Ahmet Türk

Ahmet Türk

İmam Hatip Okulları’nın Hâl-i Pürmelâli (1)

İmam Hatip Okulları’nın Hâl-i Pürmelâli (1)

Türkiye’nin koalisyon gündemiyle meşgul olduğu şu günlerde, İmam Hatip orijinli insanların ağırlıkta olduğu; genelde eğitim-öğretim meselesinin, özelde ise İmam Hatip Okulları’nın durumunun konuşulduğu bir dost meclisindeydim iki gün önce… Ülkemizin tanınmış eğitimcilerinden olan bir büyüğümüz; ilk-orta ve üniversitelerde eğitim ve öğretim sistemimizin hâl-i pürmelâlini (içine düştüğü sıkıntılı ve acı durumları) bizlere anlattı. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ile geri kalmış ülkeler arasında yaptığı mukayeselerle ve istatistikî bilgilerle bizlere ilginç bir sunum yaptı.

Ardından bir ülkenin en büyük serveti olan yetişmiş insan gücü ve bilgiyi üretecek beyinlerinin nasıl mevcut eğitim sistemi ile hadım edildiğini anlattı. Bunun detaylarına girmeyeceğim belki müstakil bir yazı konusu bile olabilir…  

Tıpkı gelir dağılımının adaletsiz bir şekilde ülke nüfusuna dağıtıldığı gibi, eğitim-öğretiminde ülke nüfusuna eşit ve adil bir keyfiyette yansıtılamadığı; eğitim ve öğretim meselesinin artık vatandaş indinde “Çocuğum bir diploma sahibi olsun sonra bir yerleri kazansın gerisi önemli değil” duyarlılık noktasına indirgendiği bu günlerde; İmam Hatip Okulları’nın da bu menfi tablodan fazlasıyla nasiplendiğini görmek, bu müesseselerde okumuş ve mensubiyet şuurunu her daim diri tutan biri olarak bizi hayli üzdü! 

Kurulduğu yıllardan beri diğer eğitim kurumlarıyla mukayese edildiğinde; gerek misyonu gerekse vizyonu anlamında mühim ve kaliteli insan kaynağı yetiştiren okullar olarak anılan İmam Hatip Okulları’nın durumu, yakın bir zamanda muhafazakâr camiada ciddi tartışmalara neden olmuştu… Hatırlarsınız Sosyolog Mümtaz’er Türköne ve İlahiyatçı Hayrettin Karaman gibi isimler bu tartışmaları sürüklemişlerdi. Din eğitiminin ve doğrudan genel eğitimin birlikte verildiği bu okulların sürekli siyasî bir kavga konusu olarak gündemde tutulmasından tutun, bu okulların artık devletin dışına çıkartılması, yani sivil topluma emanet edilmesi gerektiği konularına kadar birçok görüş ileri sürülmüştü.  

Maalesef İHO başlığı altında açılan bu tartışmalar direkt İmam Hatip Okulları’nın yaşadığı problem alanları ve keyfiyetleri bağlamında olmadığı; direkt okulların varlığı ve misyonu üzerinden yürüdüğü için söylenen birçok “doğru” da arada kaynamıştı… Her dönem bitmez tükenmez siyasî kavgaların merkezinde yer alan bu okullar yine bu bağlamda ele alınmış, başta İmam Hatip Lisesi dernekleri olmak üzere bazı kesimler bu tartışmaları Ak Parti ile Gülen Cemaati arasında kavganın tavan yaptığı zamanlarda manidar bularak bu istikamette refleksler üretmişti… İşin özüyle alakalı tartışmalara girmemişlerdi. Üstüne üstlük, bizim muhafazakâr kesimin vazgeçemediği “idare taktiği” olan “kol kırılır yen içerisinde kalır” yaklaşımı da devreye girince bu tartışmalar sürüncemede kalmıştı… 

Bir yanda, bu okulları ayrıcalıklı hâle getiren hem genel eğitimi almayı hem de din eğitiminden yararlanmayı mümkün kılan modelin cazibesi; diğer yanda, geçmişte ciddi travmalar yaşatan baskıcı ve sınırlayıcı devlet iktidarlarının katı laikçi müdahalelerin tekrar nüksü istikametinde üretilen kaygılar… Bu nedenler maalesef İmam Hatip Okulları’yla alakalı mevcut duruma râzı, sığ ve kuru bir “himayeciliğe” yol açtı..! 

“Küçük olsun benim olsun” mantığıyla hareket eden, ilişkilerini politik aidiyetlerine göre belirleme taassubundan yıllardır kurtulamayan, yetiştirdiği yüz binlerce İHO mezununun çeyreğini dahi “imam hatip ortak paydasında” buluşturmayı başaramayan ve bundan ötürü Türkiye’nin en etkili ve geniş STK’sı olma şansını kaybeden İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği de İmam Hatip Okulları’nın durumunu “layıkıyla” masaya yatıramadı! Bırakın İmam Hatip Liseleri’nin geleceğiyle alakalı istikamet tayinini; “ciddi” ve “tarafsız” bir vaziyet tespiti bile yapılmadı! 

İmam Hatip Okulları’nın içinde bulunduğu sıkıntılar ve problem alanlarıyla alakalı âcizane tespitlerimi ihtiva eden bir sonraki yazımla (pazar) bu konuya devam edeceğim inşaAllah…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Ahmet Türk Arşivi