Koalisyon Dansı
Geriye doğru baktığımızda devlet yönetiminde dans ile içki alemlerinin ön sıralarda yer aldığını görürüz. Bizim dönemlerde müfettişler teftişe geldiğinde içki kullanmayan hakim ve savcının gizli acentesine “temsil kabiliyeti yoktur” yazarlardı.
Bu bir nevi rejim açısından işaretleme idi.
Ondan sonrasında o kişi hep ötekileştirilir, hep sakıncalı piyade olarak gözlenirdi.
Diğer taraftan İsmet Paşa’nın memuru hanımını içki alemine götürmez, birkaç kadeh içmez, arkadaşının hanımı ile arkadaşı da onun hanımı ile dansa kalmazsa onun da defteri sabaha dürülürdü. “Kadeh üçtür, içmeyen inkılap karşıtı puşttur” derlerdi.
Şimdi öyle mi, en tepeye bakın, masalar tertemiz, avuçlar alemin Rabbi’ne doğru yönelmiş vaziyette. Alkol yerine gül şerbeti kokuyor her taraf...
Dans ve içki işini ittihatçı geleneğinden gelen CHP iyi bilir.
Hele de bir devrin modası sayılan ça ça ça’yı.
O yüzden rejimin pisti sayılan Çankaya rüyalarından hiç silinmez.
Adalet Bakanlığı’nın arşivinde gördüm.
İçki alacaklarını Çakaya’dan tahsil edemeyen Tekel’e ait “alacaklar dosyası” muhatabı öldüğünden oradan oraya atılarak 1992’lere kadar gelmişti...
Bizimkiler garibim köylü çocukları, dans etmek için siyasi arenaya kalksalar yüzlerine gözlerine bulaştırırlar. O yüzden CHP taktikleri ile başa çıkmak için bu ekibe biraz da siyasi dans eğitimi vermek lazım. Hele de çok ciddi pozlar sergileyen Bahçeli’nin gayri milli pist havalarına pek aklı ermiyor. Her şey açıktan ve de ilkeli diyerekten ayak diretiyor ama elin oğlu % 60’dan çıkıyor sahneye.
Daha seçim sonuçları açıklanmadan Kılıçdaroğlu’nun kafasına koyduğu % 60’lık hesaplamanın içerisinde MHP de vardı. O hesap tutmayınca şimdi de AK parti koalisyonundan sahne almaya çalışıyor. Bunun anlamı, sağ kesimin verdiği oylarla sol kesim iktidar ortağı olacak. Yanı AK Parti bu tip bir koalisyonla yanacak, tükenecek.
İşi çarşılara kadar uzatıp bayatlatmanın alemi yok.
Meclis başkanlığı ittifakında olduğu gibi bu kez de iktidar ortaklığında bir araya gelerek AK Parti MHP hükümetini hemen kurmak lazım.
Seçim öncesi MHP’nin meydan konuşmalarında hükümete karşı yönelik “tek adam olma vesayeti” suçlamaları yer almıyor muydu?
İşte şimdi iki adam oldunuz.
Bu sefer de kırmızı çizgiler diye tutturursanız Kılıçdaroğlu’nun ekmeğine yağ sürmüş olursunuz. İki kulaç atmadan hemen erken seçime kapı açılır da MHP eski çizgisine çekilirse demedi demeyin. Tam deyimi ile duvara toslar.
Dans dedik ya, pistin dışında ara danslar da var.
HDP sanki ülkede huzuru istiyormuş gibi her çeşit ittifakı kabul eder havlarında iktidar ortaklığına soyunuyor. Ola ki bir dahaki sefere bu Zerdüştlü, eşcinselli Marksist yaratıkların peşine takılanlar cayarlar, o zaman da havası iner diye MHP ile bile masaya oturacağını açıkça söylemekten çekinmiyor.
MHP de kaçtıkça o da peşinden kovalıyor.
Güneydoğu semalarında bu tip bir dans şekli yok da ola ki Kandil’in vermiş olduğu taktik sonucu Kürt halkını uyutma ve aldatma numaralarıdır.
Ne pişkinlik değil mi!
İtaat etmiyor diye köy muhtarını kurşuna diz, HÜDA-PAR taraftarıdır diye hunharca öldür, yörenin kalkınmasına engel olmak için çalışan makineleri yak, işçileri kaçır, çocukları dağa kaçır, sonra da dön barıştan söz et. İşte buna iki yüzlü dans derler.
O halde laka lukayı bir tarafa bırakarak fitili yabancı servisler tarafından tutuşturulan bölücülük tehlikesinin çaresine bir an önce bakmak lazım.
Bunun da tek yumruk olmaktan başka yolu olmadığına göre iş başa düştü, işte buyurun... Yoksa “ben milliyetçiyim, vatanperverim” gibi boş laflar para pul etmez.
O gibilerine bit pazarında bile iyi fiyat vermiyorlar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.