Mısır Firavunları Dirildi
Batı’ya göre Müslüman kanı ucuz.
Ülkeleri işgal edilerek sömürülen Müslüman göçmenler, bir gece hurda feribotlara bindirilerek okyanusların azgın sularında telef edilirler.
Çoluk çocuk yüzlercesi, binlercesi…
Bu vahşete sesini çıkaran var mı?
Şimdi de Mısır da Firavunlar darbe yaparak yönetimi ele geçirince Müslüman Kardeşler teşkilatını batırmaya çalışıyorlar.
Siyonizm’in eli, kulağı, kanlı parmağı orada…
Mısır’ın bir tarafında Filistinliler’e olmadık zulmü yapan terörist İsrail var, diğer tarafında İngiliz hegemonyasında tahtını sürdüren Arabistan Krallığı.
Umre, haç paraları derken Sisi’nin yanında yer alan kralın kesesi doluyor.
Bir tarafta aç susuz perişan Müslümanlar, diğer tarafta umre yarışları.
Bu aymazlığa Allah Resulü(sav) ne der acaba?
Müslümanlar’dan sağıyorlar, incik boncuk karşılığı gavura yediriyorlar.
Mısır tam da ayakları üzerine doğrularak Anadolu eksenini tamamlayacağı esnada ani bir darbe ile önünü kestiler.
Suriye ile Libya da öyle oldu…
Arap Baharı ile gelen kara kış; o ülkeleri perişan duruma sokmuşsa da, asıl Osmanlı vahdet ruhu geri gelmesin diye Türkiye ekonomisini vurdu. Bizi vurdu, Muhammed Mursi de Sisi denilen casusun Müslüman görünümlü hal ve hareketlerine aldandı.
Yakın tarihimizde Vahdettin gibi bir sultanın başına gelenler hep o güven meselesi.
Padişaha bağlılık konusunda köprüyü geçene kadar ne yeminler.
Şeref, namus, vallah billah…
Sonrası malum, biat etmeyene idam…
Şimdi de benzerlerine şahit oluyoruz.
Bin bir temenna ile AK Parti’de mebus yapılanların bir kısmı PKK saflarında, bir kısmı da CHP de. Nasıl mı oluyor?
Oranın malı, oradan gelir oraya gider…
İşte AK Parti’nin milletvekili yaptığı Reha Çamuroğlu, AK Parti’ye ömür biçerek “Oyum CHP’ye” açıklamasında bulunuyor. Adı üzerinde Çamuroğlu…
Bu adamlar ortam ve şartlara göre her kılığa giriyorlar.
Şimdi de Mısır’da olanları dünya izliyor.
Yan baktın al sana idam…
Karaciğer hastası olan Müslüman Kardeşler liderlerinden Ferit İsmail’in cezaevinde şahadeti insanlık dramı. Zalimler ilaç vermediler, hastaneye göndermediler…
“Hapishaneler baskını” davasında Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı
Yusuf el-Karadavi’nin de aralarında bulunduğu 106 kişi idama mahkum edilerek dosyaları müftülüğe gönderildi.
Bu kararı veren hâkimler katil, fetva verecek müftüler ise daha katil…
Buradan şu sonuca varabiliriz.
Osmanlı sonrası Ortadoğu, kendine gelememenin sancılarını çekiyor.
Kelime-i şahadet etrafında Vahdet olabilmenin mukaddes sancısı.
Meşrep, mezhep taassubunda bu vahdeti kırmak isteyenler aramızda iblis misali dolaşıyorlar. Cemaatleşen cemaatin kıblesindeki sapmaları açık ve net olarak görebiliyoruz.
AK Parti bir tarafa, iktidarı yıkmak için birleştiler.
Artık bu işin azınlığı çoğunluğu da kalmadı.
Dedelerimiz bu topraklarda şehit düşerken yan gelip yatanlar şu anda eşit yurttaşlık peşinde. Milletin dini konusunda “bizim de söz hakkımız var” diyebiliyorlar.
HDP hepsini kucağında topladı…
Bakmayın öyle olduğuna bu bir geçiş ve imtihan dönemidir.
Nil Nehri bazen sakin akar, bazen de Müslüman Kardeşler teşkilatına mensup kırmızı kanlara boyanır. Nil kahramanca şahadet şerbetini içer…
Musa(sav) mucizeleri doğar, Yusuflar yeniden dirilir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.