HDP Saldırıları Kimin İşine Yaradı?
HDP’nin Mersin ve Adana’daki temsilciliklerinde patlayan bombalarla ilgili ilginç detaylar gelmeye devam ediyor.
İlk bulgulara göre bombalar kargo ve çiçek içine yerleştirilmiş.
1990’lı yıllardaki faili meçhulleri andıran bir yöntem…
Çözüm süreci propagandacılarının devleti suçlu ilan ettiği o cinayetlerdeki, PKK izleri, ne hikmetse hiç gündeme getirilmez.
Tıpkı Bahriye Üçok cinayetinde olduğu gibi.
BAHRİYE ÜÇOK CİNAYETİ
Türkiye, 1990’lı yıllarda pek çok ünlü simasının teröre kurban gitmesiyle sarsılıyordu.
Türkiye’nin ilk ilahiyatçı kadın akademisyeni Bahriye Üçok’a bir kargo gönderilmişti.
Üçok’un kargo paketini açmasıyla birlikte kulakları sağır eden bir patlama duyuldu.
Patlama sesine koşan kızı, annesinin cansız bedeniyle karşılaşıyordu.
Bahriye Üçok, kargo paketinin içine yerleştirilen bomba ile öldürülmüştü.
Eylemin ardından Cumhuriyet Gazetesi’ni arayan bir kişi saldırıyı adı sanı duyulmamış “İslami Hareket” örgütü adına üstleniyordu.
KARGOCU KIZ
Üçok cinayetiyle ilgili basında birçok haber çıktı. Cinayetin nasıl ve kim tarafından işlendiğine dair çeşitli iddialar ortaya atıldı.
Saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen “İslami Hareket” diye bir örgütün olmadığı anlaşılınca, çeşitli komplo teorileri gündeme geldi.
Bazı somut verilere de ulaşıldı.
Bomba, İstanbul’daki bir kargo şubesine gönderilmişti. Kargoyu teslim alan görevli, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi öğrencisi olan Gülay Calap’tı.
Gözaltına alındı. İlk ifadesinde kargoyu teslim alan kişileri nerede görse tanıyacağını ve bu şekilde emniyet yetkililerine yardımcı olmak istediğini belirtti.
Calap sözünde durmadı. İfadeyi verdikten sonra serbest bırakılır bırakılmaz kayıplara karıştı.
Ne okula geliyor, ne de işe gidiyordu.
Bu kayboluş basının da dikkatini çekti.
Suikastin kilit ismi olan Gülay Calap artık “kargocu kız” olarak anılmaya başlanacaktı.
Kargocu kız, Üçok cinayetinden yaklaşık 4 yıl sonra ortaya çıktı.
16 Ocak 1994 tarihinde, İzmir’deki PKK’nın yan kuruluşu “Türkiye Devrimci Halk Partisi” İzmir sorumlusu olarak gözaltına alındı.
Calap’ın başkanı olduğu Örgüt, İzmir’de 4 farklı yere bombalı saldırılarda bulunmuştu.
“Kargocu kız” çıkarıldığı mahkemede PKK’nın yan kuruluşu olan bu örgütün yöneticiliğini yapmaktan, 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Araya giren aflar ve indirimlerle 12 yıl hapis yattıktan sonra tahliye edildi.
12 yıllık cezaevi sürecinden sonra, PKK’nın HDP ve BDP’den önceki partisi olan DTP’de Genel Başkan Yardımcısı olarak görev aldı.
DTP’nin kapanmasından sonra siyasete devam etti, HDP’de çok ön plana çıkmasa da örgütlenme içinde çalışmaya devam ediyor.
HDP SALDIRILARINI KİM YAPTI?
Saldırının planlı, organize ve profesyonel bir şekilde yapıldığı ortada. Türkiye’de bunu yapabilecek bir örgüt bulunmuyor.
Aynı anda farklı illerde bomba patlatmak, hem de kimseyi öldürmeyecek şekilde!
Saldırının hemen arkasından AK Parti’ye yönelik eleştirel açıklamalar geldi HDP’nin sözcülerinden.
Böylece kamuoyunda giderek artan HDP-AK Parti ortaklığı algısı kırılmak isteniyor.
Ancak daha dün Dolmabahçe’de oturup, bugün, birbiriyle çatışan partilermiş gibi gözükmek inandırıcılıktan çok uzak duruyor.
Kandil’de PKK’lılarla görüşüp gelen HDP heyetinin sözleri de asıl tabloyu görmemizi sağlıyor.
Heyet, “Çözüm süreci devam ediyor, bize verilen sözler tutulursa, silahsızlanma kongresi hemen başlar” açıklaması yaptı.
Kısacası bize bir adım atılırsa, biz size koşarak geliriz deniliyor.
Hani birilerine göre süreç bitmişti…
Öte yanda ise her seçim döneminde artan milliyetçi terimler; tek dil, tek vatan, tek bayrak…
Her seçim öncesinde milliyetçi, sonrasında Kürtçü kesilenler...
Olanlar cambaza bak oyunudur, başka bir durum aramamak lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.