Taktik Hataları
Siyaset bir nevi sandalye gibidir, üzerine çıkarsanız yükselirsiniz, aşağıya inerseniz alçalırsınız. Kazananlar hep büyük adam, kaybedenler ise eleştirilere konu olur.
Bunların hiçbirinden olmadığımı düşünüyorum.
İktidar kadrolarına elimden geldiğince çok şeyleri yazı ile söyledim, benim gibi çokları da söyledi ama duyan, dinleyen olmadı…
Bu aşamada pek de suçlamak istemesem de taktik hatalarını söylememiz bir erdemlik borcudur. O halde nerelerde taktik hatası yapıldığını bir sefer daha tekrarlamış olayım.
Öyle ya, daha dün % 52 oy alan AK Parti bugün % 40’a düşmüşse vardır bir hikmeti.
AK Parti bu ülkeye hizmet yapmadı dersek dilimiz tutulur.
Hizmetten çok beni sürekli düşündüren… Okyanus’un azgın dalgaları ile boğuşan kaptan mevcut mürettebatla devlet gemisini 12 yıl nasıl yönetti?
Bu kaypak kadro ile bu işler olmaz, ama oldu, yanı Allah (cc) bu millete yardım etti.
Adamlar yolsuzluk yaptı mı yapmadı mı hesabını ben neden vereceğim?
Gitsinler yargılansınlar, aklansınlar… İşte Sevilay Yükselir. Dün başköşelerde Paralel Yapılanma programları düzenliyordu, bugün o yapı ile birlikte hem HDP’ye oyunu verdi, hem de AK Parti kurmaylarına kargalar demeye başladı.
Diyeceğim; AK Parti çoğu yerde adam tutmadı, adam satanları tuttu.
Şu emekliler meselesi… “Yıkılırsınız” diye de çokça ikaz ettik.
Cemil Çiçek gibilerin dümen suyuna uyan hükümet milletvekillerine kepçe ile verdi, dar gelirli emekliye çay kaşığı ile… Dahası, önemli görevler karşıtlara, yan görevler AK Parti yandaşlarına… Sorun hem tabanla hem de kendinden olan medya ilişkilerinde.
Sen ararsın cevap vermez, ama Aydın Doğan medyasından aradıklarında anında görüntü. Bildiklerini yetkililere söyleyeceksin, kapılar kapalı…
Telefonlara çıkmazlar. Ne diyorsun diye bir sefer olsun sormazlar…
Hele de Melih Gökçek, hiç çıkmaz…
Muhterem kırmızı plakalı arabaya yerleşti, oyunu da aldı ya bir daha ki seçime kadar sana da ihtiyacı yok. Müslüman’a hiç yakışmayan bir tavır...
Böylece küstürülen tabandan AK Parti oldukça oy kaybına uğradı.
Asıl önemli olan, AK Parti’den HDP’ye kayan oylar…
2011’lerde PKK aldığı darbelerle dağılma eşiğindeyken Öcalan’ın kardeşi Osman “ağabeyim muhatap arıyor” şeklinde bağırıp duruyordu.
Durum şuydu, örgüt neredeyse Öcalan’ı dışlamış, lider seviyesinde değişik sesler çıkıyordu. Biz o zaman operasyonların kesilmemesini, en azından bir yıl daha devamını yazdık. Kimler devreye girmişse, örgütün silah bırakarak teslim olacağı teminatını(!) vermesi üzerine veya dış baskılar nedeniyle operasyonlar kesildi
Akabinde İmralı muhatap alınınca örgüt ciddi anlamda toparlandı.
PKK şu anda bölgeye iyice hâkim, asıyor kesiyor… Üstelik bu örgütün siyasi uzantısı HDP hazineden 27 milyon TL para alacak.
Emeklisini doyuramayan bu devlet siyasi partilere Hazine’den bu kadar yüklü parayı neden verir? Bu bir nevi Hazine soygununu AK Parti iktidarı kaldırmalıydı…
Asıl sorun akıl kadroda… Bu kadro hem yetersiz, hem de zaman zaman Cumhurbaşkanı’nı yanılttığı düşüncesindeyim.
Herkes aynı şeyi soruyor, ben de sormuş olayım.
Madem sahalara inecektiniz, Başbakanlık’tan neden ayrıldınız?
Toplarsak, hırsız açık bırakılan kapı ile pencerelerden rahat girer.
Şimdi mi ne olacak?
Seçim öncesi yazımda demiştim ya, “dere gider kumu kalır.”
İktidarı HDP ile CHP’ye vermek, ülkeyi teröre teslim etmek demektir…
İş başa düştü, seçim hükümeti de olsa, AK Parti MHP ile koalisyon kurmak zorunda, başka çıkar yolu yok...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.