Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Harcırah Çarpan Federasyon Başkanı

Harcırah Çarpan Federasyon Başkanı

Harcırah, kısaca, başka yerlerde geçici olarak göreve gidenlere, yapacakları masraflar için ödenen para.  

Devlet de kurumlar da göreve gönderdiği personelinin masrafını, elbette karşılayacak. İhtiyaçlarını gözetecek. Ama, bu mesele, devlette öyle bir gelir kapısı oldu ki düzeltebilene aşk olsun. Bazı bürokratik görevler, neredeyse para basma makinesi. Evinin kirâsını ödeyemeyenler, bu görevlere gelince kolayca mülk sâhibi oluyorlar. Devlet parasıyla dünyayı dolaşıp üstüne de para almak çok tatlı olsa gerek. 

Size, aklınıza hayâlinize gelmeyecek harcırah hikâyeleri anlatabilirim. 

Ancak, konumuz bu değil. Bu, bir iktidar eleştirisi de değil. Kimse “Bu dönem” demesin. Her dönem böyle. Düzen, bunun üzerine kurulu. Adam kitabına uydurup, görev diye geziyor veya gerçekten gezici görevi var. Prosedürden şaşmayınca sorun yok.

Anlatacağım hikâye, muhtemelen istisnâ. Böyle bir rezillik ne gördüm ne duydum.

Bir federasyon başkanı. Göreve geldiğinde ilk dikkatini çeken şeylerden birisi, harcırah. “Yetim hakkı yedirmem.” diye kolları sıvıyor. Uzun yıllardır aynı görevde. 

Şimdi ise işi gücü, ülke ülke gezmek ve hayal ettiği her şeyi federasyon parasıyla temin etmek. Bir ara devlet parasıyla helikopter almayı düşünmüş. Ama Yunanistan’ın şımarıklığından bıkan AB misâli, “Yeter artık!” demişler. Küçük çocuklar gibi içlenmiş.

R. Bey, federasyon kurullarının birinde görevli. Bir yurtdışı görevi çıkıyor. Federasyon başkanı, R. Bey’e, ”Biraz sıkışığız. Sâdece masrafları karşılayacağız. Harcırah veremeyeceğiz.” diyor. R. Bey, “Olabilir.” deyip kabul ediyor. Halbuki kânûnen, harcırahsız yurtdışına çıkış diye bir şey yok. 

R. Bey, yurt dışında masraf etmeden idâre ediyor ama, eşe, dosta, çocuklara bir hediye falan alamıyor. Bu arada federasyon başkanı, güzel güzel alışveriş yapıyor. Çocuklar gibi para harcıyor. Gezi bitince dönüyorlar. Bir gün, R. Bey’in telefonu çalıyor. Genel sekreter, harcırah için imzâ atmasını istiyor. “Ne harcırahı?” deyince, “Yurt dışına giderken başkana emânet etmiştim. İmzânız eksik.” diyor.

Dedim ya kânûnen muhakkak harcırah verilir ve işlemi yapılır. Genel sekreter, olaydan habersiz mi kırışıyor mu, orası meçhul. Bu hâdisenin ilk mi son mu olduğu da meçhul.

R. Bey, imzâ atsa bir dert; atmasa bir dert. Korktuğundan değil, şikâyet etse bir sonuç alamayacağından “Allah cezânızı versin.” deyip imzâlıyor ve federasyonla bütün bağını koparıyor. “Çok şey gördüm ama, o gün midem bulandı.” diyor.

Evet, devletin verdiği harcırahı suiistimal eden çok insan var ama, yanındaki görevlinin harcırahını yiyeni ben de ilk defa duydum. O kadar mı açsın kardeşim? Sen nasıl bir evde yetiştin? Nasıl bir çocukluk geçirdin? 

“Nasıl bir çocukluk?” sorusu aklınıza sefâlet veya açlık getirmesin. Her istediği alınan, şımartılan çocukların da sonu böyle olabiliyor. Babam nasıl kazanıyor diye umursamadan harcayan, öz kardeşinin hakkını gözetmeyen çocuklar, büyüyünce devletin, milletin başına dert oluyor. Siz siz olun “Benim yavruma her şey fedâ ” cümlesini kullanmayın. Çocuklar, bunu gerçek sanabiliyor.

Adamın twitter hesabına baktım. Hayatta inanmazsınız bu adamın böyle bir şey yapacağına. Adını yazsam beni bile “iftirâcı” diye taşlarsınız. Hazretin siyâsete yakın olan ve yazarlığa soyunan bir kankası var. Yedikleri herzeleri bir tanıdığıma anlattım. “Ama, o yazılar?” diye şaşırdı. “Eee…İşin sırrı burada.” dedim.

Bu federasyon başkanı şimdi ne mi yapıyor? Tedbir aldığını duydum. Koalisyon olursa, bağlı olduğu bakanlık başka partiye geçebilir. Ak Parti’ye sövme zamanı anlayacağınız.

Not: Harcırahını, sadaka ve burs olarak bağışlayan gözü gönlü tok insanları başka bir zaman yazarım inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi