın içerisinde Sırbistan’dan ayrı Sırp bölgesi olduğu gibi... Bu yapılanma “Kuzey Bölgesi Sorunu” ismindeki sorununda kaynağı aynı zamanda… Yani Kosova’nın içerisinde küçük bir Sırbistan var! Öte yandan Sırbistan’ın güneyinde de küçük bir Arnavutluk var! Bu bölgeye Preşova bölgesi deniyor… 2008 yılından beri Avrupa İnsan Hakları Konseyi’nin müstakil raporlarına konu olacak ciddiyette burada yaşayan Arnavut nüfusu Sırplar tarafından ekonomik ve politik baskılarla sürekli düşürülmeye çalışılıyor. Şimdi oldukça hareketli bu iki bölgede de, daha önce iç savaş zamanında savaşmış ve hâlâ tedbir olarak silahlı pozisyonda agresif unsurlar var… Her türlü dış müdahaleye ve manipülasyona açık, rahat durmayan bu idealist unsurlar, zaman zaman Makedon Devleti’yle çatışıyorlar… Yani “Eğer sen Kosova’nın kuzeyini kopartmaya çalışırsan, bende Sırbistan’ın güneyini kopartmaya çalışırım” şeklinde özetlenen sıkıntılı bir jeo-stratejik bir denge var!
Anlayacağınız; buradaki dokuyla uyuşmayan, “ortak iyi” ve “ortak fayda”dan uzak bir şekilde BM'nin ve oyun kurucu müdahil ülkelerin temelini attığı "etnik kompartıman" sistemi, mevcut siyasi ve etnik fay hatlarını iyice germiş durumdadır! Şu anda yaşanan çatışmalar müstakbel büyük çatışma alanlarının artçıları olabilir!
Gelelim Türkiye’ye… Türkiye aynen Ortadoğu’da olduğu gibi Balkanlarda da bir dünyaya kulak kesildi mi, diğer dünyalara sağır kesiliyor! Sürekli değişen dengeler ve siyasi yapılara zamanında ve yerinde vaziyet edemiyor. Network’ü daha geniş tutup farklı ve potansiyeli olan kesimlerle ilişki kuramıyor. Örneğin Boşnakların içerisinde siyasi partiler arasında bir sorun ve çatışma alanı varsa tümden bir tarafa yükleniyor, diğer siyasi organizasyonlarla ise ilişkileri kesiyor! Haliyle dengeler bozulduğunda ve iktidarlar değiştiğinde de ipin ucunu kaçırıyoruz. Bölgedeki liderlerle temsil yeteneklerinin sıfırlanıp sıfırlanmadığıyla alakalı durumu okuyamıyor, hatıra dayalı ilişkiler kuruyoruz. Yeni lider adaylarıyla kurulması gereken ilişkileri de kuramıyoruz…
Daha da ötesi, bölgeyle yakından ilgili uzman dostlarımızın ifadesiyle; bırakın derin ve ileriye görebilecek stratejik araştırma ve raporlamaları, Ankara bölgeyle alakalı durum tespiti ve istikamet tayinini, “haber” düzeyinde “saha dışı” raporlar ışığında yapmak zorunda kalıyor! Diplomatik ve istihbari anlamda sahada yokuz! Bunun somut örneğini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son bölge ziyaretinde yaptığı konuşmada gördük! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’de dilinden düşürmediği "Terörden çok çekmiş bir ülkeyiz. Terörün kazananı, kaybedeni olmaz” kalıbını Arnavutluk ve Makedonya’da yaşanan kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı olayları izah ederken, “terör” ve “terörist” nitelemelerini kullanarak lüzumsuz bir şekilde topa girmesi; bizim Türk basınına yansımadı ama hayli hayal kırıklığı ve yanlış anlaşılmalara neden oldu… Oysa bölgeye gitmeden önce Cumhurbaşkanına sıkı bir analiz sunulabilir ve daha yumuşak durum tespiti yapacağı konuşma metni servis edilebilirdi…
Hülasa
Balkanlar deyince hamasi bir şekilde Saraybosna, Üsküp, Prizren diyerek konuya giriyor ve mangalda kül bırakmıyoruz… Oysa bu bölgede “stratejik coğrafya” temelli bilinmesi gereken yeni fay hatları Preşova Mitrovica ve Makedonya’nın Batı tarafı… Balkanların genelini etkileyecek sorunların fitili bu üç bölgede ateşlenmeye çalışılıyor. Bu üç bölgenin siyasi konjonktürü ve jeo-stratejik durumunu algılamadan Balkanlarla alakalı gelecek tasavvurunda ve istikamet tayininde bulunmak mümkün değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.