AK Parti’nin 7 Haziran’la imtihanı
AK Parti seçmen kitlesinde, son zamanlarda muhtelif sebeplerden kaynaklanan tereddütler var. Bazı illerde adaylardan, bazı illerde de parti yönetiminden kaynaklanan bu tereddütlerin arka planı, partide seçim enerjisinin yitirilmiş olması. Şu andaki enerji, sadece Davutoğlu’nun yeni bir yüz olması ve ona bir fırsat tanınması.
Kurulalı 14 yıl olmasına rağmen, bir “AK partililik” kimliği oturmuş değildir. AK Parti hala eski milli görüş merkezli olmak üzere, merkez sağ seçmenin pratik-pragmatik partisi. Parti omurgasını, daha dün ANAP ve DYP’de siyaset yapanların neredeyse tamamı ve bazı bölgelerde de MHP’liler oluşturmakta.
Açılım sürecinin yanlış yönetilip kötü sonuçlanması ve PKK’nın bu süreçten stratejik başarıyla çıkması ve moral kazanmasına bağlı olarak şımarması, parti tabanında büyük bir olumsuzluk yaratmıştı. Çözüm sürecinin de başta Kürtler arasında olmak üzere, Türklere de yeteri kadar anlatılamamış olması ve bunun yarattığı olumsuz kanaatler, çözüm sürecine güveni sarstı. AK Parti tabanının ağzını bıçak açmıyor bu konularda.
Liberal sol, kadim “İslamcılar” ve bağımsız ülkücülerin bir kısmı AK Parti ile aralarına mesafe koymuş durumda. AK Parti’nin en dinamik destekçileri olan bu entelektüel kesimlerin, AK Parti ile araya mesafe koyması, parti tabanında moral destek eksikliğine yol açmıştır. Herhangi bir menfaat beklentisi içinde olmadan, sırf değişimi destekleyen bu dinamik kitlenin içine kapanıp tekrar gül yetiştirmeye başlaması, sandıklarda eski güllerin açmasını engelleyecektir.
Bütün bunların üstüne, iktidar yorgunluğunu eklerseniz ve bir de bunun yanında sürekli yaşanan ve 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde fiilen görülen “seçmen bıkkınlığı”nı da eklerseniz, AK Parti’de Davutoğlu rüzgarı dışında, yaprak kıpırdamıyor.
Bütün bunları toplayıp bir siyasi yekun çıkardığımızda, AK Parti seçmeninin “7 Haziranda bunlardan bir hesap soralım bakalım. Oy oranları yüzde 39’lara falan düşmesin ama hiç olmazsa, yüzde 43-44’lere düşsün de boylarının ölçüsünü bir gösterelim.” diye düşünenlerin sayısı hayli fazla.
Böyle düşünen AK Parti seçmenlerinin gideceği parti, CHP değil; daha çok MHP. Bu durumu iyi kullanırsa, ortaya çıkan memnuniyetsizlikten MHP faydalanabilir.
Sebepler farklı da olsa, bir kere “hesap sorma” ortamı doğmuşsa, bunun önüne geçilmesi zordur. Şunun şurasında seçime 2 hafta kaldı. Bu 2 hafta içinde AK Parti, kitlesini tekrar dinamik bir kitleye dönüştürür ve bunu da sandığa yansıtırsa, imtihanı başarıyla geçer; yoksa “Bi hesap soralım” diyen AK Parti seçmenleri, amaçlarına ulaşmış olacaklardır. İstikrarın muhafazası için hiç talep edilmeyen bir durum ama siyasettir, her şey olabilir; şayet oy oranı % 38-39’lara gerilerse, 1999 ve 2002’lerde diğer partilerde yaşanan “seçmen paniği” AK Parti’de de yaşanır.
7 Haziran’da, beklenen oranda oy alınıp milletvekili çıkarılamazsa, günah keçisi aramaya gerek yok. Yorgun, yılgın, bıkkın ve kırgın seçmenlere ve aydınlara kulak verilmesi, panik ve çöküşün önüne geçme hususunda AK Parti’ye yeni ufuklar açabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.