17Aralık olaylarında bir takım yolsuzlukları bahane ederek iktidarı kumpasa alanlar bugün Koçbaşı ile yıkamadıkları kalenin kapılarını kırdılar.

Bundan sonrası, koalisyon kaosunda ne yapacaklarına bağlı...

AK Parti iktidarlarının maddi alanda bu ülkeye çok şeyler kazandırdığını kimseler inkar edemez. En başta hastane kapılarında sürünme devri kapatıldı.

Emeklisi ile emeksizi bir ilaç almak için on kapıya değnek çalmıyor.

18 yaşına kadar tedavi hizmetleri bedava.

Eskiden doğum deyince tarlalarda, daha da olmazsa hastane kapılarında yapılırdı, şimdi ise devlet bu ülkeye bir çocuk doğurana altın veriyor...

Kıyafet hürriyeti AK Parti iktidarına aittir.

Dev yatırımlar, yerli üretim...

Eskiden Türk parası hiçbir ülkede geçmezdi, bugün paramız doğrudan bir çok ülkede hem geçiyor, hem de adam yerine konuluyoruz.

Sövmekle, dövmekle, nankörlükle biter de saymakla bitmez...

En nankör yaratık şeytandır, çünkü o yaratılışına kibirlenerek secde etmedi. 

Şeytan o, insan ise öyle olmamalı. 

Yanlışlara yanlış diyelim de doğrulara neden doğrudur diyemiyoruz? “İnsan doğan yine insan ölseydi. Belki de dünyada hayvan kalmazdı.” diyor merhum Ozan Neşet Ertaş... Yol yapıyorsun kin besliyorlar sana... 

Sanayi diyorsun alaya alıyorlar seni.

Kirli ittifak, kinli ittifak...

İşte gelin görün ülkeyi ne hale getirdiniz...  Milli İttifak’ın almış olduğu oy oranı hiçbir işe yaramadığı gibi AK Parti’ye en azından 15 milletvekili kaybettirdi.

Dostları üzdü ama CHP ile HDP’yi sevindirdi...

Şimdi bu arkadaşlara soralım, hani barajı aşıyordunuz?

Daha resmi açıklamalar yapılmadan Diyarbakır cadde ve sokaklarında kan dökmeye başladılar bile. Şimdilik 4 şehit, gazeteciler  de yaralı...  

Yine HÜDA-PAR’ın yandaşları hedefte...

Şehitlere rahmet, ailelerine sabır diliyorum.

Halk üzerinde korku imparatorluğu kuran örgüt diyor ki; benim gibi düşünmeyene, bana itaat etmeyene ölüm... Bakalım, görelim bu ittifak daha ne sonuçlar doğuracak...

HDP’liler daha koltuğa oturmadan köylerini terk etmeleri için koruculara süre tanıyor.

Kazansa da kaybetse de sonunda kan ve gözyaşı var.

Ülkeyi zora sokan ittifak bunların uhdesinden gelebilecek mi, yoksa AK Parti iktidarının biriktirmiş olduğu paraları saçıp savurarak süre mi tutacak.

“İşte seçim meydanlarında bol     keseden attıklarımızı yaptık” demeleri lazım...

Onun için Merkez Bankası’nda biriken 132 milyar doların bu günden itibaren nerelere harcanacağı meçhul. Halkı kandırmak ayaklarında saçıp savururlar, yaptık derler...

Belki de tefeci IMF geri gelecek...

Devlet artık çok büyük projelere imza atamayacak...

Kim bilir, dünyanın en büyük üçüncü havaalanı da tehlikeye girebilir...

Birleşmiş Milletlerin sömürücü omurgasını teşkil edenlere “Beşli Çete” diyecek mahallenin kabadayısı da yok. Meydan sazcısı ile cazcısına kaldı...

“Vurana elsiz, sövene dilsiz...”

El pençe “emrinizdeyiz efendim” diyecekler.

İktidarın düşmesi nedeniyle bayram yapan MOSSAD, bundan sonra hep içimizde olacak... CIA Başkanı John Brennan’ın, gizlice İsrail’e geçtiği bildiriliyor. 

Karıştıracaklar, kapıştıracaklar, değneksiz gezecekler...

CHP milletvekili Şafak Pavey’den Demirtaş’a “birlikte iyi salladık” kutlaması geldi. Eserleri ortada; birlikte salladılar, birlikte kuracaklar hükümeti...

Ancak her seçim sabahı bir başka hava ile uyanıyor Türkiye...

17 Aralık olmadı 7 Haziran’ın göreceğiz maharetini...