Latif Erdoğan’dan Hacı Fettah Çıkar mı?
Maksadım, meseleyi tazelemek değil. Ortalığın toz duman olduğu konularda, yazılarımız demlenmeli. Söz ağızdan çıkınca neyse de kaleme dökülünce vebali çok.
Latif Erdoğan, yanlış yaptı. Meral Akşener’e atılan iftirayı, değil ekranda söylemek hiç konuşmamalıydı. Akşener hakkında, önceki yazımda, sâdece bir beyit yazdım. İftiraların geçersizliğini anlatan bir beyit…
Fakat çok şaşkınım. Bir dostum sâyesinde haberim oldu. İnternetten bulup seyrettim. Gözümle görmesem, Akşener’in cemaatin kanallarına çıkıp kendisine atılan iftirayı şikâyet ettiğine inanmazdım. Gerçi gözümle görmesem, Akşener’in 2001 yılında, önce Ak Parti’ye girdiğine; sonra, şartları kabul edilmeyince MHP’ye geçtiğini de inanmazdım.
Müthiş bir illüzyon cambazlığı yapılıyor. Bir taşla iki kuş vuruluyor. İlki, Vurun Kahpe’ye romanı ile bu millete bedel ödetme sürecine benzer bir durum. Latif Erdoğan’dan, Aliye Öğretmen’e iftira eden Hacı Fettah çıkarılmaya çalışılıyor. Ah Meral Hanım! İnsan kendi kalesine gol atar mı?
Bir gün, son derece ulusalcı bir bilim adamıyla bir şer’iye kaydı okuyorduk. Belgede, iki Müslüman erkek ve bir Hristiyan kadından bahis var. İlk okumada anlamadık. Kadın, bir şeyler diyor; adamlar da şâhit. Ulusalcı kafa birden şöyle dedi: “Ben anladım. Yobazlar, kadının namusuna iftira ediyor.” Kızma ile gülme arasında şöyle dedim: “Allah aşkına, çıkın şu Halide Edip modundan...”
Belgeyi çözdüğümüzde, iki Müslüman erkeğin, kadının lehinde şâhitlik ettiği ortaya çıktı. Karşımdaki öyle hayal kırıklığına uğradı ki “Bu belge düzmece” desem inanmaya hazırdı.
Konumuza dönelim. Atılan iftirayı gündeme getiren kanalın yönetiminde Cumhurbaşkanının damadının kardeşi yer aldığı için bu kanalın Erdoğan’ın kanalı olduğunu düşünebilirmişiz. Böyle diyor Meral Hanım. Dolayısıyla, artık muhatabı Erdoğan’mış. Esas kırbaçlanmak istenen belli… Latif Erdoğan’dan Tayyip Erdoğan’a geçişteki ustalık, Temel’in düz mantığını sollar vallahi.
Akşener’in şer’i ceza isteğine de çok şaşırdım. Bunu bir Ak Partili istese ortalık ayağa kalkardı. Bütün Atatürkçüler, sus pus. Kazıklı Voyvodayı affeden Meral Hanım, Latif Erdoğan için şer’i ceza istiyor. Şer’i hukuk, adamına göre istenen bir şey midir?
Olur, Meral Hanım. Alın kırbacı; verin cezayı. Hem de sarayın avlusunda. İki Erdoğan’ı da kırbaçlayın. Üstüne de andımızı okuyun; komedi tavan yapsın.
Meral Hanım’dan, sinekleri bataklığa şikâyet etmesini değil; “Yettiniz ulan!” deyip sunucudan başlayarak stüdyodakileri kırbaçlamasını beklerdim. Artık, reklam girene kadar ne yaparsa…
Hep söylüyorum, iktidar düşmanlığı aklın vicdanın önüne geçti. Hükûmet paralel yapı konusunda uyurken Devlet Bahçeli, en sert “Okyanus ötesi” eleştirileri yapmıyor muydu?
Akşener, aynı yayında, Emine Erdoğan ve Sare Davutoğlu’nun da ne düşündüğünü sormuş. Her ikisi de Akşener’i arayıp söylediler.
Ben de Akşener’e ve ona kırbaç hediye eden Indiana Joneslara soruyorum:
Gezi günlerinde, Emine Erdoğan’a en adi küfürler edilirken ne yaptınız? Ak Partili iki bakan Hanım hakkında ortalarda söylenen iğrenç iftiraları duyunca ne yaptınız? Onlar kadın değil miydi?
Eğer bunlara en ufak bir şekilde prim verdiyseniz, Facebook’ta paylaştıysanız, karşı durmadıysanız şu kırbaç gösterisi oskarlık bir film.
Gelelim, ikinci kuşa. Kaset oyunlarının hepsi iktidara fatura edilerek çok uyanıkça bir hâfıza silme oyunu oynanıyor.
Kabataş gibi. Hani, gelin hanım yalancı olunca tüm vandallıklar yalan olup Geziciler aklanıyordu ya Latif Erdoğan yalancı olunca da bütün kaset oyunları yalan olup kasetçiler aklanacak.
Biz de yarın köyden geldik.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.