7 Haziran seçimleri sonrasında...

Oluşan tablodan sağlıklı bir koalisyon çıkmadığı taktirde siyasi istikrarsızlığın ülkeye pahalıya mal olacağını defaten vurgulamış olduk.

Kaygılarımız, siyasi istikrarın bozulması yönünde idi.

Ne yapsan eski günler artık kolayına geri gelmez.

İstikrar bir nevi pamuk ipliği gibi, kopunca bir daha yapışmaz.

Şartlar gereği...

AK parti MHP koalisyonu kaçınılmaz. 

Her iki partinin tabanı da öyle istiyor.

Görevden kim kaçarsa sonunda seçmenin sillesini yiyerek uyanır da atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş olur. Ülke o hallere düşmemeli... 

Gelişmeler olumlu sinyaller veriyor.

Yanlışlarını gördüğümüzde eleştiri yağmuruna tuttuğumuz Bahçeli, geçmişte birkaç sefer yaptığı gibi bu kez de zor günlerin adamı rolüne soyundu. 

Yapılması gerekeni yaptı...

Değilse, meclis başkanlığı gibi önemli bir görev Taksim meydanını Kabe ile eş tutan zihniyetin oluşturacağı karanlık ortaklığa kaptırılacaktı.

Meclis çatısı altında bu kadar sağduyulu varken ciğeri kediye kaptırmak Allah’a(cc) reva mı? Bu arada AK Parti’nin eski hatalarını düzeltmeye çalıştığı anlaşılıyor.

Fetret devrine sebebiyet veren bir kısım fırıldakçılar/günübirlikçiler yanında tebrike şayan her şeyi ile dört dörtlük İsmet Yılmaz gibi birisini aday göstermesi ülke yararına oldu.

Bundan daha iyisi can sağlığı...

Karadeniz’de “iş dayandı kınalıya” derler.

Siyaset tek telden değil çok telden oynanır.

Kılıçdaroğlu rakibi Baykal’ı aday göstererek harcarken, Ekmelettin hoca da  üçüncü yenilgiye herhalde teşebbüs etmek istemez. 

Buna da bir taşla iki kuş derler...

AK Parti ile MHP’nin başarısını CHP içine bir türlü sindiremedi.

Haluk Koç’un MHP’ye yönelik sözleri başaramamanın ezikliğini yansıtıyor. 

Milli iradeye çatacağı yerde, daha heyecanlı olacağından otursun Ata’nın 19 Mayıs’ta Samsun’a kırık tekne ile(!)nasıl çıktığı hikayesini anlatsın. 

Hatta bu hikayeyi resmi tarihten anlatsın...

CHP sözcüsü Haluk Koç bakın neler diyor:

“..dar ufuklu, korkak siyaset tercihlerinin Türkiye’nin önümüzdeki dönem sorunlarını çözmede hiçbir niyeti, kapasitesi, gücü olmadığını da hepimizin görmesi gerekiyor. 7 Haziran’da verilen mesaj çok açıktı; ‘tek kişinin vesayetiyle devlet kurumları yapılanmasın’, ‘tek kişinin vesayetiyle siyaset şekillenmesin’.”

Eh CHP’ye de bu yakışır...

En çok milli irade demi vuran, en çok demokrasi mahracını dilinden düşürmeyen CHP, halkın %52’sinin oyuna karşı tek kişi vesayeti diyor.

O yüzden, terörden talimatını alanlarla ortaklık kurarak çift kişi olmak istiyordu ama olmadı, Allah(cc) müsaade etmedi. Geçmişte zaten çift kişi idiler.

Terörün taşeronlarını meclise taşıyan parti CHP değil midir?

Bu PKK denilen örgüt kimin bahçesinde yetişti?

Haluk Koç’un, Bahçeli’yi korkak siyasetçi olarak suçlamaktan başka çaresi kalmadı.

Bindikleri tüm dallar koptu, güvendikleri dağlara çoktan karlar yağdı. 

Bu sefer askeri vesayeti darbeye sevk edemiyorlar.

Örtülülerin eğitim haklarına engel olamıyorlar...

“Laiklik elden gitti” yaygaralarını koparamıyorlar.

Millet uyandı da CHP bir türlü uyanamadı.

Her ne kadar uzanamadığı ete mundar dese de...